Kulüp kariyerinde 575 maç, 368 gol ve 98 asist, milli takım kariyerinde 102 maç, 68 gol ve 19 asist… 2020/21 yılı İngiltere ligi hem gol hem asist kralı, toplam 9 gol krallığı, bir altın ayakkabı, 4 İngiltere yılın oyuncusu ödülü… İstatistik kağıtlarında yer almayan 10 numaraları dahi kıskandıracak eşsiz bir oyun aklı, kusursuza yakın bir bağlantı oyunu, milimetrik uzun paslar, derine atılan koşuları altına çeviren büyülü bir kısa pas tekniği, hemen her penaltıyı gole çeviren en yükseklerde gezen bir öz güven, ceza sahasının dışından çekilen şutlar için muhteşem bir patlayıcı güç, ceza sahasının içinde ise top ona geldiğinde takım arkadaşlarının çoktan sevinmeye başladığı gerçek bir bitirici… Sahi ya, bu kadar başarılı bir bireysel performansı ve üstün nitelikleri peş peşe dizmişken kupaları unuttuk mu? Hani şu Michael Jordan’ın beş parmağına sığmayan NBA şampiyonlukları için verilen 6 yüzüğü, Novak Djokovic’in poz vermek için etrafına dizildiğinde Novak’ın kadrajdan çıktığı 24 grand slam’i, Lewis Hamilton’un dinamikleri hayli hızlı değişen Formula 1’deMichael Schumacher ile zirveyi paylaştığı 7 şampiyonluğu, ya da Lionel Messi’nin eşsiz kariyeri boyunca kazandığı tüm şampiyonluklar için verilen şu 45 kupa varya, işte o kupaları…
Yüzleşme
Ben çocukluğumda İngiltere liginin sıkı takip edildiği bir evde yaşıyordum, lig için dönemin pek çok yıldızı vardı ve bu yıldızlar hemen her futbolseveri peşine takmıştı bile. Bense önce Gareth Bale ardından seninle sempati duyduğum Tottenham’ı tutmaya karar vermiştim. Evet uzaklardan izledim sizi ama şundan eminim, bu kariyeri en yakından takip edenlerden biriyim. Ne kadar eşsiz bir oyuncu olduğunu, nasıl takımlarda oynadığını, kariyer evrimini en iyi bilenlerdenim. Ama şimdiki yazı seni kazanamadığın o kupalardan aklama, övgü, alkış ve kapanış yazısı değil. Belki İngiltere’den bavulları toplayıp Almanya’daki kupa canavarının yanına gitmesen yazı tam da öyle olurdu ama değil. Sahi ya, niye alamadın o kupaları?
İngiltere Milli Takımı
Harry Kane’in yaklaşık 10 yıllık milli takım kariyerine neredeyse bir teknik direktörün patronluğunda geçti. 2016-24 yılları arasında milli takıma antrenörlük eden Gareth Southgate’in birinci adamlığında İngiltere EURO 2016-2020-2024’e katılırken 2018 ve 2022 yılları olmak üzere iki de Dünya Kupası oynadı. İngilizler neredeyse her turnuvaya kendilerini favori olarak gördükleri şekilde gelir. Bugüne kadar yalnızca EURO 1966 alan İngilizler, turnuvalar ister evlerinde oynansın ister farklı ülkelerde düzenlensin oluşturdukları büyük kalabalıklarla stadyumları şu sloganla inletir: “Football is coming home!”
Dedikleri gibi futbol evine dönecekse işler dışarıda biraz uzamış olacak ki eve dönüş için 58 yıldır bekleyen futbolun uğramadığı evden Harry Kane de nasibini aldı. Kane öncesi jenerasyonlarda da İngiltere çok kez kuvvetli kadrolarla turnuvalara geldi. Diğer hemen her ülkenin rüyasında dahi göremeyeceği Lampard-Gerrard-Scholes üçlüsünü hatırlarız mesela. Ancak her turnuvada İngilizler bir şekilde bir noktada eksik kalıp kupayı bir türlü kaldıramadı. Özellikle Harry’nin dönemi için pek çok neden aranabilir keza bulunurda ama temellendirmek gerekirse ana neden antrenör gibi gözüküyor. Bu yaz EURO turnuvasında İngilizlerin maç oynadığı sırada sosyal medyayı ele geçiren Gareth Southgate aslında kendini tekrar ediyordu. O kadar yeteneğin arasında orta sahada Declan Rice ve Trend Alexander-Arnold tercihiyle turnuvada final görse dahi son derece negatif bir futbol yapısını önceleyen teknik adam aslında geçmişe selam çakıyordu. EURO 2016’da Eric Dier ve Jordan Henderson’u, 2020’de ise Henderson ve Rice’ı ana ikili olarak seçen bu teknik adam kazanmak için her zaman kestirme yollar bulma arayışında oldu. Harry Kane gerçek bir bitiricidir ve topun rakipte kaldığı negatif futbol yapılarında da sizin için eşsiz bir silahtır bu doğru. Ama kimileri için bitiriciliğinden dahi önde olan bağlantı oyununu çöpe atan bu anlayış onu eski İngiliz 4-4-2’lerinde uzunu indiren uzun forvetlerden farksız bir hale soktu. 15 golle en yakın rakibi Wayne Rooney’in önünde 68 golle ülke tarihinin en golcüsü bakalım yeni patron Tuchel ile misafirliklere doyamayan futbolu evine döndürebilecek mi?
