Dünya üzerinde kelimenin tam manasıyla enerji savaşı yaşanıyor. Bildiğiniz gibi çağın  ilk şartı enerji. Isınmadan, elektriğe; ulaşımdan üretim yapılan bütün fabrikalara kadar hayatın bir çok alanında enerji olmazsa olmazdır. Günümüzde enerji üretmek için kullanılan başlıca kaynaklar petrol ve kömürdür. Petrol ve kömür kullanarak elde edilen enerji bir çok ülkede halen ilk sırada yer almaktadır. Bununla birlikte nükleer enerji kullanan ülkelerin sayısı da azımsanacak ölçüde değil. 2011 yılı itibariyle İran da nükleer santrallere sahip ülkeler kervanına katıldı ve bu sayı 32’ye yükselmiş oldu. Ülkeler farklı yollarla enerji üretiyorlar fakat birkaç sene sonrasını hiç düşünüyorlar mı? Elbette hayır. Ülkelerin yarattıkları çevre kirliliği geri döndürülemez noktalara ulaşmak üzere. Büyük ihtimalle büyük devletler bu durumun farkındalar ki rotalarını farklı bir yöne çevirmiş durumdalar. Bir çok gelişmiş ülke artık yenilebilir enerji kaynaklarına yöneliyor. Bu konuda akla ilk gelen enerji kaynakları ise hiç şüphesiz güneş ışığı, rüzgar, akan su (hidro-güç) ve jeo-termaldir. Bu kaynaklar arasından ise biri, son yıllarda çok popüler. O da hiç şüphesiz rüzgar.

Rüzgar enerjisi günden güne popülerliğini artırıyor. Başta Almanya, ABD ve İspanya olmak üzere bazı ülkeler bu konuya çok önem vermektedirler. Çünkü geçmişte kullanılan enerji kaynakları hem çevreyi kirletiyor hem de oldukça zahmetli ve pahalılar. Aynı zamanda bu kaynaklar hızla tükeniyorlar. Oysa rüzgar yenilenebilir bir kaynak olduğu için her hangi bir tükenme durumu söz konusu değil. Peki Türkiye rüzgar aracılığı ile enerji üretmeye istekli mi? Bu sorunun cevabı da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın sözlerinden anlaşılacağı üzere evettir. Uzun bir süredir rüzgar konusu Enerji Bakanlığının gündeminde. Geçtiğimiz aylarda İspanya’ya yapılan ziyaretin en önemli gündem maddelerinden biri de rüzgar enerjisiydi. Sayın Yıldız, 15 Mart günü Kayseri’de verdiği bir röportajda yine bu konuya değindi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, ”Yenilenebilir enerji kaynaklarında, özellikle rüzgar santrallerinde İspanya ile işbirliklerimiz var ve bu işbirliğini daha da geliştirmemiz gerekiyor” dedi.

Türkiye bu konuda İspanya’yı model almak istiyor çünkü son yıllarda İspanya’nın rüzgar enerjisinden elde ettiği enerjinin, ülke içerisinde üretilen diğer enerji kaynaklarına göre oranı günden güne artıyor. Hatta 2009 yılından bu yana da, İspanya dünyada ilk sıradadır. Dilerseniz RES’lerden ve Türkiye’nin son yıllardaki artan rüzgar enerjisi miktarlarından söz edelim. Aşağıdaki tabloya baktığımızda artan trendi rahatlıkla görebilmekteyiz. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından alınan bilgilere göre, Türkiye’nin kurulu rüzgar enerjisi kapasitesi Aralık 2012 itibariyle yaklaşık 2260 MW civarındadır. Bu miktarın toplam enerjinin yalnızca %4 ‘ne denk geldiğini belirtirsek aslında üretimin hala çok az olduğunu söylemeye gerek kalmıyor. Ancak bakanlığın hedefi önümüzdeki on yıllık süreçte yani 2023 yılı itibariyle bu oranı yüzde 40’lara çekmek. Bakan, verdiği demeçte Başbakan ve  beraberlerindeki bir heyetle birlikte o akşam (15 Mart günü) İspanya’ya gidip temaslarda bulunacaklarını söyledi.

Türkiye hedeflenen değerlere ulaşırsa ne olacak? Elbette öncelik daha temiz bir çevre. Çünkü kirliliğin insan psikoloji üzerindeki etkilerini düşündüğümüzde ortaya bir negatif dışsallık çıkıyor. Bir başka deyişle, insanlar uzun vadede üretimde verimi düşük ve mutsuz olmaya başlıyor. Bu durum da doğal olarak ülkenin gelişmesini yavaşlatacak hatta durdurabilecek bir neden çünkü bir ülke daha iyi ve daha fazla ürettikçe büyür. Diğer bir fayda ise RES’ler sayesinde enerjide dışa bağımlılık azalacak. Bunun sonucunda da daha düşük bir ithalat ve dolayısıyla daha yüksek GSYİH Türkiye’yi bekliyor. Son olarak, rüzgar yenilenebilir bir kaynak olduğu için RES’ler geçici çözüm değil tam aksine kalıcı çözümler olacaktır. Hükümet bu konuya çok önem veriyor fakat unutmamaları gereken bir konu var. Sonuçta yatırımları holdingler yapacak. Onları teşvik edecek bir mekanizmayı da şimdiden düşünmeliler. Aksi taktirde devletin bütçesinden çıkacak yüklü miktardaki meblağlar daha sonra farklı sorunlar olarak karşımıza çıkabilir. Ocak ve Şubat aylarında az da olsa iyi yönde seyreden cari açık bir anda artabilir. Kısacası her yönüyle düşünülerek adımlar atılmalı.

RES: Rüzgar Enerjisi Santrali

MW: Megavat

Türkiye Rüzgar Enerjisi

Türkiye Rüzgar Enerjisi

 

Leave a Reply