Süper Lig’de 2019-2020 Cemil Usta Sezonu 1 ayı aşkın süredir devam etmekte, peki bu sezon şimdiye kadar bizlere ne getirdi, önceki sezonlardan farkı ne oldu bu sezonun, futbol kulüplerimizin performansı ne durumda veya kısaca SÜPER mi LİG?

Bu sezonun önceki sezonlardan eksiği yok fazlası var(!) Yine her sezon olduğu gibi hakem tartışmaları ile başladı lig. Abartıldığı kadar olmasa da, hakemlerin maçların skoruna etki edecek nitelikte hatalar yaptığı da bir gerçek. VAR mı yok mu belli olmayan bir sistem de hala “Türk usulü” şekilde uygulanmaya devam ediyor. Net bir şekilde söylenebilir ki ofsayttan gol olmuyor artık. Ancak VAR’ın duraklamalara sebep olması zaten az olan Türk futbolunun seyir zevkini daha da engeller nitelikte. Ayrıca VAR Türk futbolu için bir çözüm olmaktan ziyade tartışmaların daha da alevlenmesine sebep oldu şu birkaç yılda. Önceden “insandır, görmemiştir” denilen hakemlerin, teknolojinin önemli pozisyonlarda kullanılmasıyla birlikte, “insanlık” bahanesine sığınma imkânı da ciddi manada azaldı. Bununla beraber taraftar tepkilerinin şiddeti de bir hayli arttı. Görünen o ki sistem ne olursa olsun oynanan futbol Türk futbolu olduğu sürece hakem tartışmaları hep olacak.

Hakemler her sezon olduğu gibi bu sezon da formunda(!) Peki, yöneticilerimiz formunda mı, tabi ki de evet. TFF’nin cezalarına aldırmadan rahatça girdikleri tartışmalar ve hakemleri etkileme çabaları da tam gaz devam ediyor. Son tartışma Ali Koç ile Fatih Terim arasındaki “sicil” tartışması. Yapacak bir şey yok biz böyle seviyoruz bu ligi, kavgayla tartışmayla.

Geride kalan haftalarda Süper Lig’in tek puan kaybetmeyen takımı olan Alanyaspor, bol gollü maçlarıyla da dikkat çekiyor. Uzun soluklu lig maratonunda nefesleri nereye kadar yetecek merak konusu ancak şu bir gerçek ki transfer sezonunun şampiyonu olan 4 büyüklere nazaran seyir zevki yüksek karşılaşmalar ortaya koyuyorlar.

Son şampiyon ve yüksek kadro değeriyle ön plana çıkan Galatasaray şu ana kadarki maçlar göz önüne alındığında hücum varyasyonları konusunda ciddi sıkıntı yaşıyor. Topu son vuruşa getirme konusunda ciddi problemleri olan sarı kırmızılılarda Belhanda’nın alternatifinin de olmaması Terim’i ilerleyen günlerde sistem değişikliğine itebilir, çift forvet oynamaları da muhtemel. Piyasa değeri yüksek ve isim yapmış futbolcularla oluşturulan kadronun sezon sonu ipi göğüsleyememesi yüksek ihtimal dâhilinde. Şu anki kadro ve oyun içindeki tutukluk Vitor Pereira dönemindeki Fenerbahçe’yi anımsatıyor.

Fenerbahçe zorlu fikstürüne rağmen dinamizmi yüksek ve başarıya aç kadrosuyla lige güzel bir başlangıç yaptı, ne var ki Emre’den yoksun çıktığı Alanyaspor maçı hariç. O maça kadarki takım ruhu ve ortaya konan futbol Fenerbahçelileri memnun etse de Alanyaspor maçı gösterdi ki Fenerbahçe, 39 yaşındaki genç yıldızına her maçta muhtaç bu sene. Sağlıklı bir Emre Fenerbahçe’yi bu sene şampiyon yapar mı bilinmez ama Fenerbahçe’nin onsuz şampiyonluk potasında kalması zor.

Beşiktaş tabiri caizse taraftarına her maç kalp krizi geçirtmeye devam ediyor. Transfer sezonunu diğer takımlara göre gösterişten uzak transferle tamamlayan Karakartal, yönetim ve taraftar gerilimiyle de sezonu geçirmeye devam ediyor. Burak Yılmaz’ın yokluğu her maçta hissedilirken güvenilir bir kalecisinin de olmaması takım ve taraftarın moralini bir hayli bozmuş durumda. Beşiktaş’ın bu sene şampiyon olması için Burak’ın her maçta oynaması ve Abdullah Avcı’nın da bir an önce ideal kadrosunu oluşturması şart. Kısacası Beşiktaş’ın üst üste düşeş atmak dışında bir şansı yok.

Kadro mühendisliği açısından ligin en iyi takımı olan Trabzonspor’da sakatlıklarla önemli oyuncuların yitirilmesi sezon başı bir hayli yüksek olan beklentilerin düşmesine neden oldu. Umut veren gençlerle zevkli bir oyun ortaya konulmasına rağmen eksik sayısının fazla olması ve Sturridge ile Obi Mikel’in şu ana kadar istenilen oyunu ortaya koyamamaları Karadeniz fırtınasının bir süre durulmasına yol açacak gibi gözüküyor. Sezon sonu ne yapacakları en bilinmez takım konumundalar.

Hakemiyle yöneticileriyle futbolcularıyla Süper(!) olan ligimizin sonunda hak edenin kazandığı ve centilmen bir lig olması dileğiyle…

Yazarın Notu: Mezuniyetle birlikte artık ben de GazeteBilkent ailesinin en iyi birimi olan okur kadrosuna katıldım. Emekli olduğum spor biriminin yeri bende hep ayrı olacak. Artık yazar olarak yoluma devam etmesem de bu ailenin bir parçası olduğumu bilmek gurur verici.

Leave a Reply