Aralık ayının da gelmesiyle, bu yılı bitirip yeni bir yıla başlamaya hazırlandığımız şu günlerde 2014’te vizyona girmiş, kimi seyircinin büyük ilgisiyle karşılaşmış,kimi ise gişeden hayal kırıklığıyla dönmüş birçok filmi gözden geçirdim. Çok konuşulan filmler her zaman için en iyisi olmayabiliyor. İşte size bu yıl içinde vizyona girip seyircinin aklında iz bırakmayı başarmış, yıl bitmeden izleyip 2014’ü öyle uğurlayalım diyebileceğimiz filmlerin ufak bir listesi.

1. ‘Büyük Budapeşte Oteli’

Vizyondan kalkmasına çok yakın bir tarihte gittiğim, gidebilecek daha iyi bir film bulamadığım için düşük bir beklentiyle girip, salonda iki kişi izlediğim bu film; benim için kesinlikle 2014’ün en iyi filmlerinden. Senaryosu o kadar akıcı, o kadar özgün bir Wes Anderson filmi ki; 100 dakika boyunca büyük bir keyifle kendini izlettiriyor. Oyuncu kadrosu ise başlı başına filmi izleme sebeplerinden biri olabilir. Owen Wilson, Edward Norton, Saoirse Ronan, Ralph Fiennes, Jude Law, Adrien Brody, Willelm Dafoe ve diğer bütün oyuncuların harika bir iş çıkardığı olay örgüsüyle, müzikleriyle ve de en önemlisi izleyiciye görsel bir şölen yaşattıran mekan seçimleriyle olağanüstü sevimli ve sıcak bir film. Film için “masalsı bir dünyada polisiye lezzeti” tabiri kullanılmış ki; filmi harika bir şekilde tanımlayan bir tabir.

Ünlü bir Avrupa otelinde çalışan efsanevi bir kapı görevlisinin, genç bir çalışanla arkadaşlığıyla başlıyor hikaye. Daha sonra bir hırsızlık, paha biçilemez bir Rönesans tablosu, inanılmaz büyüklükteki bir aile serveti için verilen mücadele ile eğlenceli bir polisiyeye dönüşen film, 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’yı değiştiren ani ve yavaş değişimleri de anlatıyor.

buyuk-budapeste-oteli

2. ‘Düşman’

David Lynch’in psikolojik gerilim türündeki en iyi filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm Düşman; izleyen herkesin farklı bir son çıkardığı, kendince yorumladığı ve itiraf etmek gerekirse anlaşılması güç, karmaşık ve belki de bir distopya örneği olarak değerlendirebileceğimiz bir yapım. Filmin açılışındaki “Kaos, deşifre edilmeyi bekleyen düzendir.” cümlesi filmin tek noktaya ulaşmayan, karmaşık bir ağa benzeyen yapısını da açıklıyor. Kısacası düşünmeye sevk eden, beynimizin sınırlarını zorlayan film; Nobel ödüllü Portekizli yazar Jose Saramago’nun Türkçe’ye ‘Kopyalanmış Adam’ ismiyle çevrilen 2002 tarihli romanından uyarlanmış.

Başrolünde Jake Gyllenhaal’i izlediğimiz filmin konusu şöyle: Üniversitede tarih öğretmenliği yapan Adam’ın seyrettiği bir filmde bilinç altına kazınan bir sahne, onun filmi tekrar seyretmesine yol açar. O sahnede yer alan otel görevlisinin kendisine birebir benzediğini fark ettikten sonra, bu oyuncunun kim olduğunu araştırmaya başlar. Kısa bir arayışın ardından, bedeninin her yönüyle kendisinin kopyası olan Anthony ile tanışır; fakat artık işler beklediği kadar sıradan seyretmemektedir. Sevgilisi, annesi ve Anthony’nin karısı meseleye müdahil oldukları zaman; Adam için neyin gerçek, neyin hayal ürünü olduğunu çözmek korkunç güç bir hale bürünür.

enemy

3. ‘Yıldızlararası’

Hem çok konuşulan, hem de gerçekten başarılı ve kaliteli bir yapım olmayı başaran Chrisropher Nolan’ın neredeyse üç saatlik bu filmi, bilimkurgu türünün en iyi örneklerinden biri olarak, kesinlikle 2014’e damgasını vuran filmlerden.Bilime ve uzaya ilgisi olanlar için daha da ilgi çekici olan filmde, bunca aksiyonun ve gerilimin içinde dram bulmak bile mümkün. Bu duygu karmaşasıyla film sizi içine çektikçe çekiyor.Filmde her şey bir teoriden ibaret, ama izleyicinin kafasında neden olmasın diye bir soru işareti beliriyor. Filmin başrollerinde Matthew McConaughey ve Anne Hathaway’i izliyoruz. 

