Bir şehir düşünün ki Tuna Nehri’nin kıyısında, Staruss’un ünlü valsi Blue Danubue (Mavi Tuna) ile bütünleşmiş, görkemli binaları, müzeleri, resim galerileri, şık kafeleri, lezzetli pastaları ile tam bir sanat merkezi. Birçok ünlü bestecinin yaşadığı, şehrin bir köşesinde mutlaka duyacağınız vals müziklerinin, şehir metrolarında bile çalan klasik müziklerin içinize işleyeceği, ünlü opera binasına hayran kalacağınız, her köşesinde farklı bir tat bulacağınız Avusturya’nın başkenti Viyana’dan bahsediyoruz. Şehri iki kere kuşatan Osmanlı amacına ulaşıp şehri fethetseydi tarihin akışı nasıl değişirdi bilinmez ama bugün Viyana 1.5 milyonluk nüfusuyla UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan ve Avrupa’nın mutlaka görülmesi gereken başkentlerinden biri. Bir şehri keşfetmek için uzun uzun sokaklarında yürümek ve dolaşmaktan daha iyi bir yol olamaz. Üstelik bunun için benim gibi üç haftanız varsa siz de o şehrin bir parçası olabilir ve onun ruhunu hissedebilirsiniz. İşte sizlere üç hafta geçirdiğim Viyana’da mutlaka gezmeniz gereken yerler, yapmadan, yemeden ve yaşamadan dönmeyeceklerinizin bir listesi… Innere Stadt’daki (İç Şehir’deki) şehir turuna başlamak için klasik müzik eşliğinde şehrin belli başlı ünlü tarihi binalarını görebileceğiniz üstü açık tur otobüsü ideal bir seçim… Müzik ve geçtiğiniz binaları tanıtan rehber eşliğinde Stephansdom, Statsoper, Wien Universitat, Hofburg görebileceğiniz binalardan sadece bazıları…
Wien Statsoper
Hofburg Sarayı
13. yüzyıldan beri Avusturya hükümdarlarının yaşadığı devasa Hofburg Sarayı birçok farklı müzeye ayrılmış ve Habsburg Hanedanlığı’na ait büyük bir servete de ev sahipliği yapıyor. Kaiserappartments olarak adlandırılan bölümde hanedanlığa ait birçok eşya sergilenirken ilk altı oda Sissi Museum’a ayrılmış. Bavyeralı bir prenses olan Sisi, İmparator Franz Joseph ile evlendikten sonra Avusturyalılar’ın çok sevdiği, hayatıyla ilgili filmler, müzikaller ve portreler hazırladığı, güzelliğiyle ünlü bir kraliçe oldu. National Bibliotek (Ulusal Kütüphane) ve Lipizzaner atlarının gösterilerini izleme fırsatı yakaladığım Spansiche Reitschule’nin (İspanyol Binicilik Okulu) yanı sıra Hofburg bahçeleriyle de göz kamaştırıyor. Her gülün bir çiftin adını taşıdığı bahçeler görsel bir şölen niteliğinde… 19.yüzyılda imparatorluk ailesi için düzenlenen Burggarten ise bol bol yeşilliğin yanı sıra çok güzel bir kafe ve bir de kelebek bahçesi barındırıyor.
Hofburg Sarayı
Schönnbrun Sarayı
Gezdiğim birçok müze, saray ve tarihi binalar arasında en çok etkilendiğim ve hayran olduğum Maria Theresa’nın ünlü imparatorluk sarayı Schloss Schönbrunn oldu. Yemek odasındaki görkemli sofralar, balo salonları, yatak odaları, duvarları süsleyen sanat harikası tablolar bir kenara sarayın muhteşem bahçeleri gerçekten görülmeye değerdi. Beş duyunuza birden hitap eden bahçeleri, özenle şekillendirilmiş ve süslenmiş ağaçları ve elbette birçok kişinin keyifle vakit geçirdiği labirent bahçeleri mutlaka görülmesi gereken yerler arasında. Labirent şeklinde olan bu bahçelere girdikten sonra çıkışı bulmanız, bulamazsanız da benim yaptığım gibi girdiğiniz yeri bulup oradan çıkmanız gerekiyor. Labirentte çıkışı arayan birçok kişiyle birlikte kaybolmak bile oldukça zevkli.
