Gördüğümüz İle Algıladığımız Aynı Mıdır? ‘Bu Bir Pipodur. Mudur?’

1230586651aa4

Birkaç yıl önceydi. Her hafta olduğu gibi sıralara oturmuş, temel derslerimizden biri olan sanat tarihi dersinde yeni akımlar öğreniyor ya da bildiklerimizi pekiştiriyor, güçlendiriyor idik. Nereden bilebilirdim ki bakış açımın bir anda ters köşe olacağını? Bir akımı öğrenmenin, sanatı anlamaya, yorumlamaya çalışmamda bu kadar değişiklik yaratacağını nereden bilebilirdim? İçerdiği eserler ile sınırları zorlayan bir akımdı öğrendiğimiz. Gerçeküstücülük, yani hepimizin duymaya alışmış olduğu gibi sürrealizm. Bir çok anlamı vardır, en hoşuma giden yorum, şair Andre Breton ‘a ait olan; ”gerçeküstücülük bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur” yorumudur. Şahsi görüşüm şudur ki , yorum gücüne dayanan bu akımın en önemli eserlerinden biri, Magritte ‘nin eseri olan, bakmak ve görmek arasındaki farkı yansıtmış; ‘Bu bir pipo değildir’ eseridir. Gördüğümüz , baktığımız şey midir? Yoksa algıladığımız mıdır? Ve sorar size Magritte, Bu bir pipo mudur?

rene-magritte-surrealist-painterResimde gerçeküstücülük, özetle, bakmak ve görmek arasındaki farkı resimlerine yansıtmış olan ressamların oluşturduğu bir akımdır.  En önemli temsilcileri arasında yer alan Belçikalı ve çağını büyük ölçüde etkileyen ressam René François Ghislain Magritte’dir. Resimlerini incelediğimizde son derece gerçekçi çizdiğini görürüz. Fakat onu Magritte yapan neydi? Resimlerinde anlatmak istediği gördüğümüz müydü? Yoksa algılamamız gereken başka yaklaşımlar mı vardı? “Bu bir pipo değildir” resminin hikayesini belki çoğunuz duymuşsunuzdur. Pipoyu çizer ve altına yazdığı muntazam yazı ile onun bir pipo olduğunu reddeder. Bu yaklaşımı bir kaç resminde de kullanır. Magritte  eserlerini şöyle anlatır:  “Benim resimlerim hiçbir şey anlatmayan görsel imgelerdir. Akla gizemi getirirler. Doğrusunu isterseniz, benim resimlerimi gören biri kendi kendine şu basit soruyu sorar: ‘Bunun manası ne?’ O resmin bir manası yoktur; çünkü zaten gizem de aslında hiçbir şeydir, bilinmeyendir.” Magritte sanatı analiz etme ve düşünme aracı olarak kullanmıştır ve bu akım insanların gördüğü gerçeğe karşı çıkmaktadır.

Fransız düşünür, edebiyat eleştirmeni, sosyolog ve antropolog olan Paul Micheal Foucault, Magritte’ nin bu denli algı yanılmasına sebep olan birkaç resmine ilgi duymuştu ve Magritte ile uzun söyleşiler yaptı. Uzun uzun düşündü, inceledi, yorumladı ve Magritte’i anlamamızı sağlayacak, var olan algılarımıza bomba gibi düşecek bir kitap yazdı. Yapı Kredi Yayınları’nda yer alan “Bu Bir Pipo Değildir”‘ kitabı okunmak üzere sizi bekler! Bakmak ve görmek arasındaki farkı felsefi açıdan kaleme alan bu yazarın yazdığı ve uzun süre kafa yoracağınız bu kitabı bir an önce okumanızı öneriyorum. Algılarımızın, düşüncelerimizin günden güne değiştiği bu dönemde, hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını, bize farklı bir bakış açısıyla ışık tutacak kalitede bir başyapıttır. Magritte’ nin  eserlerini estetik kılan, yaptığı eserlere felsefik yaklaşmasıdır. Micheal Foucault da bu kitap ile okurlarına düşünce ve algıda yeni bir nüans doğurtacaktır.

 

Leave a Reply