Turkish Airlines Euroleague’de play-off aşamasında ilk iki maç geçtiğimiz hafta oynandı. Temsilcimiz Anadolu Efes Armani Milano’ya karşı deplasmanda oynadığı ilk maçı kazanarak saha avantajını alırken, normal sezonu birinci ve ikinci bitiren Barcelona ve Olympiakos, Bayern Münih ve Monaco’ya ikinci maçları kaybederek saha avantajını kaybetmekten kurtulamadı. Kağıt üstünde çekişmeli görünen Real Madrid-Maccabi eşleşmesinde ise İspanyol ekibi kendi sahasındaki iki maçı rahatlıkla kazanarak İsrail’e gitmeden önce önemli bir avantaj yakaladı. Şimdi de serilerin gidişatına kısaca göz atalım.
Armani Milano-Anadolu Efes
Geçtiğimiz sezonun şampiyonu ve üçüncüsünü buluşturan bu eşleşmenin en heyecan verici eşleşme olduğunu söylemek yanlış olmaz. Sezon boyunca inişli çıkışlı bir grafik çizen temsilcimiz Anadolu Efes, önemli yatırımlar yaparak geniş bir kadro kuran ve normal sezonu 3. tamamlayan Armani Milano’ya karşı deplasmanda oynadığı ilk maçta herkesi şoka uğrattı ve ikinci çeyrekten itibaren kontrolü ele aldığı maçı rakibini sadece 48 sayıda tutarak 64-48 kazanmayı başardı. Seri öncesi beklentiler Milano’nun sertliğiyle Efes’i düşük skorlarda tutmaya çalışacağı, maça kendini verdiğinde ligin muhtemelen en tehlikeli hücum takımı olan Anadolu Efes’in ise atarak kazanabileceği iken İtalya’da rakibini 64 sayı atarak mağlup eden Anadolu Efes ilk maçlar sonunda bir anda tüm dikkatleri üstüne çekti. Bu sonuçtaki en önemli faktörlerin Ergin Ataman’ın maça çok iyi hazırlanması ve Efes’in maça takım halinde konsantre olmasının yanında Larkin-Micic ikilisinin hem beraber oynamayı hem de takımı oynatmayı başarması olduğunu söyleyebilirim. 16’şar sayıyla takımın skor yükünün yarısını üstlenen bu ikili, ikinci maçın sonunda da biraz daha beraber hareket etselerdi temsilcimiz İstanbul’a seriyi büyük oranda bitirmiş olarak dönebilirdi. Ancak rakibin en iyi savunmacısı Kyle Hines’ın üstünden defalarca pozisyonları zorlayan Micic ve yer yer ona ayak uyduran Larkin’in de etkisiyle takımın kalanından katkı alamayan Anadolu Efes karşısında maç içinde Melli ve o gün mükemmel bir performans sergileyen Rodriguez’i kaybeden Milano, maçın sonunda adeta sazı eline alan Shields’in önderliğinde kazanarak seriyi eşitlemeyi başardı. Buna rağmen İstanbul’a çok önemli eksiklerle gelecek İtalyan temsilcisinin, hele de Rodriguez ve Datome oynayamazsa tek çözümü oldukça sert oynayıp oyunu yavaşlatarak Efes’i yıldırmaya çalışmak gibi görünüyor. İlk maçta play-off moduna giren Anadolu Efes’in ise önemli bir sürpriz olmadığı takdirde seriyi İstanbul’da bitireceğini düşünüyorum; ancak Final Four’da başarılı olmak için takımın Larkin ve Micic hariç parçalarından da katkı alması gerekiyor.
