Büyük umutlarla sezon başlar, haftalar ilerler, defolar ortaya çıkmaya başlar, taraftarlar ve yöneticiler takımı birkaç takviyeyle kusursuz hale getirmeye yarayacak ara transfer dönemini beklemeye başlarlar. Her ne kadar sezona kulübünde başlayan bir oyuncuyu sezon ortasında evinden koparmak zor olsa da sıkışık süresine rağmen genelde çok yoğun geçer bu dönemler. Yapılacak takviyeler şampiyonluğun anahtarları olabileceği gibi takım kimyasını onarılmaz bir biçimde bozabilir de. Benim için bu dönem artık sadece Sneijder ve Drogba’yı hatırlatsa da insan tanımadığı bir latin futbolcu ismi duyunca bile heyecanlanıveriyor.
Bu sezon ara transfere dönemine beklenildiği gibi yine Çin damga vurdu. Futbol merkezini bile değiştirecek güçte paralar ortaya saçtıklarından beri üzücü derecede çok yıldız futbolcuyu çekmeyi başardılar. Oralarda transfer dönemi Mart’a kadar sürdüğü için bu yazı yayınlanırken Arda saçma sapan paralara Çin’in yolunu tutabilir. Onun dışında Avrupa’da PSG dışındaki büyük kulüplerden önemli hamle gelmezken, orta sıra takımlardan ilk 11e 5-6 oyuncu monte edenler bile oldu. Ülkemizde Beşiktaş en hareketli geçiren takımlardan olurken, Kayserispor Varela, Antalyaspor da Sandro hamleleriyle dikkat çektiler. Şimdi bu transfer döneminnde tüm dünyadan dikkat çeken birkaç transferi inceleyelim:
Alexandre Pato: Erken yaşta yıldızlaştıktan tüm dünyanın tanıdığı bi adam haline geldi. Şöhretinin ve kariyerinin yükselişine sakatlıklar dur dedi ve Brezilya’nın yolunu tuttu. Kendini yeniden toparladıktan sonra Avrupa futbolu ona Chelsea ve Villarreal ile bir şans daha verdi ama ne yazık ki olmadı. Genç yaşta Çin’in yolunu tutan Brezilyalılar kervanına katıldı. Yaşı itibariyle 2 sene sonra Avrupa’yı son bir kere deneyeceğini düşünüyorum. Çin’de atacağı goller pek takip edilmeyecek olsa da Avrupa’daki piyasasını 30una kadar kaybetmez. ( Quanjian- 15 milyon euro)
Gonçalo Guedes: Genç yıldız adayı 20 yaşında olmasına rağmen bu sezon Benfica 11’inde yerini kapmıştı. Düzenli bir şekilde forma bulan genç yetenek kanatlarda görev alıyor ve hızıyla dikkat çekiyor. Kendisi için ödenen 30 milyon euro’yu ne kadar hak ettiği tartışılır ancak ondan önce tartışılması gereken konu genç oyuncuya PSG’nin vereceği süreler.
Memphis Depay: Manchester United’a transfer olmadan önce PSV ile büyük sansasyon yaratmıştı. Hızı ve şutlarıyla çok dikkat çekiyordu. Büyük bir yıldız olmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Ama ne yazık ki Hollanda gol kralı olarak geldiği Premier Lig’de 1.5 sezonda beklentileri karşılayamadı. Mourinho döneminde formayı iyice unuttu. 18.5 milyon euroya Lyon’a giden Depay hızlı kanat oyuncularının iş yapabildiği Fransa’da aradığı ortamı bulabilir. Burda da beklenen patlamayı yapamazsa Hollanda Ligi istatistiklerine duyulan güven iyiden iyiye sarsılmaya başlar.
Dmitri Payet: Bu ara transfer döneminin en büyük olayı kuşkusuz Payet idi. Bilic’in hakkında neler düşündüğünü tahmin etmek bile zor. Yıllardır Türk spor gazetelerinin yalan haberlerine konu olmuş olan “Göndermezseniz kendimi sakatlarım” efsanesi bu dönemde kendisi ile hayat buldu. Sonunda istediği oldu ve 25 milyon euroya eski kulübü Marsilya’ya geri döndü. Arkasında adına besteler yapan, stadyuma resmini yapan kalbi kırık West Ham taraftarı kaldı
Luiz Adriano: Ukrayna’da Shakhtar formasıyla yıldızlaşan hızlı Brezilyalı forvet büyük umutlarla Milan yeniden yapılanmasında transfer edildi. Beklentileri karşılayamamasında Bacca’nın gölgesinde kalması da etkili oldu. Şimdi yine alışık olduğu coğrafyaya bu kez Rusya’nın Spartak Moskova kulübüne transfer oldu. 2 sezon daha Türkiye’ye transfer haberlerine konu olur büyük ihtimalle.
Julian Draxler: Canlı olarak ilk kez Schalke Galatasaray eşleşmesinde izlemiştim. Dribbling ve pas yetenekleriyle 2 seneye kalmaz Hazard, Ribery seviyelerine çıkar dedirtiyordu ama yaşadığı büyük sakatlık onun da kariyerine sekte vurdu. Geçen sezon toparlanıp milli takımda yerini alsa da bu sezona Wolfsburg ile çok iyi girememişti. Bu onun PSG’ye 35 milyon euroya transfer olmasına engel olmadı. Yaşı da daha 23 ve potansiyeline ulaşması için halen yeterli zaman var.
Oscar: Afrikalı ve Güney Amerika’lı futbolcularda daha sıklıkla yaşanan durum kendini tekrarları ve Oscar da kariyerinin en verimli olması gereken yaşlarında Çin’in yolunu tuttu. Kulübüne 60 milyon euro kazandırmasına ve bu sezon Conte’den forma alamamasına rağmen kariyerini Avrupa’nın güçlü bir kulübünün yıldızı olarak sürdürebilirdi. Sevilla veya Atletico Madrid güzel tercihler olabilirdi.