Muhammed Musaddık, 1953 yılında Amerikan ile İngiliz istihbaratının desteğiyle gerçekleştirilen darbe sonucu iktidardan indirilmiştir. Adı milliyetçilik ile bağdaştırılan ve günümüzde de İran’ın milli lideri olarak bilinen Musaddık iki sene süren başbakanlık döneminde petrolün millileştirilmesi üzerinde durmuş ve o zamanın şahı Muhammed Rıza Pehlevi’yle olan iktidar çekişmesiyle de dikkatleri üzerine çekmiştir. 1951 yılında göreve geldiğinde Musaddık’ın ilk işi petrolün millileştirilmesi üzerine attığı adımdı ve bu durum batılı devletler tarafından hoş karşılanmadı. Petrolü millileştirme politikasının uygulanması sonucunda İran darboğaza girdi. 1953 yılında düzenlenen darbeyle Musaddık’ın görevden alınması sonucu bu ambargolar kaldırıldı.
Muhammed Musaddık 1882’de Tahran’da doğup eğitimini Paris’te ve İsviçre’de almıştır. Siyasi hayatına 1921’de baba Rıza Pehlevi’nin düzenlediği darbe sonucu önce maliye bakanlığı ve sonra dışişleri bakanlığında bulunduğu görevlerle başlamıştı. Ne var ki Rıza Pehlevi’nin kendisini şah ilan eden yasa önerisine karşı çıkmıştı. Bu yasanın kabul edilmesiyle siyasetten çekilen Musaddık, 1941 yılında İran’ın İttifak devletleri tarafından işgali ve baba Rıza Pehlevi’nin tahttan indirilip oğlu geçirilmesi sonucu 1944 yılında siyasi hayatına geri dönmüştür. İran tarihinde 1940’lı yıllar milliyetçi anlayışın kabul görmeye başladığı yıllardır ancak siyasetin de oldukça karıştığı zamanlara denk gelir. Dışişlerinde İngiliz ve Sovyetler baskısı bulunan İran iç karışıklıklarla da uğraşmak durumundaydı. Ülkenin bir tarafında İslamcılar bulunmaktaydı ve en ufak bir modernleşme hareketine başkaldırıyla cevap veriyorlardı. Diğer tarafta ise Moskova’ya bağlı komünist parti Tudeh bulunuyordu. Bunun yanında milliyetçiler, cumhuriyetçiler ve iktidara göz dikmiş bir grup subay da bulunmaktaydı. Bir siyasi birleşmenin söz konusu olmadığı bu dönemde farklı ideoloji gruplarının tek noktası batı düşmanlığıydı.
Musaddık liderliğinde oluşturulan Ulusal Cephe isimli koalisyon 1949 yılında Şah Muhammed Rıza Pehlevi’ye taleplerini ilettiler. Bu talepler “seçimin adil olması, sıkıyönetimin kaldırılması ve ifade özgürlüğünün sağlanması” üzerine olup bunlara destek veren her ideoloji, parti ve örgütten katılıma açık olduklarını belirttiler.
1950 yılında sekiz milletvekiliyle meclise giren Ulusal Cephe milletten büyük bir destek gördü. Şah’ın meclise müdahalesini engellemek için yapılan anayasal düzenlemelerin yanında petrolün millileştirilmesi üzerine çalışmalarını başlattılar. Petrol sanayisinin millileşmesi ile ilgili tasarının mecliste kabul edilmesiyle sanayi millileşti ve bu İran tarihinde despotizme karşı bir zafer olarak yerini aldı. Musaddık başbakanlık koltuğuna yükseldi.
