Türkiye’de Futbol: Ercan Gürses’le Soru-Cevap

Yazarlarımız Burak Çatalbaş ve Muharrem Civan, Kanal D Ankara Temsilcisi Ercan Gürses’le Demirören Medya Center’da spor dolu, keyifli bir söyleşi yaptı. 2 bölümden oluşan bu röportajın ilk kısmında konumuz ağırlıklı olarak Türkiye’de futbol ve Beşiktaş oldu.

Burak Çatalbaş: Davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Kendinizi tanıtmak ister misiniz?

Ercan Gürses: Tabii. Ben 1994 yılında gazeteciliğe başladım, Ankara’da çalıştım. Ankara’da siyaset muhabirliği çok önemli yerini tuttu gazetecilik hayatımın. Daha önce TGRT’de, Show TV’de, NTV’de, Reuters’da siyaset muhabirliği yaptım – Başbakanlık muhabirliği, Cumhurbaşkanlığı muhabirliği, Parlamento muhabirliği. Bir dönem Türkiye gazetesinde temsilci yardımcılığı yaptım, TRT’de kendime ait bir programım vardı, köşe yazarlığı yaptım gene Türkiye gazetesinde. En son, buraya gelmeden önce, şu anda bulunduğum Kanal D Ankara Temsilciliğine gelmeden önce Reuters Haber Ajansında çalışıyordum – üç sene boyunca orada çalıştım. 2018 yılı Mayıs ayından beri de burada, Kanal D Ankara Temsilciliği görevini yürütüyorum ve CNN Türk’te Türkiye’nin Gündemi programını yapıyorum aynı zamanda. 24-25 yıllık bir meslek hayatım, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi mezuniyetimin ardından bu şekilde özetlenebilir.

Burak Çatalbaş: Çok teşekkür ediyoruz bu özet için. Dilerseniz artık, yavaş yavaş sporla alakalı sorularımıza geçelim. Genel olarak bir soru sormak gerekirse, Türkiye’de spor ve özel olarak futbol hakkında düşünceleriniz nelerdir? Nereye gidiyor, nasıl görüyorsunuz?

Ercan Gürses: Yani Türkiye, özellikle spor demeyeyim ama futbol açısından, futbolun çok anormal ilgi karşılandığı – adeta ekmek gibi, su gibi olduğu bir ülke. Yani insanların ekmeğini suyunu, tabii mecazi anlamda söylüyorum, keserseniz o kadar büyük problem olmaz ama futbol tartışma programları olmadan – belli bir kesim özellikle – gerçekten kendini eksik hissedeceklerdir. Böyle bir şey. Böyle olması gerekiyor mu, gerekmiyor mu bilmiyorum ama refah seviyesi toplumun yükseldikçe futbola ilginin daha azalacağını düşünüyorum ben. Bununla da ilgili bir şey olduğunu düşünüyorum.

Burak Çatalbaş: Belki İngiltere bir istisna.

Ercan Gürses: Belki de, ama onlar eğlenerek gidiyorlar maçlara.

Burak Çatalbaş: Onlar tiyatro gibi gidiyorlar.

Ercan Gürses: Maçlara eğlenmek için gidiyorlar, küme düşen takımlarını alkışlamaya gidiyorlar. Biz de ‘taşlamaya gidiyoruz, hakarete etmeye gidiyoruz’.

Burak Çatalbaş: Bizde başka bir manada alkış…

Ercan Gürses: Evet, dolayısıyla futbola bakışımız farklı ama Türkiye’de spor denince maalesef futbol anlaşılıyor, %90 oranında.

Muharrem Civan: Şimdi Beşiktaş’la devam etmek istiyorum futboldan. Beşiktaş’ı takip edebiliyor musunuz, şampiyonluk şansını nasıl görüyorsunuz? Şenol Güneş ismi eleştirilere maruz kalıyor bazen, hem Beşiktaş hem Şenol Güneş açısından düşünceleriniz nelerdir?

Ercan Gürses: Vallahi, kısmen takip edebiliyorum. Ettiğim kadarıyla söyleyeyim, yani Beşiktaş son iki-üç yılki Beşiktaş gibi değil, oynamıyor. Bunun bazı sebepleri var, kadronun yaşlanması; zaten yaşlı bir kadroydu biraz daha yaşlandı. Türkiye’deki en iyi kadrolardan biri olduğunu düşünüyorum. Ama o bir yaş yaşlanma çok önemli. Beşiktaş’ın devre arasında yapacağı bir-iki genç transferin, olumlu genç transferin, yaş ortalamasını düşürücü transferin ve kadroya bu monte edilen gençlerin performansının Beşiktaş’ın şampiyonluk şansını belirleyeceğini düşünüyorum. Ki bu sene şampiyon olmak diğer senelere göre biraz daha kolay bence, çünkü Fenerbahçe’nin durumu ortada, Galatasaray’ın bazı sıkıntıları var. Başakşehir bu stresi kaldıracak mı belli değil, Kasımpaşa vesaire de var ama Beşiktaş’ın daha tecrübeli olduğunu düşünüyorum diğer takımlardan. Ama o tecrübe tek başına yetmiyor, bu sene Şenol Güneş’in de performansı biraz düşük. Bunu yükseltebilir mi onu da bilmiyorum ama genel anlamda Beşiktaş’ın elinde iyi bir kadro – yaşlı olmasına rağmen iyi bir kadro var. Bunu devre arasında yapacağı transferlerle ne kadar güçlendireceği ve gençleştireceği Beşiktaş’ın şampiyonluk şansını belirler diye düşünüyorum.