Tottenham Hotspur
Harry Kane’e sorduk ya nerede o kupalar diye, işte aslında sorunun ilk sorumlusunun yanındayız. Efsanesi olduğu Tottenham en son müzeye bir lig kupası götürdüğünde takvim yaprakları 1961 yılındaydı. Avrupa için de pek başarısı olmayan kulüp iki kez müzeye götürdüğü UEFA Avrupa ligini en son 1983/84 sezonunda müzeye götürdü. Peki Kane’in Tottenham yıllarında takım kupalara hiç yaklaşmadı mı, Kane’in hiç mi suçu yok derseniz onu gerçekten sorguya çekebileceğimiz iki büyük sezon var. Bunlardan ilki 2015/16 yılında gelen Leicester City şampiyonluğu. Harry Kane’in prime yılları (en iyi oynadığı yılları) Premier Lig’de Jurgen Klopp ve Pepp Guardiola’nın kusursuzun arasından en kusursuzu seçen ve diğer takımları figüran kılan yıllardı. Ancak 2015/16 yılı sürpriz bir şampiyon bulmak için yola çıkmış gibiydi ve yolun sonu tarihi bir şampiyonu sahneye çıkardığında onların hemen ardından gelen Arsenal olsa da sezonu takip eden izleyiciler iyi bilecektir ki Leicester o sezon aslında Tottenham ile çekişiyordu. Sezonu 28 gol 2 asist ile kapatan Harry Kane’e istatistik kağıdına bakıp takım arkadaşları eşlik edememiş denebilir ancak Tottenham o sezon şampiyonluğu son 10 haftada kaybetti diyebiliriz. Hele ki felaket oynanan son dört maç var ki taraftarlar o günleri gerçekten hafızalarından silmek isteyecektir. Harry Kane de bu son dört haftanın sorumlularından biri oldu ve son derece formsuz bir görüntü çizip yalnızca bir gol attı şampiyonluk Leicester’a gitti.
Diğer bir kupaya yakınlık ise 2018/19 yılı Şampiyonlar Ligi finalinde Liverpool karşındaydı. Mucizevi Ajax turunda son dakikada finale yükselen Tottenham’a finalde az şans verilse de sezonu son derece formda oynayan Harry Kane, Heung-Min Son ve Lucas Moura final için Tottenham’a umut ışığı oluyordu. Ancak dakika ikide Moussa Sissoko’nun finali hiç yakışmayan şekliyle yaptırdığı penaltıda topun başına geçen Salah golü buldu. Bundan sonrasında bugüne kadar birçok final kaybeden Jurgen Klopp artık ustalık çağında olduğunu herkese ispatladı ve Tottenham maçın hiçbir noktasında faktör olamayıp maçı 2-0 kaybetti. Maç özelinde Kane’e çok da bir söz söylenemezdi ama büyük resimde Kane yine sessiz bir final oynamıştı.
Bayern Munich
Kane’in henüz ikinci sezonunu oynadığı yeni takımında ilk yıl onun adına çok iyi geçti. Çıktığı 45 maça 44 gol 12 de asist sığdıran İngiliz, taraftarların sevgilisi Robert Lewandowski’yi tam unutacaktı ki 2023/24 sezonu yeni bir şampiyon ile tanıştı. Bayern’in 10 yıllık hegemonyası sona ererken Leverkusen, Xabi Alonso yönetiminde ligde maç dahi kaybetmeden şampiyon olurken insanlar, ne kadar iyi sezon oynamış olursa olsun Bayern’in kupasız geçen bu yılını Harry Kane’in kupadan uzak kariyerine yordu. Bayern bu sezona ise iddialı bir başlangıç yapmış gibi. Cesur bir hamleyle Tuchel sonrası takımın başına Kompany’yi getiren Alman devinde işler yolunda. Ligde 10 maça çıkıp 8 galibiyet 2 beraberlik ile kayıpsız devam eden Bayern, tarihten alışkın olduğu gibi rakipsiz gibi gözüküyor. Kane ise sezonun bu bölümüne kadar çıktığı 16 maçta 17 gol atarken 7 de gol atarak gelecek sezonun Ballon d’Or ‘una(French Football tarafından verilen en prestijli yılın oyuncusu ödülü) selam çakan bir başlangıç yaptı. Kim bilir, belki de Kane kupa büyüsünü bu sezon bozabilir.
Yüzleşme
Kupa bu işin olmazsa olması gibi gözükebilir, insanlar bu kadar sükseli bir kariyere sahip hele ki bir İngiliz golcüyü ne olursa olsun kupalarıyla yargılayacaktır ama ben bir Tottenham sempatizanı olarak yaşattığın hemen her şeye teşekkürü borç biliyorum kaptan. Sen de çok istiyorsun o yüzden umarım kariyerinin bundan sonrası kupalarla dolu olur. Olmazsa da kaptan, siz İngilizlerin bir tezahüratı varya(Harry Kane’s on my mind and he’s England’s number nine), sen de benim anılarımdasın ve çocukluk kahramanısın!
Görseller Tottenham Hotspur ve Bayern Munich sayfalarından alınmıştır.
KAYNAKÇA
https://www.flashscore.com/