Musaddık başbakan olduktan hemen sonra İngiliz petrol şirketleriyle görüşmeye başladı ancak görüşmeler tıkandı ve şirketin İngiliz çalışanlarının tahliyesiyle İngiltere İran petrol pazarından çekildi. Bir yıl sonra ise İngiltere ile diplomatik ilişkiler kesildi. Yeni bir Pazar arayışına giren İran aradığını bulamadı ve 1951’de uygulanmaya başlanan ambargolarla ekonomi gittikçe zayıflıyordu. Bir yandan da Şah Muhammed Rıza Pehlevi Musaddık’ı görevden almak istediyse de bu durum kanlı halk protestolarını ateşledi. Halkın desteği ve Şah’ın geri çekilmesi sonucuyla Musaddık görevine kaldığı yerden devam etmeye başladı.
TPAJAX ve 1953 Darbesi
Amerikan yönetiminin Truman’dan Eisenhower’a değişmesi olayların gidişatını büyük ölçüde etkilemiştir. Truman kendi yönetiminde İran’ı kaybetmek istemediği için İngiltere’nin taleplerine cevap vermemiştir ancak Eisenhower’ın İngiltere’nin yanında yer alır. İngiltere ve Amerika, İran petrol krizini çözmek için en etkili yolun Musaddık hükümetinin devrilmesi olduğu kararına varır ve TPAJAX operasyonu başlatılır. Bu operasyonun başına da Amerika’nın istihbarat teşkilatı olan CIA’in Yakın Doğu ve Asya Şefi Kermit Roosevelt getirilir.
Operasyon için gazeteciler, din adamları, çeteler satın alınıp kullanılır ve darbenin zemini hazırlanır. Yabancı istihbarat örgütlerinin kara propagandaları sonucu Musaddık önemli destekçilerini kaybetmeye başlamıştır ve sokakta olaylar büyümeye başlamıştır. Sonuç olarak, iç ve dış güçlerin iş birliğiyle birlikte halk tarafından seçilen ve petrolü millileştiren Muhammed Musaddık Başbakanlık görevinden alınmıştır.
Darbeden sonra ülkeyi yterk eden Şah Muhammed Rıza Pehlevi geri dönmüştür ve Amerika ile İngiltere’nin seçtiği General Zahedi başbakan ilan edilir. İngiliz şirketleri ile petrol sanayisi arasında da yeni bir anlaşma tasarısı oluşturulmaya başlanmıştı. Darbeden sonra da ekonomide herhangi bir rahatlama olmayıp, yoksulluğun artmasıyla sosyo-ekonomik sorunlar baş göstermiştir. Şah ise Musaddık’ın kazandığı popülariteyi kazanamamış ve dış güçler tarafından ayakta tutulan bir kukla kimliğinden sıyrılamamıştır.
Uzun yıllar bu operasyon hakkında Amerika’dan herhangi bir açıklama gelmemiş olmasına karşın 2009 yılında Obama tarafından yapılan açıklama doğrultusunda TPAJAX kabul edildi ve CIA darbedeki sorumluluğunu üstlendi.
Kaynakça:
http://foreignpolicy.com/2013/08/19/cia-admits-it-was-behind-irans-coup/
https://www.theguardian.com/world/2013/aug/19/cia-admits-role-1953-iranian-coup
http://ife.org.tr/wp-content/uploads/2016/04/Musadd%C4%B1k-ve-Ajax-Operasyonu.pdf
http://www.orsam.org.tr/files/OA/76/4_pinararikan.pdf
https://www.vakifbank.com.tr/documents/earastirma/2015/03082015.pdf
http://www.hurriyet.com.tr/cia-1953-iran-darbesini-duzenledigini-resmen-kabul-etti-24547063
öğretmenr8
Günümüz politikası ile eşdeğer politikalar hala devam ediyor. Ortadoğu halklarının aydınlanması çok önemlidir. Islamiyet üzerine değil de aydınlanma ve dini ritüellerini yerine getiren bir islam coğrafyası oluşur ise (arap İslamî değil) bölge halkı hem savaştan huzursuzluktan uzak bilime önem veren bir yaşam tarzı sürer.
Bilgi için teşekkürler Irem Ayça AYKIN.