XVI. Yüzyıl, inançları uğruna ölenlerin yüzyılıydı. On binlerce insan, tartışmalarına Tanrı’nın taraf olmaması için kendilerini feda ettiler.
XVIII. Yüzyıl; özgürlük ve eşitlik uğruna ölenlerin yüzyılıydı. Yüz binlerce insan; despotlara, bağnazlara ve zalimlere karşı savaş açarak kendi kendileri yönetme, düşüncelerini istedikleri gibi dile getirebilmek için kendilerini feda ettiler.
XX. Yüzyıl, kâr hedefli aşırı üretimin yerine kullanıma dönük planlı üretimin bulunduğu bir düzenin gerçekleşmesi uğruna ölenlerin yüzyılıydı. Milyonlarca insan; sömürüyü, sefaleti, güvensizliği, savaşı ortadan kaldıracak ve insanlar için daha büyük bir refah ve mutluluğun kapılarını açacak bir düzen uğruna kendilerini feda ettiler.
Ve XXI. Yüzyıl… Tanrı korkusu ve inancı ile desteklenen “çoğunluk” iktidarlarının, artan nüfus ve azalan üretimle beraber bir parça ekmek uğruna birbirlerini boğazlayanların yüzyılı…
Gelecek… Geleceği yaratan bugünü ve geçmişiyle insanlıktır. İnsanlık, herhangi bir amaç uğruna ölmeyi, feda edilmeyi bekledikçe; geleceğin bugünden ya da geçmişten pek de farkı olmayacaktır.
İnsanları, yöneticileriyle beş yüz yıldan bu yana karşı karşıya getiren nedenlerle; yarın birbirlerini boğazlamaya itecek olan nedenler aynıdır: Ezen-ezilen ilişkisi, ancak parası olan için yapılan aşırı üretim, sömürü…
İşte, bugünün gerçeğinden bakılınca gelecek; bunların zamanıdır; açlık, savaş, kıtlık, salgın hastalık ve ölüm demektir. Gelecek -eğer insanlığın beş milyon yıl önce başlayan öyküsü hala sona ermemiş olursa- bunlar yaşanıp bittikten sonra inşa edilecektir.
Şimdi kurulan hayal, işte o geleceğin hayalidir. Ayağa kalkan, bozuk düzene başkaldıran insanların; herkes için acı ve yoksulluktan ayrı bir yaşam ve ölümün; yepyeni bir dünyanın; özgürlük dünyasının hayali… Sayıları arttıkça güçleri azalan pek çok el yerine, dünyanın her yerinde az sayıda da olsa güçlü eller yaşamı anlamlı kılacaktır.
Gelecek inşa edilecektir. Herkesin katılmak zorunda olduğu bu süreç, dünya tarihinde görüldüğü gibi yukarıdan aşağıya doğru yürütülmeye çalışılan gelişmelerle başarılı olmayacaktır. Her dönüşüm ancak onları var eden kitlelerin gücüyle gerçekleşecektir. Bu kitleler gelecekleri için harekete geçecekler ve geçmişten farklı olarak ölmek yerine, daha büyük ve daha insanca bir yaşam süreceklerdir.