Vedalar, Başarılar, Hayal Kırıklıkları… Karşınızda 2018 Yılında Spor Dünyası!

Titan’ın Dönüşü

2018 yılında bir büyük titanın, Novak Djokovic’in zirveye dönüşüne tanıklık ettik. 2016 Amerika Açık finalinden sonra kademeli olarak gerileyen Djokovic 2017 Wimbledon’daki hayal kırıklığından sonra sezonu kapatmıştı. 2018 sezonuna 6 galibiyet ve 6 mağlubiyet ile giren ve mayısın ortasına kadar adeta yerlerde sürünen Djokovic, mayıs ortasındaki Roma Masters’ta yarı finale çıktığında aslında geri dönüş sinyallerini vermeye başlamıştı. Roland Garros’ta da çeyrek finale kadar yükselen Djokovic çim kort sezonu için iddialı olduğunu iyiden iyiye gösteriyordu ki Wimbledon öncesi Fever-Tree(eski ismiyle Queen’s Club) turnuvasında da final oynadı. Wimbledon gelip çattığında çoğu tenis severin gözü Djokovic’in üzerindeydi: Sırp tenisçinin Nadal ile oynayacağı yarı final öncesi herkes bunun klasiklere girecek bir maç olacağından emindi. Nitekim ertesi güne sarkan karşılaşma 5 set ve 6 saatin sonunda Djokovic’in galibiyetiyle bitti Sırp yıldız bundan sonra da 4. kez Wimbledon kupasını kaldırdı. Djokovic için sezonun dönüm noktası Nadal ile oynadığı bu yarı final maçı olmuştu zira bu büyük imtihandan başarıyla çıkan Djokovic sezonun devamını adeta domine ediyor, Cincinnati’de Federer hegamonyasını yerle bir ederken Amerika Açık’ta da sadece 2 set kaybederek şampiyon oluyordu. Şangay Masters’ı set vermeden kazandıktan sonra Paris Masters’ta finale çıkan Djokovic 2 yıl sonra tekrar 1 numaraya yükseliyor ve sezonu da zirvede tamamlıyordu. Sezonu 1. sırada bitiren en yaşlı erkek tenisçi ünvanını alan Djokovic 2018 sezonu performansıyla hafızalara kazındı desek az bile.

-Baran ATAMAN

 

Olaylı Maç: Khabib vs. McGregor

7 Elim 2018 tarihinde Türkiye saatine göre sabaha karşı 07.00’de ABD’nin Las Vegas kentindeki T-Mobile Arena’da Khabib Nurmagomedov ile Conor McGregor karşı karşıya geldi. McGregor geçtiğimiz yıl ağustos ayında Floyd Mayweather yenilgisinden sonra, Khabib karşısına büyük hayallerle çıkmıştı. Ancak gece Mcgregor için hüsranla sonuçlandı. Hafif sıklet 1 numarası Khabib Nurmagomedov, Conor’u 4. rauntta submission ile (rakibini pes ettirerek) yendi ve Mcgregor’a ağır bir yenilgi yaşattı. UFC’nin 229 nolu maçından önce iki UFC dövüşçüsünün arasında gerginlikler yaşanmıştı. Mcgregor, Nurmagomedov’un otobüsüne dalıp içeridekilere saldırmış, maçtan önce  de fotoğraf çekimleri ve tartı sırasında rakibi Nurmagomedov’a saldırmaya çalışmıştı. Maça kadar yaşanan olayların gerginliği maç sonrasında da devam etti. Khabib aldığı galibiyetten sonra, provokasyonlara dayanamayarak bir anda ringin dışına atladı ve Conor’un ekibine saldırdı. Mcgregor maçtan sonra rövanş teklifinde bulundu, yakın zamanda Khabib ve Mcgregor arasında bir kez daha seyir zevki yüksek bir maçı izleyeceğimizi düşünüyorum.

