Dünya tarihi insanoğlunun birbiriyle ve çevresiyle olan savaşının etrafında dönen olaylar zincirinden ibarettir. Tarım arazileri, madenler, intikam, şan ve şöhret birçok savaşın başlama sebeplerinden. Bu savaşlarla dolu tarihte belki de en dikkat çekici ve anlam vermekte güçlük çekilecek mücadelelerden biri ise Büyük Emu Savaşı.

Özellikle ondokuzuncu yüzyılda Okyanusya’nın modern dünyanın ilgisini çektiği dönemde birçok kolonici tarım ürünlerini ve besi hayvanlarını korumak için bu yeni kıtanın faunasına karşı büyük bir mücadeleye girişmişti. Uzun yıllar süren bu mücadele birçok hayvan türünün soyunun tükenmesiyle son bulmuştu. Her ne kadar bu mücadelelerin birçoğunda yerel yönetimlerin de rolü bulunsa da 1932 senesindeki gibi bir olayla daha önce karşılaşılmamıştı. Avustralya hükümeti 1932’de armasında da yer alan milli kuşu emulara karşı resmi olarak savaş başlattı ve dünya tarihinde kuşlara savaş açan iki ülkeden biri olarak tarihe geçti.

Birinci Dünya Savaşında Avustralya askerleri
Birinci Dünya Savaşında Avustralya askerleri

Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle birlikte ülkesine hizmet etmiş birçok savaş gazisi doğdukları topraklara geri döndü. Genç yaşta orduya çağrılmaları ve savaş koşullarından ötürü hayatlarını idame ettirme yolları arayan savaş gazilerine Avustralya hükümeti Batı Avustralya’da tarım arazileri verdi. 1915’de çıkan yasadan yaklaşık 5000 eski asker yararlandı. Savaş sonrasında tarıma elverişli hale getirilen Batı Avustralya toprakları 1929’daki Büyük Buhran ile büyük bir darbe aldı.

1929’daki ekonomik kriz Avustralya çiftçisinin ihracat yaptığı Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık’a çok büyük bir zarar verince tahıl fiyatlarında büyük bir düşüş yaşandı. Avustralyalı çiftçiler savaş sonrasında bu sefer de ekonomik krizden ötürü zorlanmaya başladı. Zaten zor olan hayatları Ekim 1932’de daha da zorlaştı.

Yaklaşık 20.000 emu üreme mevsimi için iç kesimlerden sahile doğru ilerlemeye başladı. Batı Avustralya’nın tarım arazileri, sulama kanalları ve temizlenen arazileri emular için sağlıklı bir habitat oluşturdu. Emular tahılların büyük bölümünü yerken arkalarında bıraktıklarını da çitlerde açtıkları deliklerden giren tavşanlar silip süpürüyordu. Tarım arazilerinin yok edilmesi üzerine çiftçiler çareyi Avustralya hükümetine gitmekte buldu.

Avustralya'nın milli kuşu emu
Avustralya’nın milli kuşu emu

Toprakları tahribata uğrayan eski askerler, tarım bakanlığına gitmek yerine savunma bakanlığını tercih etti. Birinci Dünya Savaşı’nda makineli tüfeklerin ne kadar etkili olduğuna bizzat tanık olan çiftçiler Savunma Bakanı Sir George Pearce’den emulara karşı kullanmak için makineli tüfek ve mühimmat istedi. Bakan Pearce, bu yardımın hem askerler için iyi bir hedef çalışması olacağını hem de hükümetin çiftçinin yanında durup sorunlarını çözdüğünün gösterilebileceğini düşünerek teklifi kabul etti. Murray Johnson bu yardımın hükümetin savaş gazilerini desteklediğini gösteren bir propaganda olabileceğini söyledi. Ayrıca Avustralya Hafif At Tugayı şapkaları için emu tüyleri de ilgisini çekti. Bu yardımın propagandasını yapmak ve filme çekmek için Movietone News’den Fox Movietone ile anlaşıldı. Avustralya ordusundan Binbaşı G.P.W. Meredith, Çavuş S. McMurray ve Topçu J. O’Hallonen iki Lewis marka makineli tüfek ve 10 000 mermi ile emu savaşında görevlendirildi. Çiftçilere yapılan bu yardımın iki şartı vardı: silahları sadece ordu personeli kullanabilecekti ve askerlerin gıda, barınma ihtiyaçları ile birlikte kullanılan mermilerin parası çiftçiler tarafından karşılanacaktı. Hasatlarını kurtarma karşılığında uygun bir anlaşma olarak gözüktü.