Filmin geçtiği yakın gelecekte yeryüzünde yaşam, artan kuraklık ve iklim değişiklikleri nedeniyle tehlikeye girmiştir. İnsan ırkı yok olma tehlikesiyle yüz yüzedir. Derken yeni keşfedilmiş bir solucandeliği, tüm insanlık için umut olur. Buradan geçip boyut değiştirerek daha önce hiçbir insanoğlunun erişemediği yerlere ulaşmak ve insanoğlunun yeni yaşam alanlarını araştırmak ise bir grup astronot-kaşife kalır. Bu kaşifler, geçen 1 saatin dünyadaki 7 yıla bedel olduğu ortamda hem hızlı ve cesur olmak zorunda kalacaklardır.

interstellar-sinematopya

4. ‘Kayıp Kız’

Favori yönetmenlerimden biri David Fincher, bu filminde de sıradışılığını ortaya koymuş. Film kimilerince durağan bulunsa da, daha filmin ilk dakikasında başlayan gizem sizi içine alıyor ve Ben Affleck ve Rosamund Pike’nin oyunculuk performanslarıyla kendisini hiç sıkmadan izlettiriyor. Ters köşe yapmayı seven Fincher’ın, bu filmi de her izleyişte ayrı bir keyif verecek cinsten ve 2014’ün özgün senaryolarından biri.

Nick Dunne, 5. evlilik yıldönümlerine kısa bir zaman kala eşi Amy’nin (Rosamund Pike) kaybolduğunu duyurur. Basın olaya büyük ilgi gösterir, polis seferber olur ancak kayıp kadın bulunamaz. Bu durum Nick’in üzerindeki baskıyı artırır, yalanları ve tutarsızlıkları göze batmaya başlar. Herkesin aklına tek bir ihtimal gelmektedir: Amy’i eşi Nick öldürmüş olabilir midir?

Gone-Girl-sinematopya-poster

5. ‘Patron Mutlu Son İstiyor’

Listeye bir de bu sene vizyona girmiş oldukça başarılı Türk filmlerinden birini eklemek gerekirse, senenin en başında vizyona giren ‘Patron Mutlu Son İstiyor’; benim favorilerimden biri. Bir Tolga Çevik hayranı olarak, filmde bir sanat eseri niteliğindeki makyajıyla büründüğü Ferruh Yenidoğan karakteri filmi izlemem için başlı başına bir sebepti. Ezgi Mola, Erkan Can ve diğer oyuncuların performansları, müzik seçimleri ile Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkmış samimi bir romantik komedi bu film. Nevşehir Kapadokya bölgesinde geçen sıcacık, içten senaryosuyla 2014’ün başarılı Türk yapımlarından.

Yapımcı İsfendiyar, senaristlik yapan Sinan’ı mutlu sonla biten bir film senaryosu yazması için Kapadokya’ya gönderir. Burada bir butik otele yerleşen Sinan zor durumdadır. Çünkü ne yazacağı konusunda hiçbir fikri yoktur. Üstelik düşünmek için yeterli zamana sahip değildir. Patronu, işini bir an önce bitirmesi için ona baskı yapmaktadır. Sinan, butik otelin sahibi olan İzzet Bey’in kızı Eylül’le tanışır ve ondan çok etkilenir. Kapadokya’da kaldığı sürece senaryo şekillenmeye başlar. Peki, gerçekten mutlu sonla bitecek midir?

patron

 

12 Yıllık Esaret, Para Avcısı, X-Men: Geçmiş Günler Gelecek, Locke, Öteki gibi filmler de kimilerince beğenilen, kimilerince ise eleştirilen; ama adından söz ettiren filmlerden oldu.

Türk sinemasının 100.yılını kutladığımız 2014’te, diğer senelerden farklı olarak Türk filmleri de gişede kayda değer bir başarı elde etti. Çağan Irmak’ın ‘Unutursam Fısılda’ filmi, Cem Yılmaz’ın ‘Pek Yakında’sı, ‘Recep İvedik 4′, ‘Eyvah Eyvah 3’ ve ‘Düğün Dernek’ gibi Türk filmleri oldukça ilgi gördü. Ayrıca geçtiğimiz günlerde vizyona giren ve Russell Crowe, Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan’ı aynı filmde buluşturan ‘Son Umut’ da yıl bitmeden konuşulacak filmlerden.

İlki 2011 yılında çekilmiş harika bir komedi olan Patrondan Kurtulma Sanatı’nın  2.si de birkaç gün önce vizyona girdi. Komedi dalında 2014’ün iyi filmlerinden biri olabilir.

Umarız ki 2015 yılı da sinemaseverler için; yaratıcı, kaliteli yapımların olduğu bereketli bir yıl olur….

 

Leave a Reply