-Muharrem CİVAN

 

NTV Spor Yayın Hayatına Son Verdi!

Bir jenerasyona sporu sevdiren kanaldı NTV Spor. Sporseverlerin başına gelen en güzel şeylerden biriydi. 2008’de hayatımıza girdi ve iyi ki de girdi. Ülkemize unutulmaz programlar armağan etti. Spor Servisi, Spor Gecesi, %100 Futbol ve Kırmızı Çizgi ilk aklıma gelenlerdir. Birçok değerli spor gazetecisini de NTV Spor sayesinde tanıdık. Güntekin Onay, Mert Aydın ve Mehmet Demirkol gibi insanlar bu kanalda yer aldı.  Her güzel şeyin bir sonu var derler. Gerçekten de öyle oldu. NTV Spor, 17 Mart 2018 yılında yayın hayatına son verdi. 2018 yılı NTVSporu canlı izlediğimiz son yıl olarak tarihe geçti.
-Ege KATIRCIOĞLU
Çıkarın Kaskları: Alonso Emekli Oluyor

Fernando Alonso… 2003 Macaristan Grand Prix ’ini kazanarak en genç Grand Prix kazan pilot olduğunda, herkes bu ismi daha fazla duyacağını hissetmişti. 2005 yılında, 5 yıllık Schumacher, 6 yıllık Ferrari hegemonyasına son verirken bir de 24 yaşında en genç şampiyon oldu. Bununla da kalmayıp 2006’da bir daha kürsünün en üstünde çıktı. Artık peş peşe şampiyon olan en genç pilot da kendisiydi. Ama artık yeni bir heyecan arayan Alonso, kendisini McLaren koltuğunda bulmuştu. Ne var ki bu heyecan uzun sürmedi. Bir başka şampiyon Lewis Hamilton ile yaşadığı problemler ve takımının tavrından rahatsız olan El Nano tekrar eski takımı Renault’a döndü. Sıradan geçen iki yılın ardından Scuderia Ferrari ile tekrar zirveye oynamaya başladı. Burada ise talihsiz ikincilikler bir türlü peşini bırakmadı. Ferrari pilotu olarak yarıştığı 5 yılda 3 kez 2. oldu. 2015 yılında tekrar McLaren’e dönen dünya şampiyonu kariyerini burada noktaladı. Kariyerine baktığımızda çok başarılı gözükmese de, genç yaşında 7 kez Dünya Şampiyonu olmuş Schumacher ve buz adam Kimi Raikkonen ile yaşadığı rekabeti onu dünyanın en tanınan sporcuları arasına sokmaya yetti. En problemli rakiplerinden Lewis Hamilton bile onu bu sözlerle tanımlamıştı. “O en iyi sürücülerden birisi ve yarıştığım en iyi pilot.” Formula 1 tarihine derin izler bırakan, kendine has kaskı ile akıllarda yer eden Fernando Alonso, Formula 1 pistlerine veda etti.

-Raşit AYVENLİ

 

