‘’Yakmak bir zevkti.’’

Bilim kurgu köşesinde bu ay sizleri kitapların yakıldığı bir dünyaya götüreceğim. Önceki yazılar da genellikle bilim kurgu filmlerini sizlerle paylaşmıştık. Her ne kadar Fahrenheit 451’in de film uyarlaması olsa da ben sizlere kitaptan bahsedeceğim. Ray Bradbury tarafından 1951 yılında yazılan ve dünya çapında birçok ödül almış bir bilim kurgu romanı.

Not: Bu yazı kitap hakkında spoiler içermektedir!

Roman insanların sanat ve insani değerlerini kaybettiği ve televizyon kaplı odalarda günlerini geçirdiği daha acısı kitapları yakmanın bir vazife olduğu bir dünyada geçiyor. Bu dünyada itfaiyecilerin görevi yangınları söndürmek değil var olan bütün kitapları yakmak. Açıkçası bunun insanlığın yıllar önce de tecrübe ettiği bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Avrupa’daki skolastik düşünce yapısı ve farklı zamanlarda ki otoriter yönetim şekilleri de bunun bir örneğidir fakat bu romanda kitapların yakılmasının sebebi insanların gerçekten korkması ve acı duymasıdır. Gelelim romanın içeriğine.

Roman bir itfaiyeci eri olan Guy Montag’ın komşusu olan Clarisse McClellan ile yapmış olduğu kısa bir yürüyüş sonrası hayatı sorgulamasıyla başlıyor.

          Sonra Clarisse McClellan konuştu:

‘’Bir soru sorabilir miyim? Ne kadar zamandır itfaiyecilik yapıyorsun?

‘’Yirmi yaşımdan beri on yıldır.’’

‘‘Yaktığın kitapları okuyor musun?’’

Montag güldü.’’Bu kanuna aykırı!’’

Hayatı eşi ve duvarları televizyon kaplı evinde geçen Montag asıl kırılmayı ise yüzbaşı Beatty ile kitapları yakmaya gittiği yaşlı bir teyzenin evinde yaşıyor. Montag yaşlı teyzenin kitaplar için kendi hayatını feda ettiğini gördüğü zaman kitaplara olan merakı ve duyarlılığı artıyor ve kendi hayatını ve kitapların insanlar için değerini sorgulamaya başlıyor.

Daha sonra her gittiği evden kitaplar çalmaya başlayan ve onları evinde saklayıp herkesten gizlice okuyan Montag’ı kader bu dünyadan çıkartıp kurtaracak olan yol göstericisi Faber ile tanıştırıyor.

Hikâyeye bu dünya ile mücadele etmeye karar vererek devam eden Montag daha sonra kendisini ve kendisi gibi arayıcı olan dostları ile umutlu bir bekleyişe bırakıyor.

‘’Şehre ulaşacağımız zamana.’’

Neden Fahrenheit 451

Kitabın ismi üzerine çok düşünen Ray Bradbury bu konuyu Los Angeles itfaiye teşkilatı ile çözüyor. Kitaba birçok isim veren Ray Bradbury önce kitabına Gece yarısından çok sonra adını veriyor. Daha sonra içine sinmiyor ve kitaba İtfaiyeci adını veriyor fakat bu ismi de beğenmeyen yazarımız kendisine kitaplar kaç derece yanar diye soruyor. UCLA’in fizik ve kimya bölümündeki birçok kişiye bu soru soruyor fakat bir türlü yanıt alamıyor ve son olarak Los Angeles itfaiye şefi kendisine 451 Fahrenheit diyor. Bu yanıtı çok beğenen yazarımız ‘’Umarım ilerleyen yıllarda santigrat ölçeğine geçmeyiz’’ diyerek bu ismi veriyor.

Leave a Reply