Cumhuriyetin ilk günlerinden itibaren yeni rejimin getirdiği sisteme din üzerinden yorum yaparak yüklenmeye çalışan insanların sonu gelmiyor. Son zamanlarda Nurettin Yıldız isimli şahsın açıklamalarıyla tekrar gündem olan bu konu esasında hem toplumsal açıdan hem de devlet düzeni açısından büyük tehlike oluşturuyor. Hocaların(!) sapık açıklamalarını savunanlar bir yana dursun, bu şahısların açıklamalarına bir yorum da ben yapayım.

Kendilerini her nedense toplumsal konulardan tutun siyasete kadar işin uzmanı gören bu tarz şahıslar, devamında toplumsal kutuplaşmaya kadar gidebilecek açıklamalarıyla gündemi bulandırmaya devam ediyorlar. Her ne kadar alanında yetkin olursa olsun, çıkıp da “7 yaşındaki çocuk evlendirilebilir” tarzında açıklamalar yapmak bu tarz kişilerin nasıl bir dalalet içinde olduğunun en büyük göstergesi. Gazete olarak biz de maalesef bu konuda tepkimizi ortaya koymakta biraz geç kaldık.

Bu şahıslardan yeteri kadar çekmemiş gibi, bir de onların konuşmalarından bölümler aktarıp, “Bakın bu insanlar aslında şöyle iyi kalpli, aslında bunu söylerken şunu kastetmiş, orada başka bir konudan bahsediyordu da aradan cımbızlayıp bize öyle servis etmişler…” diyenler oluyor. Bu söylemler, bana göre, onların sapıklıklarına ortak olmak ve onları aklamaya çalışarak tekrar gündemi işgal etmelerine çanak tutmaktan başka bir işe yaramaz. Ettikleri çirkin laflar ortada. Bugün gördüğüm bir haberde, malum zihniyette bir adamın 4 yıl önce şu sözleri sarf ettiğini gördüm. Muhtemelen siz de görmüşsünüzdür: “Tek eşi olan erkekliğini test ettirsin! Tek kadınla doyan erkek sapıktır.”

Şimdi bu lafın kim neresinden tutup da neresini cımbızlasın! Cumhuriyetin ilk yıllarında rejime karşı isyan eden hocalar mı dersiniz, laikliğe ve kanunlara saldıranlar mı dersiniz, her konuda kendinde söz hakkı görenler mi dersiniz! Bu aynı mahsul kafalar sayesinde başka gruplar da çıkıyor ve onların yolundan gidiyor. Bugüne kadar bu tarz hocaların hangi skandal ifadelerde bulunduklarını buraya yazmaya kalksak bir yazı dizisi ortaya çıkar. Ne kadar konuşursa konuşsun, ne kadar din hakkında bilgiye sahip olursa olsun, bu insanların bir de destekçi bulmasına hayret ediyorum.

Dinler muhakkak ki büyük bir okyanus. Başlı başına İslam dini dahi belki de yıllarca uğraşılsa bile tam olarak öğrenilemeyecek bir bütün. Dolayısıyla bu adamların laflarını dine göre yorumlayacak değilim. Fakat, toplumda şaşırtıcı derecede destek bulan malum hocaların bu sözleri Diyanet’in de tepkisini çekiyor.

Benim derdim zaten size işin dini boyutunu göstermek değil. “Kızlarını okula gönderenlerin vay haline!”, “Çok eşliliği savunmayan erkek kendine erkek demesin!”, “Dayak yiyen kadınlar şükretsin!” gibi lafları öyle zannediyorum ki ne din açıklayabilir ne de başka bir şey.

Bu laflar radikalleşmeye müsait bazı insanları ne kadar etkileyebilir hiç düşündünüz mü? Bu ülke insanların canlı canlı yakılmak istendiği Madımak olaylarını, domuz bağıyla yüzlerce kişiyi öldüren Hizbullahçıları ve bir darbe girişimini bile görmedi mi? Dinle oynamanın nasıl etkileri olduğunu bu ülke kadar hisseden çok az sayıda ülke vardır. Dolayısıyla sapık zihniyetleriyle konuşan insanları desteklemek ve onlar hakkında güzelleme yapmak olayları nereye getirebilir bir düşünün.

Bu rezaletlerin bittiği, insanların din ve vicdan özgürlüğüne saygılı bir toplum olabilmek dileğiyle.

 

Leave a Reply