Almanya Milli Takımının Çöküşü

2018’i iple çekmemizin temel nedeni olan Dünya Kupası hiçbirimizi hayal kırıklığına uğratmadı. Mart ayındaki hazırlık maçlarıyla başlayan süreçte herkesin favorileri belliydi ama sayılı kişi Almanya’nın çuvallayacağını öngörmüştü. Bunlardan biri olmak beni gururlandırmasa da bunun yaşanacağı dünden belliydi. Otomasyonun önde gelen ülkesi olunca hayatın farklı alanlarında da bunu denemek istemiş olabilirler. Almanya, Dünya Kupası’ndan elenirken ve sonrasında Uluslar Ligi başarısızlığını yaşarken ellerindeki oyuncuların tamamı birbirine benziyordu. Forvetinden merkez orta sahasına, kalecisine tüm oyuncuları aynı oyun karakterine sahipti. Aykırı olan isimler; Mario Gomez, Mesut Özil ve Leroy Sane’nin farklı farklı sebeplerle devre dışı kalmalarından sonra başarısız olmaları kaçınılmaz oldu. Gomez yokken gol atamadılar, Müller saydığım oyuncuların yokluğunda etkisiz kaldı. Premier Lig’in yıldızına dönüşen Sane’nin kesilmesiyle rakip kaleye gidecek farklı tipte oyuncuları kalmadı. Gerçekten özel bir yetenek olan Kimmich ve Kroos haricinde tüm oyuncuları aynı seviye olan Almanya göz göre göre çöktü. Üzücü mü? Değil, çünkü ülkemizi de doğrudan etkileyen bir vasatlık zinciri yarattılar. Almanların o sisteminden çıkan oyuncuların üst kademesinde olan Hakan Çalhanoğlu milli takımımızı, orta kademesinde olan Tolgay Arslan Beşiktaş’ı, alt kademesinde yer alan Tolga Ciğerci ise Galatasaray ve Fenerbahçe’yi vasatlaştırdı. Kabul, o sistem belirli bir standardı sağlıyor ama futbolda her geçen gün ileri gitmek şart. Aksini savunan çıkabilir ama 2018 bize futbolda otomasyonun, yetenekleri körelttiğini gösterdi.

-Sina KIRATLI

 

Ev Gibisi Yok(!)

2018 Formula 1 sezonu sona ereli yaklaşık bir ay oluyor ve bu sezon ne kadar sonu biraz sıkıcı geçse de hibrit-turbo döneminin en heyecanlı sezonuydu. 2014’te başlayan Mercedes iktidarı bu yıl da devam etti devam etmesine, fakat Mercedes’in koltuğu hiç bu kadar sarsılmamıştı. Ferrari geçen yılki gelişimine devam etti ve Vettel ile Hamilton’u tekrar ve daha güçlü bir şekilde zorladı. Geçen yıl Singapur’daki Raikkonen-Vettel kazası şampiyonluğun kime gideceğini belirlemişti. Bu yılın en kritik, en dengeleri değiştiren, en önemli anı ne diye sorunca sanırım herkesin aklına tek bir yarış geliyordur: Almanya. Vettel, ev sahibi olduğu Hockenheim’da yaklaşık 10 saniye farkla öndeyken bir anda kendini yarış dışı buldu. Teknik aksaklıklar bir kenara, bu Vettel’in kendi hatasıydı ve bu yarıştan sonra moral olarak kendini toparlayamadı. Belki sezonun ortasıydı, fakat bu hata bütün Ferrari takımını derinden etkiledi ve Hamilton ile Mercedes’in tekrar şampiyon olmasının önünü açtı. Elbette Vettel’in İtalya, Amerika ve Japonya’da attığı spinler ve Raikkonen’in 5 yıl sonra gelen zaferi de çok önemli hadiseler, fakat Almanya Grand Prix’i hafızalardan kazınmayacak bir an olarak akıllarda kalacak.

-Cem DEĞİMLİ

 

Teşekkürler Wenger!

Son yıllarda futbol tarihinin en ateşli tartışmalarının başrolündeki isimdi Wenger… 1996’da geldiği Arsenal’de, biri 2004’te namağlup şampiyon oldukları ‘the İnvincibles’ sezonu olmak üzere, 1998 ve 2002’de toplam 3 kere Premier Lig şampiyonluğu yaşadı.Avrupa’da ise 2000’de Galatasaray’a karşı kaybettikleri UEFA finali ve 2006’da Barcelona’ya karşı kaybettikleri Şampiyonlar Ligi Finali olmak üzere 2 tane başarısı mevcut. Wenger’in sonunu getiren olaylar ise kulüp yöneticilerinin çok önem verdiği, endüstriyel futbolun temel taşlarından olan kulübün ‘marka değeri’nin yaşadığı düşüştü. Ayrıca takımın önemli yıldızlarından Alexis Sanchez ve Mesut Özil’in kontrat olayları onu oldukça yıpratmıştı. Ayrılığı çok konuşuldu ve tartışıldı. Belki de kulüp için hayatını adayan biri olmasa, takımın antrenman sahası London Colney ve Emirates Stadı’nın inşaatlarında önemli kararlar verebilecek kadar kendini Arsenal’e adamış biri olmasa ,takımın son yıllardaki kötü gidişatına ,bütün olumsuz eleştirilere rağmen görevinde bu kadar kalmayı başarabilir miydi bilinmez. Ancak bilinen bir şey var ki o da 1996’da Monaco’dan mütevazı bir şekilde geldiği bu Kuzey Londra ekibinde adeta bir ‘ikon’ olduğu…

