Snookerın belki en büyük değil ama en yüksek seviye turnuvası olan Master (sıralamadaki ilk 16 oyuncu katılıyor) bu kez yeni bir şampiyon çıkarttı. Mark Allen üçlü tacın (Birleşik Krallık-Masters-Dünya Şampiyonası) birine sahip olmayan en üst düzey oyunculardan birisiydi ve ikonik Alexandra Palace’taki finalde Kyren Wilson’u 10-7 ile geçerek kupaya uzanmayı başardı. Kuzey İrlandalı snookerın en şık kupasına giden yolda tarihin en büyükleri O’Sullivan ve Higgins’i mağlup etti. Zaten Masters kazanıyorsanız bu seviyelere çıkmak büyük sürpriz sayılmaz. Allen bu zaferle birlikte önümüzdeki turnuvalarda daha özgüvenli bir snooker oynayacaktır. Skor üretimi halihazırda elit seviyede bir oyuncu. Bu turnuva özelinde uzun pot ve güvenli vuruş başarısının kilit olduğunu söyleyebilirim. Allen’ın gözü kara oyun tarzı bazen çok zarara yol açsa da çalıştığında onu en üst seviyeye çıkartabiliyor. Ancak, Masters’ın kısa maç formatı (finale kadar best-of-11, final 19) kesinlikle Allen gibi fiziksel olarak fit olmayan ama akıcı oyuna sahip isimlerin işine geldiğini atlamamak lazım.
Gelelim snookerın her zaman odağındaki adam Ronnie’ye. Roket, en büyük rakibi Selby ilk turda veda ettikten sonra kendisi ilk turu kusursuza yakın tamamlamıştı ve büyük favori gösteriliyordu. Lakin hem kendi açıklamaları hem de vücut dili turnuva içinde sorun yaşadığını belli ediyordu. O’Sullivan’ın böyle dönemlerine elbette alışığız; oyundan keyif almadığını söyler, çekip gider ve bunlar olağan hadiselerdir. Mark Allen karşılaşmasında 1 snooker farktan masaya dönmeyişi ve maç boyu çok dikkatsiz görüntüsü sevenlerini elbette üzdü. Selby, Robertson gibi önemli oyuncular form kaybı yaşarken üçlü tacın hepsini kazanma ihtimali uzak değildi fakat bu yaklaşımıyla kendi bacağına sıkmış oldu Ronnie. Bugünlerde ise Dünya Şampiyonası’na katılmayacağı dedikoduları ayyuka çıkmış durumda. Snooker’ın en büyük değeri ve aynı zamanda problemi O’Sullivan yaşlansa bile aynı joker tavrından vazgeçmiyor. Ben yine de bazı rekorları önemsediğini ve Crucible’da kendisini odaklanmış şekilde göreceğimizi tahmin ediyorum. En azından yakınındaki insanlar onu bu yönde motive edecektir.
Öte yandan Dünya Şampiyonası yaklaştıkça Selby, Robertson (ilk 16 dışında kalmıştı), Murphy, Higgins gibi ağır topların yanında sert maç oyuncuları Wilson, Fu, Hawkins’in performans artışlarını bekleyebiliriz. Eğer Ronnie tökezlerse yeni bir şampiyon görme ihtimalimiz bugünkü tabloda çok mümkün. Judd Trump zaman zaman parlayan oyununu tutturabilirse ilk kupası için vaktin geldiğini hissedecektir. Neil Robertson’dan Masters dışında kalmasının ardından önemli bir yükselişi şahsen bekliyorum. Hala önümüzde ciddi bir zaman var Sheffield’a gidene kadar. Almanya Masters, Galler, Cebelitarık, Çin Açık turnuvaları bize ipuçlarını verecektir. Yeni şampiyonlar görmek rekabet açısından ve oyunun geleceği adına (bilhassa 92 sınıfı sonrası dönem için) pozitif diye düşünüyorum.