Mitolojinin kâhini, bilgini Apollo, baba Mnesarchus’a söyledi, eşin bir oğlan doğuracak, bütün erkeklerden daha güzel, daha akıllı ve yaşamı boyunca insanlığa en büyük katkıyı sunacak. Ve, Milattan önce 600 ila 590 arasında, yüz yıl kadar yaşadığı düşünülen büyük düşünür, matematikçi Pisagor dünyaya geldi.

Kendini filozof olarak tanıtan ilk kişi olduğu düşünülen Pisagor, hayatının sonlarına doğru tüm dünyanın minnettar olduğu bir kişi haline geldi. Pisagor’dan önce çağın ileri gelenleri kendilerini “bilen kişi, bilge” olarak tanımlıyorlardı. Pisagor ise çok daha alçak gönüllüydü. Anlamaya, öğrenmeye yeltenen diye tanımladığı “filozof” kelimesini ortaya attı.

Pisagor’un öğretilerine baktığımızda Türkçede yeni kullanılan karşılığı “içrekçilik” olan İngilizcede ise “esotericism” diye geçen, asıl gerçeklere sadece yeterli yetenek ve bilgelikte olanların ulaşabileceği bir öğreti sisteminin etkilerini görebiliyoruz. Gizemci düşünür Pisagor da bu işte erbap olarak gizli öğretilerini sadece birincilere aktarmış. Bilgiyi ararken de İsrail, Fenike, Suriye ve İran’ı gezmiş, Mısırlıların ve Babillilerin gizemlerini de araştırmaya girişmiş.

MATEMATİĞİN DOĞUŞU

Göçebe hayatından geri dönünce, Pisagor güney İtalya’da, Crotone şehrinde bir okul kurdu. Okulda çevresinde küçük, samimi bir grup öğrenci topladı ve kendisine öğretilen ileri bilgeliği onlara aktardı. Bütün sanat ve bilim dallarının kurucu üçgeni olarak düşünülen matematik, müzik ve astronomi alanlarının da bilinmeyenlerini öğrencilerine öğretti. Bu üç disiplinin toplamına “matemata”lar adını verdi, ve matematik sözcüğü de bu terimden doğdu.

Pisagor’un tanrısı Yunancada “tek” anlamına gelen Monad’dı. Bu “tek” aslında her şeyi içine alan bir küme. Pisagor Tanrı’yı yüce bir akıl olarak görüp, evrenin her tarafına yayılmış, her şeyin sebebi, her şeyin aklı ve her şeyin içerisindeki güç olarak görmekteydi.

Kendisi, arkadaşlığı bütün ilişkiler arasında en gerçek ve en mükemmel olarak tanımlıyordu. Buna gösterilebilecek en büyük delil kendi sözlerinden birinde saklı:

Doğada her şeyin her şeye dostluğu saklıdır.

Her sözcüğün sözlük anlamı birileri tarafından yazılır, “Bilgi” kelimesinin ise tanımının bir filozof tarafından yapılmasına şaşırmamalı. Pisagor’a göre bilgi zihinsel birikimin bir meyvesidir. Bunun birçok yol ile edinilebileceğini, ama hakiki yolun gözleme dayandığını belirtiyor ünlü filozof. Bilgelik ise doğadaki her şeyin kökenini veya sebebini anlayabilme yetisidir ona göre.

Dünyanın neresine gidersek gidelim, matematik ile uzaktan yakından uğraşmış bir kişi bulduğumuzda, herkesin matematik hakkında bildiğini varsaydığımız şey Pisagor teoremidir. Bu Yunan matematikçi günümüzden 2500 yıl önce bir formül ortaya attı ve günümüzde bütün matematik kitaplarının içeriğini dolduruyor. Sanırım böyle bir olayın başka bir örneği matematikte yok. Onun başarısının sırrı belki de şu sözde yatıyor:

Bütün insanlar ne istediklerini bilirler, fakat çok azı neye ihtiyacı olduğunu bilir.

 

Kaynakça:

  1. http://www.newadvent.org/cathen/12587b.htm
  2. https://www.britannica.com/biography/Pythagoras
  3. https://www.mathopenref.com/pythagoras.html

Leave a Reply