-Orhun YEL

 

Zafer ve Sonrası

2018 yılı kuşkusuz Galatasaray için farklı başladı. Sene başından hemen önce Igor Tudor ile yollarını ayıran Sarı-Kırmızılılar, Başkan Dursun Özbek’in son şans olarak gördüğü bir hamleyle boşta olan Fatih Terim’le anlaştı. Yapılan erken seçimde senenin en doğru kararı olarak görülebilecek bu hamleye rağmen Mustafa Cengiz’in başkan seçilmesiyle birlikte Terim de yakın arkadaşlarından Abdurrahim Albayrak’la birlikte daha uygun bir çalışma ortamı buldu, ayrıca takım Finansal Fair Play uygulamasından herhangi bir men cezasına maruz kalmadı. Medipol Başakşehir, Fenerbahçe ve Beşiktaş ile girdiği yarıştan, 2015’tekine benzer bir şekilde, şampiyonlukla çıkan Galatasaray’da başarının mimarlarından Bafétimbi Gomis ile yollar yaz döneminde yanlış bir şekilde ayrıldı ve yerine bir transfer yapılamadı. Sonuç olarak kolay bir Şampiyonlar Ligi grubundan UEFA’ya gitmek durumunda kalan Cimbom için artık tek çare transfer ve hedefler tüm kulvarlarda başarı. Hedeflere ulaşmak yolunda en büyük engeller ise finansal durum, kadrodaki eksikler ve Başakşehir. Bu sene de önceki gibi mi zaferle mi sonlanacak, yoksa hatalar tekrarlanmaya devam mı edecek – bunu bize zaman, yani 2019 gösterecek.

-Burak ÇATALBAŞ

 

Grand Slamler Kadınlarda Olaylı Bitti

2018’de tenis adına da konuşulması gereken pek çok olay yaşandı. Bunlar biri de hiç şüphesiz ki Amerika Açık Kadınlar Finaliydi. Tenisin yaşayan efsanesi Serena Willams, genç Japon rakibi Naomi Osaka’ya karşı uzun süre üzerine konuşulan bir maç çıkardı. Serena kaybetmeyi sevmez, tenis severler bunu pek çok kere deneyimledi Serena’nın kariyeri boyunca. Ancak bu maç daha farklı sonuçlandı, Serena’nın kariyerine pek de alışkın olmadığı bir yenilgi ekledi. Naomi mükemmel bir tenis ile harika bir maç çıkardı ancak maçın konusu Serena’nın Portekizli hakem ile yaşadığı ve maç boyu süren tartışmaydı. Serena bir kez daha kaybederken olaylı ayrıldı maçtan. Maç bitti ancak Serena için kavga bitmek bilmedi. Yaptığı açıklamalar ile de spor dünyasında ırkçılık ve cinsiyetçilik tartışmalarını ateşledi. Günlerce Serena’nın hakem ile kavgası gündemde kaldı. Amerika Açık ile biten Grand Slam sezonu olaylı bir kapanış yaptı 2018’de.