Barcelona-Bayern Münih
Normal sezonun açık ara en dominant takımı Barcelona, koç Jasikevicius’un liderliğinde ve sahip olduğu güçlü kadroyla play-off a son sıradan giren Bayern Münih’e karşı açık favori olarak görünüyordu. Nitekim ilk maçta ikinci periyotta skor üstünlüğünü eline alan ve güvenli bir farkı koruyarak rahatça galibiyete giden Barcelona’nın ikinci maçta Bayern Münih’ten 15 sayı fark yiyeceğine takım taraftarları bile inanmıyor olsa gerek. Ancak ilk maç 0 sayıyla oynayan DeShaun Thomas’ın 6/7 üç sayı isabetiyle 25 sayıyla oynadığı maçta ikinci çeyrekten itibaren üstünlüğü eline alan Alman temsilcisi kendinden kat kat daha pahalı rakibine karşı büyük bir sürprize imza attı. Geçtiğimiz sezonun play-off larında da yine kağıt üstünde kendinden güçlü Armani Milano’ya karşı son maçın son topuna kadar kafa kafaya mücadele eden Alman temsilcisinde başarının en büyük mimarının koç Andrea Trinchieri olduğunu düşünüyorum. Avrupa basketbolunda önemli bir tecrübesi olan ve sistem basketboluyla elindeki malzemeyle en iyisini elde eden İtalyan koçu önümüzdeki sezon Fenerbahçe Beko’nun başında görmek birçok taraftarın temennisi olabilir. Ancak öncesinde Bayern’in sezon başından beri hakemler tarafından açıkça kollanan Barcelona’yı bir peri masalı yazarak elemesini ümit ediyorum.
Olympiakos- Monaco
2013 yılında kulüple şampiyonluk yaşamış Bartzokas’ın koçluğunda ve tecrübeli guard Sloukas’ın saha içi liderliğiyle sezon boyunca istikrarlı bir görüntü çizen Olympiakos son haftalardaki yüksek performansıyla normal sezonu beklenmedik biçimde ikinci tamamlamayı başardı. Gösterişsiz kadrosuna rağmen uyumlu bir takım oyunu sergileyen ve iç sahada yenilmesi çok zor bir takım olan Olympiakos, sezon içinde Sasa Obradovic’in gelişiyle Mike James’in takımı kimliğine bürünen ve ikinci yarıda yaptığı müthiş çıkışla yedinci sıradan play-off yapan Monaco karşısında ilk maçı rakibi 54 sayıda tutarak rahatça kazanmayı başardı. Rakibin silahlarını çok iyi durduran ve skoru da iyi paylaşan Yunan ekibi, ikinci maçta 23 sayı bulan Mike James’e Bacon ve Andjusic’in de eşlik etmesiyle 96 sayıya ulaşan Monaco’ya karşı ağır bir yenilgiye uğradı. Ancak her ne kadar saha avantajını ele geçirmiş olsa da Fransız ekibinin bu seviyelerde oynamak için yeterli olmadığını ve Olympiakos’un tecrübesiyle seriyi en geç 5. maçta kazanacağını tahmin ediyorum.
Real Madrid-Maccabi
Sezonun ilk yarısında Barcelona ile beraber liderliği kovalamasına rağmen ikinci yarıda düşüşe geçen ve son 10 maçtan 8’ini kaybederek 4. sıradan play-off a gelen Real Madrid ile oylamadan sonra avantaj elde eden ve son haftalarda aldığı art arda galibiyetlerle sezonu 5. tamamlayan Maccabi Playtika Tel Aviv’in eşleşmesinde sezon sonundaki görüntü tamamen tersine dönmüş gibi görünüyor. Artık takımın demirbaşı haline gelmiş Sergio Llull ve Rudy Fernandez gibi tecrübeli oyuncularının yanında Avrupa’nın eksiklere en iyi çözüm bulan koçlarından biri olan Pablo Laso’ya sahip olan İspanyol ekibinin sezonun bu dönemi geldiğinde farklı bir basketbol oynadığı herkesçe bilinen bir gerçek. Bunun en iyi örneklerinden birini ise geçtiğimiz sezon bitti denilen seride Anadolu Efes’i 2-0’dan gelip eleme noktasına geldiğinde görmüştük. Nitekim bu sezon da Fabian Causeur’un yıldızlaştığı ilk maçı başından sonuna kadar kontrol ederek kazanan Real, ikinci maçı da rakibini adeta darmaduman ederek 30 sayıyla farkla kazandı ve ilk iki maç sonunda Final Four’a en çok yaklaşan takım oldu. Evine dağılmış halde dönen Maccabi seyircisinin önünde en azından bir maç kazanmak isteyecektir, ancak bu serinin 3-0 veya 3-1 ile İsrail’de biteceğini düşünüyorum.