Elde ettiği başarılarla isminden sıkça söz ettiğimiz ve yeni albümünü merakla beklediğimiz Abel Tesfaye, sahne adıyla The Weeknd, sonunda bekleyişimize son verdi ve 20 Mart 2020’de yeni albümünü sevenleriyle paylaştı. Kendisinin müziğiyle tanışmam 2015’e dayanıyor. Beauty Behind the Madness albümündeki şarkılarıyla kendisine bir hayranlık beslemeye başladım. O zamanlar zaten kariyerinde hızlı bir yükselişe geçti ve şarkıları hepimizin aklına kazındı. After Hours albümünün tanıtımını yapmaya başlandığından beri yine bizi kaliteli bir albümün beklediğini anladım. Albüm 14 şarkıdan oluşuyor. Bu sefer kullanılan estetiklerde 80’li yılların ve psikedelik akımın izleri gerek şarkıların ritminde gerek müzik videolarında rastlanıyor.
Heartless ve Blinding Lights şarkıları albümün çıkış teklileri oldu. Blinding Lights’ı ilk dinlediğimde kendimi bulunduğum odadan çıkarılmış, gece vaktinde büyük bir şehrin boş sokaklarında bir arabayla yolculuk ediyormuş gibi hissettim. O üç dakikalık şarkı boyunca hem acı hem neşe dalgası vücuduma hücum etti sanki. Müziğin üzerimdeki etkisinin boyutu bir kez daha şaşkınlık içinde kalmama sebep olmuştu. Weeknd şarkıları yazarken böyle hissetmemizi mi amaçlamıştı yoksa şarkı ona bambaşka şeyler mi çağrıştırmıştı diye merak ettim o an. Sonrasında tabii klip yayınlandı ve onun aklından geçenlere dair bir bakış açısı edinmiş oldum. Sinematografisi o kadar büyüleyiciydi ki iki saatlik bir film olsaydı keşke ve hiç bitmeseydi diye düşündüm. Günümüzde herkes benzer ritme ve sözlere sahip şarkılar yayınlayıp sıkıcı klipler çekerken, Weeknd yine farklı bir yolda gitmeyi tercih etmişti. Belki de bizi kendine hayran etmesinin sebeplerinden birisi de bu. Başka şarkılar dinlerken hissetmediğim şeyler hissediyorum onun müziğinde. Aynı zamanda bana estetik anlayışının özgünlüğünün ve farklılığının bakımından ilham kaynağı haline geldiğini fark ettim. Kendisi de zaten sık sık farklı ve onu mutlu eden şeyler yaptığından bahsediyor. Bu albümün genel olarak temasında ve arka arkaya yayınlanan Heartless, Blinding Lights, After Hours ve In Your Eyes şarkılarının kliplerinde ve hatta direk albümün adında belli başlı filmlerden ilham aldığı söyleniyor. Bunların başında Martin Scorsese’nin After Hours isimli 1985 yapımlı filmi geliyor. Aynı zamanda Joker (2019), Uncut Gems (2019) ve Casino (1995) da oldukça etkilenilen filmler arasında. Zaten klipleri bir bütün olarak göz önüne alınca da bu çağrışımlar fark ediliyor.
Belki de hepimizin stres altında hissettiği şu zor zamanlarda müzik, bizi farklı yerlere götürerek bir çıkış yolu işlevi görebilir. Benim için en azından durum bu şekilde oldu. Sanki After Hours ile asla gündüz olmayan hep gece gibi karanlık olan sadece şehir ışıklarıyla aydınlanan kalabalık bir şehrin evrenine götürüldüm. Bu yolculukta hem şarkı sözlerinin arasındaki acıyı kendi içimde hissettim hem de 80’li yıllardaki gibi şarkıların ritimleriyle dans etme isteğiyle doldum. Müzik dünyasında böyle kaliteli işler ortaya koyan insanlar hâlâ olduğu için şanslı hissediyorum. Belki de müzik bize bir kurtuluş yolu sağlayacaktır bu garip evrende.
KAYNAKÇA:
Ahmed, I., 2020. Breaking Down All The Movie References On The Weeknd’S “Escape From LA”. [online] Genius. Available at: <https://genius.com/a/breaking-down-all-the-movie-references-on-the-weeknd-s-escape-from-la>
Tr.wikipedia.org. 2020. After Hours. [online] Available at: <https://tr.wikipedia.org/wiki/After_Hours_(The_Weeknd_alb%C3%BCm%C3%BC)>
Görseller:
https://tr.pinterest.com/pin/739294095069206011/
https://tr.pinterest.com/pin/739294095069206049/
https://tr.pinterest.com/pin/739294095069206044/
https://tr.pinterest.com/pin/739294095069206061/
https://tr.pinterest.com/pin/739294095069207924/