-Petek IŞILAK

 

Çıplak Kral: Mark Williams

 

Snooker’ın en şahsına münhasır karakterlerinden Mark J. Williams 2000 ve 2003’ te kazandığı şampiyonluklardan sonra 3. Dünya Şampiyonluğu’nu tam 15 sene sonra beklenmedik şekilde kazandı. Turnuva boyunca alışık olduğumuz klas vuruşları, ince dokunuşları ve akıcı oyunuyla büyük keyif verdi. 43 yaşındaki sporcu modern dönemdeki en yaşlı şampiyonlardan biri olmasının yanında onu unutmuş veya kendisiyle yeni tanışan seyirciye müthiş bir eğlence sunmayı başardı. En tuhafı ise Williams’ın “laid back” yani umursamaz diyebileceğimiz tavrı turnuva sırasında verdiği “kazanırsam basın toplantısına çıplak çıkacağım” sözünün gerçekleşmesine yol açtı. Evet, bu tarz iddialı sözlerin karşılık bulmadığına alışığız fakat Mark biz “acaba mı?” demeden bu vaadi gerçekleştirdi. 2018’in kendi adıma en unutulmaz hikayelerinden birisiydi tarihteki ilk çıplak Dünya Şampiyonu Mark Williams.

-Işıtan BAKAR

 

Hamilton’ın Şovu

Meksika’da zor şartlar altında dördüncü olarak 2018’in F1 Dünya Şampiyonu olan Hamilton, beşinci şampiyonluğunu kutlarken efsane pilot Juan Manuel Fangio’nun başarısına erişti. Sezonun son yarışı olan Abu Dhabi’de de 11. zaferini elde ederek 2014 yılından bu yana ilk kez bir sezonda 11 zafer elde etmiş oldu.Takım patronu Toto Wolff, iki sezon arasında performans açısından büyük bir gelişme gösteren Mercedes’in başarısının sırrının, başarısız oldukları günlerde kazandıkları ivmeden geldiğini açıkladı. F1’e daha yeni adım atmışken ikinci sezonunda şampiyon olan Lewis Hamilton için beşinci şampiyonluk, hayalleri ve kariyeri için attığı ve herkesin de çok önceden tahmin edebileceği adımlardan biri olmuş oldu. Şampiyon olmak için gerekli olan tek şeyin hız olmadığının gayet bilincinde olan Hamilton, adeta sahip olduğu üst seviye araç kontrolü ve diğer yetenekleriyle, altındaki aracın gücünü birleştirerek şampiyonluk zaferlerini elde etti. Hayali olan sekizinci dünya şampiyonluğu içinde elinden geleni yapmaya devam ediyor. Gelecek sezonlarda da dominasyonu ile ön plana çıkmak için çabalayacağına inandığım Hamilton, kelimenin tam anlamıyla bu sezon  F1’e hırs, heyecan ve rekabet katan en önemli kişi oldu diyebiliriz.

-Rümeysa DEMİREL

Çekilin! Şampiyon Geliyor!

Bu sene ülkemiz adına çok büyük bir başarıya daha tanıklık ettik VakıfBank sayesinde! Çin’in Shaoxing kentinde düzenlenen Dünya Kadınlar Voleybol Şampiyonası finalinde VakıfBank’ın melekleri bir kere daha bizi gururlandırdı ve son şampiyon unvanını kimseye kaptırmadı. Son 6 senede üst üste 2. toplamda 3. kere şampiyon olan ve tahttan inmeyen VakıfBank, şüphesiz voleybol dünyasına damgasını vurdu ve ismini altın harflerle yazdırmayı başardı.  Aynı zamanda ülkemizi temsil eden bir diğer takım olan ve 2015, 2016 yıllarında şampiyonluk yarışını kazanan Eczacıbaşı VitrA 3. sıraya adını yazdırarak bronz madalyayla eve döndü. Yolların başarıya çıktığı bir 2019 dileğiyle!

-Zeynep Sıla YAZICI

 

Leave a Reply