Doğrusunu söylemek gerekirse, sporla ilgili filmlere hep önyargılı yaklaşmışımdır. Sanda Block’un Oscar aldığı The Blind Side, bol övgü almış Moneyball gibi filmleri merak etsem de bahsettiğim önyargı bana hep bir bahane oluyor diyebilirim. Bugün size bu önyargılarımı yıkmış olan bir “Spor Drama” ve biyografi filminden bahsetmek istiyorum. Geçtiğimiz hafta, 15 Kasım’da Formula 1, 9 senenin ardından Türkiye’de bir yarış düzenledi. Ülkemizde de dünyada da çok ses getiren bir yarış oldu ve çoğu yerde gündemdeydi. O yüzden ben de bu ay Formula 1 hakkında bir filmden bahsetmenin anlamlı olacağını düşündüm. Filmimiz 2013 yılı yapımı Rush, Türkçe adıyla Zafere Hücüm. Ron Howard’ın yönettiği filmde başrolleri Chris Hemsworth ve Daniel Brühl paylaşıyor.
Filmin çoğunluğu 1976 yılındaki sezonu konu alıyor ve o zamanki en dişli sürücüler olan İngiliz yarışçı James Hunt ve Avusturyalı Niki Lauda’nın mücadelesini anlatıyor. Filmdeki olayların hepsi, gerçek olaylara dayanıyor. Seyirci genel olarak, bu ikilinin bitmek bilmeyen rekabetini ve yarışını izliyor diyebilirim. Lauda’nın teknik bir arıza yüzünden şampiyonluğu kaybetmesi, yanan bir otomobilin içinden çıkması, yüzünün yarısının yanması ve her şeye rağmen 6 ay sonra piste geri çıkması gibi, çoğu insanın aklına alamayacağı riskleri görüyoruz. Film tabi ki tamamen yarış sahneleri içermiyor. Hatta iki yarışçının özel hayatlarını da fazlasıyla görüyoruz. Lauda’nın açık sözlülüğü, Formula 1’i hayatındaki çoğu şeyin önüne koymasını ve Hunt’ın çapkınlığını, yolunu kaybedişini…
Günümüzde, Formula 1 o zamanlarla karşılaştırdığımızda çok daha güvenli bir hale geldi. Sürücülerin güvenliği her zaman ön planda. Rush’ı izlediğimizde, o zamanın en gelişmiş teknolojilerini kullanmalarına rağmen, bu yarışçıların ne kadar büyük riskler aldığını görüyoruz. İşin daha da etkileyici tarafı Lauda gibi yarışçıların, yarışlardan büyük yaralar almasına rağmen buna devam etmesi. Rush, bize sadece iki yarışçının hayatını anlatmıyor aslında, tutkuyu ve riski anlatıyor.
Filmin müziklerinde, ünlü besteci Hans Zimmer’ın imzası var. Formula 1 gibi heyecan dolu ve aynı zamanda gerilim dolu bir spora, Zimmer’ın tekrar eden ritimleri, bas seslerle birleştirmesi ile çok daha etkileyici bir atmosfer oluşuyor.
Rush, Formula 1’i takip etmiyorsanız bile sizi fazlasıyla etkisi altına alabilecek bir film. Hemsworth ve Brühl’ün harika oyunculukları, filmin temposu ve Formula 1 tarihinin en büyük rekabeti ile beraber, yönetmen Howard bize izlemesi büyük keyif veren bir film sunuyor. Film şu an Netflix Türkiye’de mevcut.