Schönbrunn saray bahçelerinden biri
Viyana’da Yahudiler
Şehirdeki Yahudi Müzesi’nde Yahudi topluluğunun tarihçesi, Avusturyalı Naziler’in yaptıkları ve Yahudiler’in Viyana kültürüne sağladığı katkılar sergileniyor. Müzenin yakınlarındaki Yahudi Meydanın’da ise eski bir sinagogun kalıntıları çıkarılmış ve Rachel Whiteread’e ait Soykırım kurbanları için olan bir anıt bulunuyor. Meraklıları Yahudi Mahallesi’ndeki turlarını tamamladıktan sonra Viyana’da birçok yerde bulabilecekleri bir Kosher restoranında belirli dini kuralara göre hazırlanmış lezzetli Yahudi yemeklerini tadabilirler.
Yahudiler için yapılan anıt
Museumsquartier: Kunsthistoriches, Naturhistoriches, Leopold Museum
Museums quartier olarak adlandırılan bu bölge birçok kafenin yanı sıra şehrin en önemli müzelerini barındırmakta… Kunsthistoriches Museum (Sanat Tarihi Müzesi) tek kelimeyle mükemmel bir koleksiyona sahip bir sanat müzesi… Avrupa Sanatı’ndan örneklerin sergilendiği müzede aynı zamanda etkileyici bir antik Mısır, Yunan ve Roma eserleri sergisi bulunmakta… Klimt, Schiele ve Max Oppenhiemer gibi sanatçıların eserleri ise Klimt’in ünlü “Leben und Tod” (Yaşam ve Ölüm) tablosunun da bulunduğu Leopold Müzesi’nde sergilenmekte.
Museumsquartier
Yapmadan Dönmeyin
- Avusturyalı ressam Hundert Wasser tarafından tasarlanmış bir apartman olan “Hundertwasser Haus”u görün. Kunst Haus olarak bilinen Hundert Wasser’in eserlerinin bulunduğu müzeyi gezin ve şirin kafesinde soğuk bir limonata için.
-
Hundetwasser Haus
- Tuna Nehri kıyısında kumsala dönüştürülmüş, 80’lerin ve 90’ların müziklerini çalan, kum üzerindeki dans pistinde dans edebileceğiniz mekanlardan birine gidin.
- Bilindiği üzere Viyana lezzetli şinitzelleri ile ünlü. Para önemli değil lezzetli bir şinitzel yiyeyim diyorsanız; ünlü sanat galerisi Albertina’nın restoranında yediğim şinitzelin tadı uzun süre damağımda kalacak gibi gözüküyor.
Ünlü Wiener Schnitzel
Tuna Nehri
Yakında Bir Durak
Salzburg: Viyana’ya yaklaşık 3 saat uzaklıkta olan Salzburg, Mozart’ın doğum yeri olmasıyla biliniyor. Oldukça küçük bir yerleşim yeri olan Salzburg’u yürüyerek dar sokaklarında dolaşarak keşfedebilirsiniz. Birçok klasik müzik hayranının ilk durağı olan Mozart’ın hayatına dair izler bulabileceğiniz doğduğu ev ( Mozart Geburtshaus), ailesine ve kendisine ait birçok kişisel eşyayı ve aynı zamanda yüzlerce beste yaptığı piyanosunu da içeriyor. Şahane bahçesiyle Mirabell Sarayı, Tuna Nehri manzarasıyla Salzburg Kalesi, Salzburg Katedrali gezebileceğiniz diğer yerler arasında. Elbette tarihi merkezdeki kafelere uğrayıp bir kahve içebilir ve nehir kıyısından Salzburg’u izleyebilirsiniz.
Tuna Nehri kıyısında Salzburg
Mozart’ın doğduğu ev
Klasik müzik konserleri, ünlü lunapark Prater, alışveriş yerleri ve Viyana hakkında daha fazlası için yazı dizimizin ikinci yazısını takip edebilirsiniz.
