İtalya deyince aklınıza ne geliyor? Şahsen benim aklıma romantik loş lokantalarıyla, o lokantalarda neşe ile yemek yiyen sempatik insanlar geliyor. E tabii bir de İtalyan mutfağının enfes lezzetleri: kocaman tabaklarda servis edilen makarnalar, yumuşacık hamuruyla sünen peyniriyle çeşit çeşit pizzalar, domatesin ve fesleğenin birleşimiyle oluşturulan yüzlerce çeşit lezzetli yemek… Benim yazarken bile ağzım sulandı, bunları okurken ya sizinki? Makarna delisi olan biri olarak benim için İtalyan mutfağının yabancı mutfaklar arasında en beğendiğim olduğunu söyleyebilirim. İtalyan mutfağı yalnız turistlerin dikkatini çekmekle kalmıyor aynı zamanda kendi halkını da müptelası ediyor. Bayraklarında bile kırmızının domatesi, beyazın mozarella peynirini, yeşilin ise geleneksel pesto sosunu temsil ettiği söylenir.
İtalyanlar için yemek yemenin yeri çok ayrı, hele ki o yemek lezzetliyse. Kendi yemeklerinin lezzetini ise organik, genetiği değiştirilmemiş tohum ve her gıdanın en kalitelisini kullanıyor olmalarına bağlıyorlar. Yani yemek yapmak ve yemek yemek onlar için bir sanat. Yaşamak için yemiyor İtalyanlar, aksine yemek için yaşıyorlar. Onlar için yemek yemek hızlıca karnını doyurup gününe devam edebilmek demek değil ya da ayaküstü iki lokma bir şey atıştırmak da değil. Onlar için yemek yemek, yemek masasında saatlerce süren sohbet eşliğinde geçirilen hoş bir zaman demek, akrabalarla dostlarla paylaşılacak günün en güzel, en dokunulmaz anı demek. İtalya’ya yolunuz düştüyse ya da bir gün düşerse fark edeceksiniz ki özellikle akşam saat sekizden sonra bütün restoranlar kalabalık masalarla tıka basa dolu bulunuyor ve bu masaların hakimi yüksek sesle yapılan şakalar, bol kahkaha ve şarap oluyor. Hazır şarap demişken, şunu da belirtmek gerekir ki: İtalya’da bir restorana oturduğunuzda pizza siparişininizin yanına kola, soda, meyve suyu vb. içecekler istemeniz garip karşılanacaktır. Zira İtalya’da pizzanın yanına sipariş edebileceğiniz iki şey var: su veya şarap.
Günlerine kahvesiz başlamıyor İtalyanlar. Zengin bir kahvaltı etmek yerine cappucino veya espresso eşiliğinde “foccacio” adını verdikleri domatesli zeytinli fesleğenli bir ekmek ya da kruvasan yemeyi tercih ediyorlar. Kendilerini öğle ve akşam yemeğine saklıyorlar belli ki. :) Zengin kahvaltı geleneğine sahip olan bir Türk olarak İtalya’ya olan ilk ziyaretimde kahvaltı etmemeleri bana çok enteresan gelmişti. Saat 12’de öğle yemeği için oturuyorlar ve neredeyse iki saat o masadan kalkmıyorlar. :) İş yerleri de bu gelenek için öğle aralarını uzun tutuyor ve bunu bir zaman veya iş kaybı olarak görmüyor aksine bunun onların bir kültürü olduğunu ve bu sayede mutlu bir çalışana sahip olmanın kendileri adına daha faydalı olduğunu söylüyorlar. Öğle yemeklerinde çorba, makarna, kızartılmış sebze tabağı, et veya balık, ekmek, şarap, ardından mutlaka bir çeşit tatlı veya meyve yemeyi tercih ediyorlar. Son derece zengin gördüğünüz gibi. İnsanlar öğle aralarında evlerine ya da lokantalara gidip düzenli olarak bu beslenme stiline uyuyorlar. Saat üçe gelince yine kahve ile sevdikleri bir tatlı çeşidini tüketiyorlar. Saat 5 gibi hava kararmaya yakın kahve ile dondurma tüketiyorlar. Hem kahve hem dondurma? Size de ilginç gelmedi mi? Akşam yemeğinden önce son kez şarap eşliğinde peynir, kuruyemiş gibi aperatifler tercih ediyorlar, buna “aperitivo” deniliyor. Ve geldik saatlerce süren meşhur akşam yemeklerine: ilk olarak “antipasti” adında iştahlarını açacak mezeler, daha sonrasında ise mutlaka tükettikleri makarnayı tercih ediyorlar. Ancak masada makarna yemeyecek olanlar herkesin makarnasını bitirmesini beklemek zorunda. Üçüncü sırada ise garnitür eşliğinde bir çeşit et veya balık ana yemek olarak tüketiliyor. Sonrasında tatlı ve meyve servisi başlıyor. Yemek bittikten sonra da mutlaka bir espresso içiyorlar. Ancak kahveyi asla tatlıyla birlikte almıyorlar, böylesi bir durum müşterinin bir an önce kalkmayı istediği anlamına geleceği için kaba karşılanıyor. Yemek faslının bitmesiyle birlikte sindirimi kolaylaştırmak için “digestivo” adında alkollü bir içecek içiyorlar. Ve bütün bu zengin karbonhidratlı menüye rağmen kilo almıyorlar!.. :)
Amerika’dan bütün dünyaya yayılan fast food akımı İtalyanlar tarafından tepki çekmiştir. Fast food akımının İtalya’ya girişiyle birlikte halk tarafından yapılan protestolar ile devletin de desteğiyle buna karşı olarak “Slow Food” akımı çıkartılmıştır. Saatlerce oturulup, sohbet edilerek yemek yenen uzun ziyafetler bu akımın temelini oluşturur. İtalya’ya gittiğinizde etrafta çok fazla fast food restoranı göremezsiniz. Turistler için az sayıda bulunmaktadır fakat bu restoranlar İtalyan halk tarafından kullanılmamaktadır. “Fast food”a karşı olan bu dik duruşlarının sebebi ise İtalyanların, “fast food” kültürünün kültürel değerlere aykırı ve bireyi yalnızlaştırmaya yönelik bir akım olduğuna inanmasıdır. Ayrıca fast food kapsamındaki yiyecekler İtalyanlar tarafından sağlıksız ve lezzetsiz bulunmaktadır. Bu yiyeceklerin kaliteli ve organik besinlerden yapılmadığına inanıyorlar ki Amerika’daki obezite oranına bakılacak olursa son derece haklılar… Ben şahsen İtalyanların fast food’a karşı olan bu tutumuna hak veriyorum, bu şekilde kültürlerini ve geleneksel mutfaklarına sahip çıkıyorlar.
İtalya’nın yemek geleneği Orta Çağ’da da kendini göstermiştir. Aristokrat soylu sınıfın ve kraliyetin düzenlediği ziyafetlerde insanlar daha fazla yemek yiyebilmek adına kendilerini bilerek kusturtuyorlarmış. İşte size bu kadarı da fazla dedirtecek bir gerçek!:)
Özetlemek gerekirse, İtalya dünya üzerinde kültürüne ve mutfağına en çok değer veren, bunları da en iyi şekilde muhafaza edebilen ülkelerden biridir. İtalya’nın yemekleri çok lezzetli, insanları ise çok sıcakkanlı ancak şunu da belirtmeliyim ki uzun vadede sağlıklı beslenme adına nefsi tutmanın çok zor olduğu bir ülke.:) Detoks ve diyet gibi kelimeler ise İtalyan kültürüne son derece aykırı görülüyor çünkü onlar makarnasız, kahvesiz, tatlısız, dondurmasız bir günü hayal dahi edemiyorlar. Sizi bilmem ama ben bu yazıyı yazarken acıktım. :) Biz yine de İtalyanların yiyip yiyip kilo almamalarına aldanıp onlar kadar yemeyelim bence, çok sağlıksız… Ancak tavsiye edeceğim bir şey varsa o da İtalyanlar gibi kültürümüze, geleneksel mutfağımıza sahip çıkmamız ve sevdiklerimizle bol bol zaman geçirmemiz olur. Dostlarınızla ve ailenizle geçireceğiniz bol kahkahalı, neşe dolu günler dilerim…
Kaynakça
www.uplifers.com/dunya-mutfagi-kulturleri-italyanlar-nasil-besleniyor/
www.gidahatti.com/iste-italyan-yemek-kulturu-ve-tarihcesi-135933/
www.youtube.com/watch?v=Vk4Lsya8b8o&t=911s
www.uplifers.com/italyan-mutfagi-hakkinda-bilmeniz-gereken-10-sey/