Kaynağı Meçhul Bir Aydınlık

İlan ediyorum efendim, “Bu memleketin en büyük sorunu aydınlardır”. Zinhar “ya hu olur mu, aydınlar ülkeyi aydınlatırlar” falan demeyin bal gibi olur. Aydınlar ülkeyi aydınlatırlarmış falan geçiniz bunları zira aydın şudur, şu olmalıdır meselelerini çoktan geçtik diye düşünüyorum; aydın dediğimizde bu lafzı kullanan ve ilk akla gelenleri bir düşünürsek yazıya sağlıklı bir şekilde devam edebiliriz. Bu aydınlar kimi zaman oyuncu kimi zaman yazar kimi zaman akademisyen olarak karşımıza çıkıyorlar. Barış şarkıları söylüyorlar lakin tutturdukları bu şarkının da anlamı meçhul. Zira bu aymazlar, teröristlere şarkılar yazıp filmler çekebiliyorlar ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne zaman dış mihrakların hoşuna gitmeyecek bir şey yapsa, mesela sınır berisi ya da ötesinde kapsamlı bir operasyon yapsa orada başlıyor bunların barış bağrışmaları. Anlayacağınız kendini aydın olarak tanımlayan büyük bir ihanet çetesiyle karşı karşıyayız. Nerede milli çıkarlara aykırı bir bildiri, bir ilan var, her ne hikmetse orada birden ışık saçmaya başlıyor bu aydınlarımız. Sadece somutlaştırmak adına: en son örneğini gördüğümüz yüz yetmişlikler, adındaki Türk lafzından utanmayan Tabipler Birliği ve daha niceleri…

Bunca askerimizi, polisimizi şehit eden terör örgütlerine ne zaman bir taş değse bunların canı acıyor, ağlamaya başlıyorlar. Ya hu bu örgütler otobüs durağında bekleyen SİVİLLERE bombalı saldırı düzenledi. Köy basmadan tut, durak bombalamaya kadar saymakla bitmeyecek eylemler ile yüzlerce sivil katletti, bir kelime döküldü mü ağzınızdan? Ota çiçeğe imza topluyorsunuz bir de şu eylemlere bir şey deseydiniz ya!

Mesela şu aydınlarıyla, sanatçılarıyla meşhur semtlere gitsek (Semtlerin isimlerini zikret etmekten imtina ediyorum. Hasbelkader buralarda yaşayan bir ehl-i namus çıkarsa gönlü incinir. Zaten semtler az buçuk tahmin edilebiliyordur.) ve “Ey ehl-i vatan, bu teröristler askerlerimizi şehit etti, şurada sivillerimizi öldürdü, bir sözü olan yok mu?” desek ne tepki alırız?  Hadi, bu çağrıyı tetkik etmeye ve gelecek tepkileri tahmin etmeye çalışalım: dakika bir gol bir “ehli vatan” dedik, kabul edilebilir bir şey mi bu? Bu çağda kendine böyle seslenilen bir aydın bu lafı üstüne nasıl alınabilir, bu çağda vatan falan bu neyin faşizmi, nasıl gericilik ya hu? Aman devam edelim, aydınların tepesi atmaya başladı bile. “Teröristler” dedik, hiç olur mu öyle “egemenlerin” ağzıyla konuşmak, onlar gerilla ve özgürlük mücadelesi veriyorlar bir kere. Hem askerimiz hem şehit… Aman efendim, aydınlarımız sinirden yerinde duramaz oldu. Egemenlerin faşizmini uygulayan kişiler bir aydını ilgilendirmeyeceği gibi bir de şehitlik falan çıkarıyorsunuz, tövbe estağfurullah! Sivilleri mi öldürdü?! Ne cüretle böyle bir söz söyleyebiliriz aydın semtlerinde. Kimileri belki de sessiz kalacaktır ama çoğu sivillerin katlini asla kabul etmeyecektir bile. Zaten bu noktanın ötesine geçemezsiniz zira bu son kısım bardağı çoktan taşırdığı için azarlana azarlana, belki yaka paça, bu semtlerden atılırsınız. Aman ha, siz en iyisi kalkışmayın böyle işlere! Hem bunlar arsızdır, bu soruyu sormaya kalkarsanız tüm bunların gerçek sebebinin siz ve sizin gibiler olduğunu söylerler, tiyatro oyunlarında, köşesini tuttukları gazete ve dergilerde size yüklendikçe yüklenirler. Hatta festivallerde, filmlerde sizi, (tabii sizin şahsınızda bu fikri taşıyan her vatandaşımızı, ehl-i namusu) aşağılayan filmler yaparlar, kendilerini anlamayan zavallılara vurdukça vururlar.

Barış diye çığıran, çözüm süreçlerinden, açılımlardan medet uman gafillerin, çözüm diye diye memleketi çözmek istedikleri, açılım açılım açılmak isteyenlerin memleketi derin stratejilerde boğmak istediği, zannımca, açıktır. Belki de tek bir teröriste terörist dememiş bir avuç soytarı nereden güç buluyor böyle? Yerli ve milli mutabakat nerede? Her şeyden önemlisi her biri bir şehit yahut gazi evladı olan milletimiz neden bunlara prim veriyor? Bunların yazacak köşe, oynayacak dizi, çıkacak televizyon bulamaması lazım. En azından şehitler hatırı için bu gerekiyor. Her gün bir başka şehit verdiğimiz FETÖ, PKK, DEAŞ ve bilmem ne bela terör örgütlerine karşı süren mücadelemizde şehitlerin kanı yerde kalmamalı, vatan sağ olsun diye bir bir şehit olan yiğitler hatırına erkân-ı devlet gerekenleri yapmalıdır, milletimiz de desteğini esirgememeli sosyal hayatta üzerine düşeni yapmalıdır. Milli varlığa zararlı tüm cemiyet ve fertlerin kökü kurutulmalıdır.

Kapak Fotoğrafı Kaynağı: http://www.canakkalesehitlik.net/dur-yolcu.html

Leave a Reply