İlginç bir Tedavi Yöntemi: Lobotomi

Lobotomi özellikle 1930’lu  yıllarda popülarite kazanmış, depresyon ve şizofreni gibi bazı akıl hastalıklarının tedavisinde kullanılmış olan prosedürdürlerdir. Bu tedavilere beynin alına en yakın olan iki lobu, frontal lob, ile talamus arasındaki bağlantıların kesilmesi şeklinde gerçekleştirilen bir ameliyat olan lökotomi örnek verilebilir. 

Lobotominin kökeni 1891 yılına dayanır. İsviçreli bir psikiyatrist olan Gottlieb Burckhard, bu tarihte birçok ileri düzey şizofreni hastasının beyinlerinin bazı parçalarını çıkardı. Bunun sonucunda hastaların daha sessiz olduklarını gözlemledi. Yine de, bu bir tedavi değildi. İnsanlar sessizleşse de iyileşmiyordu ve bu nedenle tedavi o dönemlerde kabul görmedi.

1935 yılına gelindiğinde ise Portekizli bir nörolog olan António Egas Moniz aynı zamanda bir lökotomi ameliyatı olan ilk lobotomi operasyonunu gerçekleştirdi. Moniz, beynin dış bölümü olan korteks kısmının belli bölgelerinin birbirleri ile ilişkili olduğunu, bu nedenle de frontal loblardan birisi işlevini yitirse bile diğer frontal lobun iki lobun işlevini yerine getirebileceğini savunuyordu. İlk yaptığı operasyonda hastanın kafatasında çeşitli delikler açtı ve frontal lobun bulunduğu kısma saf alkol pompaladı. Bu sayede beynin dokusuna zarar veriyordu. Moniz daha sonra yaptığı ameliyatlarda ise kendi geliştirdiği lökotom adı verilen aleti kullandı. Bu alet ile frontal loblarda bulunan dokulardan parçalar çıkarıyordu. Bu çalışmalarının sonucunda Moniz, 1949 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü kazandı.

ABD’de ilk lobotomi ameliyatını yapanlar ise nörolog Walter Freeman ve beyin cerrahı James Watts idi. Freeman zaman geçtikçe ameliyatı kendisi yapmaya başladı. Freeman’ın ameliyatı kolay hale getirmek gibi bir amacı vardı. Bu nedenle transorbital lobotomi adı verilen yeni bir lobotomi prosedürü geliştirdi. Bu prosedürde, önceki lobotomi ameliyatlarının aksine, hastanın kafatasında delik açılmıyordu. Bunun yerine Freeman hastanın göz çukuruna kendi tasarladığı orbitoclast adındaki ince uzun, iğne benzeri aleti kullanıyordu. Freeman’ın raporlarına göre ise lobotomi ameliyatı geçiren hastaların çeyreğinden fazlasında epilepsi ortaya çıkmıştı.

Orbitoclast ve Çekiç

Lobotomi kişilik değişimleri, kaslarda güçsüzlük, epilepsi, obezite, demans gibi olumsuz yan etkilere sahip olduğu için ilk kullanıldığı zamandan itibaren birçok tartışmanın odağında olmuştur. 1950’lerin ortalarından itibaren hem eskisine göre çok daha güçlü antidepresanlar geliştirildiği için hem de şizofreni tedavisinde kullanılan klorpromazin etken maddeli ilaç Thorazine adıyla piyasaya çıktığı için lobotomi gitgide daha az kullanılmaya başladı.

Kaynakça:

https://a1props.com/wp-content/uploads/2020/04/Lobotomy-Tool-Set-Hammer-Orbitoclast.jpg

https://www.nobelprize.org/prizes/medicine/1949/moniz/facts/

https://jamanetwork.com/journals/jama/article-abstract/264352

https://www.medicalnewstoday.com/articles/what-is-a-lobotomy

https://www.webmd.com/brain/what-is-lobotomy

https://www.verywellmind.com/what-is-a-lobotomy-5114062

Leave a Reply