Mezun Adaylarına Soruyoruz: Muhammed Yasir Şen

Gazete Bilkent: Kendinizi kısaca tanıtır mısınız?yasir şen

Yasir Şen: Kendimden kısaca bahsetmek gerekirse; İstanbul doğumluyum ancak ömrümün neredeyse tamamını Ankara’da geçirdim diyebilirim. Haliyle öğrenim hayatıma da burada başladım. Çok okullu bir hayatım oldu. Yani yaramaz ya da başarısız bir öğrenci değildim ancak ailem beni en iyi okullarda okutmayı amaçlamıştır her zaman. Tabi bu sadece benim için böyle değil, iki erkek kardeşim bir de kız kardeşim var hepimiz farklı okullarda öğrenim gördük zaman zaman. Lise öğrenimimi Aydınlıkevler Anadolu Lisesi’nde tamamladım ve daha sonra Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdım. Kısmetse bu dönem sonunda da mezun olmayı hedefliyorum.

GB: Hukuk fakültesini seçme sebebiniz ne idi?

YŞ: Aslında ben lise son sınıfa kadar sayısal bölüm öğrencisiydim. Derslerim de çok fena değildi. Yani ortalama bir öğrenciydim diyebiliriz. Bizim zamanımızda (2009 yılında) çapraz bölüm seçme yoktu. Yani sayısal bölüm öğrencisi hukuk seçemezdi ve ben sayısaldan girecek ve mimarlık okuyacaktım. Fakat annem ve babam beni gözlemlediklerinde sosyal alana daha yatkın olduğumu görmüşler ve daha sonra lise son sınıfta babamın yönlendirmesi ile eşit ağırlık bölümüne geçtim haliyle hukuk kazanmayı hedef seçtim o tarihten sonra. Bunun en önemli nedeni hukuk fakültesinin tam anlamıyla joker bir fakülte olması. Yani hukuk mezunu birini nereye koysanız sırıtmıyor. O ortamın ya da iş sahasının en başarılısı olabiliyor. Temelde neredeyse tüm sosyal bilimler bölümlerinden parça parça bilgilere sahip. Ayrıca son yıllarda da ülkemizde en çok rağbet edilen meslek grubu aynı zamanda.

GB: Üniversite hayatınız boyunca ne tür aktivitelerde bulundunuz?

YŞ: Bilkent Üniversitesi’nde olmanın en büyük avantajı size çok iyi bir sosyal ortam kazandırması. Birazcık ilginiz varsa çok önemli işler yapabilirsiniz. Ben de bu fırsatı çok iyi kullandığımı düşünüyorum. Daha hazırlık yıllarımın ilk zamanlarında öğrenci konseyi seçimlerinde yer aldım. İnsanlarla diyalog kurma becerilerimi geliştirme fırsatım oldu. Daha sonra yine hazırlıktayken bir grup arkadaşımla BİLİN (Bilkent Üniversitesi İnsan Hakları Kulübü) kurucu yönetim kurulunda Genel Sekreter olarak yer aldım. Bölüme geçtikten sonra da ilgi alanım değişse de sosyal faaliyetlerden hiç ayrılmadım. İlk önce Genç Hukukçular Kulübü’nde daha sonra da Kurucu Başkanlığını yürüttüğüm Hukukta Uluslararası Çalışmalar Topluluğu’nda görev aldım. Bundan iki yıl önce de Fakülte Temsilciliğine aday oldum. Rabbim nasip etti çok şükür onu da kazandım. İki yıldır da bu görevi yürütüyorum.

GB: Üniversite hayatı sizde ne tür değişikliklere sebep oldu?

YŞ: Bütün bu sosyal faaliyetler size bir öz güven veriyor. Bunun yanında kriz yönetimi, konuşma becerisi ve diyalog kabiliyeti gibi önemli kazanımlar elde ediyorsunuz. Bunun yanında bazı şeyleri yaşayarak olgunlaşıyorsunuz. Ben aslında biraz da şanslıydım. Bu şans arkadaş çevremden kaynaklanıyor. Herkesin sahip olamayacağı bir arkadaş çevresi edindim. Sadece sosyal anlamda değil her alanda benimle birlikte olan birbirimizi desteklediğimiz, bir birimize çeşitli kazanımlar sağladığımız bir çevre. Açıkçası üniversite arkadaşlıkları yalan oluyormuş diyenlere zaman zaman tebessüm ediyorum bu yüzden. Ömrümün sonuna kadar birlikte olacağım arkadaşlarım oldu benim üniversite hayatımda.

GB: Bilkent’i 3 kelime ile tanımlayın dersek; bu kelimeler neler olurdu?

YŞ: Sanıyorum burada herkesten farklı üç kelime kullanacağım ama benim için tam olarak ifade ettiği kelimeler; profesyonellik, arkadaşlık ve mutluluk.yasir şen 2

GB: Bilkent’te en sevdiğiniz hoca ve ders hangisi idi?

YŞ: Hocalarımın çoğu ile aram hep iyi oldu bu biraz da görev icabı. Ama herkesin bir favorisi vardır. Benim favorim de Ece Hoca’ydı (Ece Göztepe Çelebi) Bunun nedeni sanıyorum son derece disiplinli olan yaşam tarzı ve idealist dünya görüşü. Bir de öğrencileri ile olan diyaloğunu da unutmamak lazım.

GB: Geleceğe yönelik planlarınız nelerdir?

YŞ: Şimdi ki planlarım arasında avukatlık yapmak var. Enerji hukuku yahut ticaret düşünüyorum. Ama tabi kader kısmet. İnsan işin içine girmeden karar veremiyor.

GB: Bilkent mezunu olmanın size ne tür avantajlar getireceğini düşünüyorsunuz?

YŞ: İngilizceyi çok büyük avantaj olarak sayıyorlar ben öyle görmüyorum. En azında iş dünyasında öyle gözükmüyor. Çünkü mesleki İngilizce almıyoruz. Sadece bir takım felsefe ve birkaç uluslararası ticaret derslerinden ibaret. Ben bunun çok yetersiz olduğunu düşünüyorum mesleki anlamda. Ama öz güven ve bazı mesleki püf noktalarda önemli kazanımlar elde ettiğimi düşünüyorum.

GB: Bilkent’e yeni başlayan öğrencilere (özellikle hukuktaki) tavsiyeleriniz nelerdir? Fakülte derslerinden başka ne gibi şeyler yapmalarını önerirsiniz?

YŞ: Kesinlikle sosyal imkanları sonuna kadar kullansınlar. Bu çok önemli bir meziyet. Her yerden hukukçu yetişiyor artık. İnsanları öne geçiren diplomadan ziyade kişisel özellikler ve alışkanlıklar olmaya başladı. Öyle boşuna geçmiş bir üniversite hayatı, gezmeler-tozmalar çok bir şey katmıyor insana. Ayrıca mutlaka bir de ilgi alanı seçsinler. Hukukun her hangi bir parçası olabilir. Mesela; rekabet, enerji yahut uluslararası ceza gibi. Biz fakültede temel dersleri alıyoruz ama gerisi ilgi alanlarına kalıyor.

Muhammed Yasir Şen’e verdiği röportaj için teşekkür ederiz.

Leave a Reply