İnsan, yeryüzündeki varlığını kanıtladığından beri bir şeyleri eğlenceli hale getirmeyi görev edinmiştir.Kimi zaman korkulardan kaçmak,kimi zaman ölüleri anmak,kimi zamansa bir şeylerin ve belki de birilerinin gelişini kutlamaktır amaç.Peki,kış aylarında kutlanan ve korkulardan arınmanın bir yolu olarak görülen bir festival,veya ritüel de denebilir,duymuş muydunuz hiç?Üstelik bin yılı aşkın süredir hiç de yabancı olmadığımız topraklara dayanan bu festivalin bir adı var:Bocuk Gecesi.
Fotoğrafın kaynağı:bbc.com
Bocuk Gecesi,hepimizin bildiği ve bazılarımızın da severek kutladığı Cadılar Bayramı’na çok benzer nitelikler taşıyor aslında görüntü bakımından.Kostümler giyilerek kutlanıyor bu gece,şimdilerde sıklıkla Trakya bölgesinde kutlansa da aslında kökenleri Orta Çağ’da Balkanlar’a uzanıyor.Sırp profesör Tihomir Dordevic’in dediğine göre Balkanlar’daki Türkler tarafından bilinen bir gelenek bu.Bu geleneğe ve inanışa göre halk,kötülüklerden korunmak adına yılın en soğuk gecesinde çarşaflara bürünüp komşularını korkutmak için kapılarına dayanıyor ve onları “Bocuk geliyor.”diye korkutuyor.Bocuk,evlere ve insanlara kötülük getirdiğine inanılan bir tür yaratık.Hüseyin Rahmi’den,Yeşilçam’dan alışkın olduğumuz Gulyabani’ye benzer bir varlık diyebiliriz Bocuk’a.Fakat Bocuk’tan korunmanın bazı yolları var elbette:Mesela Bocuk’un gelmesi istenmeyen bir şey olduğu için evlerde kabak pişiriliyor bu gecede.Hatta ve hatta kabak tatlısı yapılıyor ki Bocuk bu eve uğramasın.Çünkü nedendir bilinmez kabağın piştiği evde Bocuk’un eve gelip kötülük yapmayacağına hatta Bocuk’un eve gelip beyaz çarşaflara büründüğü fakat kabak pişen evde kötülüğünü göstermediğine inanılıyor.
Fotoğrafın kaynağı:kulturportali.gov.tr
Ayrıca bu gece hakkındaki ritüeller bununla bitmedi.Gece suya tahta atılması bu ritüellerin bir diğeri.Eğer geceden suya atılan tahta bu gecenin sabahında donmuş bir şekilde bulunursa o evdeki kişilerin çok daha sağlıklı,sıhhatli ve dayanıklı olacağına inanılıyor halk tarafından.Bu gece,yılın en sert gecesinde gerçekleştirildiği için çoğunlukla ocak ortalarına veya sonlarına denk geliyor bu yüzden de tam anlamıyla bir kış festivali denebilir Bocuk Gecesi’ne.Ruhları arındırmanın,kötülüklerden arınmanın Balkanlar’daki yalın bir hali olarak düşünmeliyiz bu geceyi.Sadece kabak tatlısı,kar suyunda haşlanmış mısır,akıtma gibi birbirinden güzel lezzetlerin yendiği bir festival değil,aynı zamanda komşuluğun da önemli bir göstergesi olan bu gecede çocuklar yatırılıyor ve yetişkinler soba başında toplanıp birlikte bal kabağı tatlısı yiyorlar.Birlik,beraberlik ve komşuluğun temsilcisi olan bu Balkan gecesi,fikrimce en sert geceyi en yumuşağa çevirmenin bir yolu.
Fotoğrafın kaynağı:ulukayin.org
Yaklaşık bin yıldır süregelen bu Balkan geleneği en az bin yıl daha yaşatılmayı,nesilden nesile aktarılmayı hak ediyor.Kışın en sert gecesinde kutlanan bu festivale kadim şairimiz Nedim’in kışı iliklerimize kadar hissettiren bir şitaiyesinden bir beyitle atıf yapmak istiyorum:
Bürûdet öyle ki buzlanmasın deyu lâyık
Konulsa penbeye yâkutpâre veş ahker
yani
Donar soğuktan efendi semender âteşte
Bir iki gün dahi böyle eserse bu sarsar
Kaynakça:https://www.bbc.com/ ve https://eksisozluk.com/