Muharrem Civan: Favoriniz kim takım olarak, Beşiktaş mı başka biri mi?

Ercan Gürses: Beşiktaş dersem daha duygusal davranmış olurum. Realist davranır mıyım bilmiyorum ama şu an itibariyla bu hafta kaybetmesine karşın Başakşehir görünüyor – şu an itibariyla. Yani daha oturmuş bir takım.

Muharrem Civan: Peki, hakem hataları da çok fazla konuşuluyor gelen VAR sistemiyle ilgili. Onunla ilgili, sizce etkiliyor mu skorları ya da hakem hataları – çok fazla tepki var. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Beşiktaş çok tepkiliydi sezonun başında, Galatasaray şu anda sürekli açıklamalar yapıyor, ceza aldı hatta.

Ercan Gürses: Bu ilk defa olmuyor, hakem hataları hep konuşuluyordu hep tartışılıyordu. Ben VAR sisteminin çok doğru olduğunu düşünüyorum. VAR sayesinde hakem hatalarının %80-90 oranında azaldığını düşünüyorum ve yani, son maçlarda da gördük. Her ne kadar tartışılsa da, işte verilen penaltı yanlış verilmeyen penaltı doğru deniyor. Şayet VAR olmasaydı bunların ikisi de, yani biri verilmeyecekti biri verilecekti. Ya da daha önceki maçlar, tamam VAR’a rağmen bazı hatalar yapılıyor ama ben bunların azaldığını düşünüyorum. Çünkü en azından izleme imkanı var, ve Türkiye’nin de cesurca, birçok Avrupa ülkesinden daha önce bu sisteme geçmesi de gerçekten kayda değer, onu söylemek lazım. E tamam, futbolun doğasına aykırı da deniyor ama şu var ki, adalet. Yani adalet sağlanacaksa bir daha izlensin, bir daha izlensin ve gerçek görülsün. Yani, bu önemli bir şey bence.

Muharrem Civan: Şimdi Beşiktaş’tan konuştuk, hakem dedik de Milli Takım’ı takip edebiliyor musunuz?

Ercan Gürses: Milli Takım’ı çok yakından takip etmedim açıkçası, son bir-iki maçını izleyebildim – kısmen izleyebildim. Bunun belli nedenleri var, maalesef Milli Takım seyircisi yıllar içerisinde azaldı. Bu azalışta bizim de payımız var, Milli Takım’ın form düşüşünün de payı var tabii, şüphesiz.

 

Muharrem Civan: EURO 2020 kuraları çekildi. Fransa, İzlanda, Arnavutluk, Moldova ve Andorra’yla eşleştik. Bu grubun ilk 2’si bir üst tura çıkacak. Gruptan çıkma şansımız var mı sizce, görüşleriniz nelerdir?

Ercan Gürses: Bir on beş sene önce olsaydı bu gruptan banko çıkarız, ikinci – en az ikinci – olarak çıkarız derdim ama şu an öyle güvenemiyoruz ki birçok şeye. İzlanda bir önceki turnuvada grup lideri olarak bizim üzerimizde çıktı biliyorsunuz 2016 finallerine – biz en iyi üçüncü. Evet yani İzlanda’nın böyle çok dişli bir takım olmadığını biliyoruz, öyle bir genel kanaat yerleşmiş ama böyle şeyler de olabiliyor. Bu Avrupa futbolundaki, artık yıldız futbolcuların ve yıldız takımların azalmasıyla da ilgili. Bizim takımlarımızda ve bizim jenerasyonlarımızdaki sıkıntıyla da ilgili. Artık Türk Milli Takımı, o kadar – maalesef – böyle korku uyandıran bir takım değil.

Burak Çatalbaş: Cengiz haricinde…

Ercan Gürses: Evet biz yeni bir jenerasyon yakaladık; evet genç, koşan, içlerinde bazı teknik – Cengiz gibi – oyuncular olabilir ama ben hiçbirinin yıldız olduğunu düşünmüyorum açıkça söylemek gerekirse. Bunun için kıstas aldığım şey 2002 Dünya Kupası. 2002 Dünya Kupası’ndaki, elimizdeki jenerasyon Dünya’nın en iyi takımlarından birisiydi. Yani dünyanın en iyi takımlarından birisine sahiptik biz. Şimdi onlarla kıyaslamayalım, artık normale döndük. İyi bir kura çektik bence, bu kuradan ikinci olarak çıkma ihtimalimiz – yani dünya şampiyonu Fransa’yı bir kenara bırakarak söylüyorum – yüzde 50-50 diye düşünüyorum. Yani Andorra’yı ve Moldova’yı altımıza her halükarda alırız, ama İzlanda’yla ikinci olarak çekişiriz diye düşünüyorum.

*Resimler bjk.org  ve haberturk.com sitelerinden alınmıştır.

Leave a Reply