Başlığında bilardo ve darttan bahseden bir yazı çoğunluğun aklına bar ortamında denk gelinen sporları getirecektir. Fakat bu yazı bilardonun en popüler disiplini haline gelen snooker ve onun yakın arkadaşı dartın profesyonel seviyedeki ilişkisine göz atacak.
Öncelikle snookerın diğer bilardo disiplinlerden ayrılışı; artan televizyon yayınları, kahramanları ve yükselen market değeri ile gerçekleşti. Dart ise bilardo gibi bir bar eğlencesi olmaktan öteye 2000’lerden sonra PDC’nin (Professional Darts Corperation) baskınlığı ile geçti. Snooker, İngiliz subaylarının popüler hale getirdiği bir oyun ve sıkı bir gelenekçi yapıya sahip, halen kıyafet kodu olduğunu ve oyun kurallarının uzun zamandır değişmediğini görüyoruz. Oyun esnasında lüzumsuz ses çıkarmak hiç hoş görülmüyor. Bu muhafazakar yapı ve centilmenliğin ön planda olduğu spora normal bir insanın erişmesi yüksek maliyetinden dolayı çok mümkün olmuyor. Şimdilik çoğumuz ekranda gördüğümüz veya birkaç kez deneme şansına sahip olduğumuz oyuna öykünmekle idare ediyoruz. Dart ise Türkiye’de henüz televizyon izleyicisine tam olarak ulaşabilmiş değil.
İyi ama snooker ile dartın ne alakası var? Kuşkusuz iki spor birbirinden bambaşka ritüellere sahip. Snooker mükemmel bir sessizlik, konsantrasyon ortamında icra edilirken; dart müsabakaları adeta bir festival ortamında geçiyor ve kıyafet kodu gibi dikkat çekecek kısıtlayıcı-geleneksel kurallar yok.
Peter Wright her maça farklı bir stilde çıkıyor
Dart, snookera tam tezat şekilde herkesin ulaşabileceği bir oyun ve yapmanız gereken iş görünürde karmaşık değil. Biri çılgınlığa, diğeri ise estetik güzelliğe çağırıyor izleyenleri. İki spor arasındaki bağa dair en belirgin kanıt dart ve snooker oyuncularının diğer sporla olan yakın ilişkisi. Çoğu sporcunun diğer sporu yakından takip ettiğini sosyal medyanın sayesinde biliyoruz. Dart ve snooker Britanya’da doğmuş sporlar olduğu için ulaşılabilirliğin de etkisiyle sporcuların çoğunluğunu halen Britanyalılar oluşturuyor ve bu da oyuncular ve oyunlar arasındaki ilişkiyi kolay kılıyor.
Ronnie O’Sullivan oğluyla beraber Dart Dünya Şampiyonası’nı takip ederken, 2014
İki branşın profesyonel seviyede diğer sporlar kadar fiziksel olmadığını söylersek çok yanlış olmaz. Bu uzun snooker maçlarının fiziksel olmadığı anlamına gelmiyor elbette ama göreceli bir farktan bahsedebiliriz. Esas nokta bu iki oyunun mental dayanıklılık üzerine olması. Futbol, basketbol gibi ana akım sporlarda saf fiziksel güç ile gelebileceğiz noktaya dart ve snookerda gelebilmek mümkün değil. Hedefiniz çok küçük noktalar olduğu için konsantrasyonu bir an için bile kaybetmemek çok kritik. Bunu güçlendiren sebeplerinden bir tanesi de hem dart hem de snookerda oyuncuların sırayla oynaması olabilir.
Snooker milimetrik hesapların sonucu belirlediği bir spor
İki sporun yükselişinin en büyük sebebi ise hem PDC hem World Snooker’ın patronu Barry Hearn dönemi. Hearn’ün PDC idaresini almasından sonra oyun snooker da olduğu gibi çok yol katetti. Dartın bar oyunu olmaktan profesyonel bir eğlenceye dönüşmesindeki en büyük etken bu değişim diyebiliriz. Dart bugün bir “sahne sporu” haline geldi, insanlar deşarj olmak için bu eğlenceye katılıyor. Büyük turnuvaların gerçekleştiği salonlar festival yerine dönüyor.
Dart Dünya Şampiyonası’ndan bir görüntü
Hearn benzer şekilde snookerı maç esnasında sigara dâhi içilen puslu bir ortamdan vitrinin parlak yerine taşıdı. Bu önemli değişimler, oyunların gelenekçi yapısı sebebiyle kolay olmadı ve eleştiri toplamaya devam ediyor. Fakat bir gerçek var ki Hearn dönemi iki sporun da büyük kitlelere ulaşmasını sağladı. İki oyun da Britanya’da belki en popüler dönemlerini geride bıraktı ama artık sınırlar genişlemiş durumda. Dart, Avrupa’da yükselirken; snooker Asya’da büyük yükseliş içerisinde. Umuyorum ülkemizde de artan ilgiyle beraber daha çok insan bu oyunların tadına varabilir.
Referanslar
http://www.pdc.tv
http://www.live-darts.com/subcategory/darts-news/pdc-world-championship/
http://snookermylove.blogspot.com.tr/2016/06/the-snooker-titans-are-ready-for-cluj.html