2 Kasım 1932’de Avustralya resmi olarak emulara karşı savaşı başlattı. Mücadelenin ilk günü üç kişilik Avustralya kuvvetleri yanlarındaki çiftçilerle birlikte 50 emudan oluşan bir sürüye yaklaştı. Açık alanda kolay bir hedef olarak gözüken bu küçük sürü, Sir Pearce’ın şapka için 100 emu derisi hedefi için de uygun gözüküyordu. Ancak bu ilk karşılaşma Avustralyalıların beklediği gibi gitmedi. Emuların tehlike anında küçük gruplara ayrılıp farklı yönlere doğru kaçması ve silahların menzil problemi savaşın ilk gününün kazananını, savaşa girdiklerinden haberleri olmasa da, emular yaptı. Avustralya medyası ise bu sözde savaşın ilk gününün berabere bittiğini yazdı.

Büyük Emu Savaşı'nı temsil eden bir görsel
Büyük Emu Savaşı’nı temsil eden bir görsel

4 Kasım 1932’de bu sefer 1000 emudan oluşan sürüye iyice yaklaşan Avustralya ordusu emuların hızına ve yarattıkları kaosa karşılık veremedi ama 12 emuyu öldürerek gelişme kaydettiklerini bildirdi. Avustralya’nın milli kuşunun doğadan gelen taktikleri Avustralya birliğini çaresiz bıraktı. Savaşın dördüncü gününde Binbaşı Meredith emuların “savaş taktikleri”ni çözmeye başladı. Sürünün lideri geri kalanlar yemek yerken nöbet tutuyor ve tehlike anında sürüsünü uyarıyordu. Sonrasında birçok küçük gruba ayrılan sürü tamamen başka yönlere doğru kaçmaya başlıyordu. Bu durum karşısında yeni bir taktik geliştiren Binbaşı Meredith bir kamyonun arkasına makineli tüfek yerleştirerek emu sürüsünün üzerine doğru sürdürttü. Vurulmuş bir emuya çarpması sonucu yan yatan kamyonetle sonlanan harekatın başarıya ulaşıp ulaşamadığı bilinmez bir şekilde kaldı zira Binbaşı Meredith raporunda sadece zaiyatları olmadığına değindi. Planlandığı gibi gitmeyen bu savaşa Avustralya meclisinde karşı çıkmalar başladı ve 8 Kasım 1932’de Bakan Pierce askerleri ve silahları geri çekti.

Avustralya meclisindeki bazı parlamenterler savaşa katılanların madalya ile ödüllendirmesi önerisi ise savaşı emuların kazandığı ve madalyayı onların hak ettiği düşünülerek reddedildi. Emuların bu başarısı o kadar büyüktü ki Binbaşı Meredith, emuları yenebilecek bir silahın herhangi bir orduyu yenebileceğini, emuların kullandıkları silahlara karşı tank kadar dayanıklı olduklarını iddia etti.

Batı Avustralya çiftçilerinin yoğun isteği üzerine çözülemeyen emu sorunu için 13 Kasım 1932’de savaşın ikinci aşaması başlatıldı ve saldırının başına Binbaşı Meredith getirildi. İlk denemeden daha farklı sonuçlar beklense de 10 Aralık’a gelindiğinde Avustralya birliği kendisine tahsis edilen 10.000 merminin hepsini kullanmış ve 986 emu öldürmüştü. Binbaşı Meredith hükümet ve askeri çevreler tarafından başarısızlık olarak görülen bu oranı arttırmak için en az 2500 emunun da yaralarından ötürü öldüğünü iddia etti. Buna rağmen Avustralya hükümeti asker ve silahları geri çekti ve bu emu katliamı tarihe “Büyük Emu Savaşı (!)” olarak geçti. Savaştıklarından haberi dahi olmayan emular galip ayrıldı.

Ancak emulara savaş açma fikri işe yaramadığı için Avustralyalı çiftçiler 1934’de tekrardan bu sorun için hükümete başvurdu. Emularla mücadelede ödül avcılığı sistemine geçen Avustralya’da bu sistemin sonucunda 57.034 emu öldürüldü. 1930’ların sonlarında yapılmaya başlanan yeni ve daha dayanıklı çitlerle birlikte emular tarım arazilerinden uzak tutulmaya başlandı. Buna rağmen ödül avcılığı sistemi kaldırılmadı ve Batı Avustralya’da 1945-1960 arasında 284.700 emu öldürüldü.

Her şeye rağmen emular bu katliamdan kurtulmayı başardı. Günümüzde Avustralya’daki emu popülasyonunun 625.000’den fazla olduğu düşünülmekte. Tarih, Avustralya’yı ilk kez kuşlara savaş açan ülke olarak yazdı. Ne yazık ki son ülke olamadılar.

KAYNAKÇA

https://www.nationalgeographic.com/animals/birds/c/common-emu/

https://www.newbernsj.com/news/20191019/really-true-story-of-great-emu-war

https://blogs.scientificamerican.com/running-ponies/the-great-emu-war-in-which-some-large-flightless-birds-unwittingly-foiled-the-australian-army/

https://en.wikipedia.org/wiki/Emu_War


Leave a Reply