İngiltere’de göçmen bir ailenin çocuğu olarak Dünya’ya geldi. Zorluklar daha o doğmadan onun omzuna yüklendi. Babası onu erken yaşta terk etti ve çocukluk döneminde ise öfke problemleri ile uğraşıp durdu. Hatta bu öfke problemleri nedeniyle parmaklıkların arkasında bir hayat sürdü. Ancak tüm bunlara rağmen futbola duyduğu tutku onu hayata bağladı ve düştüğü çukurdan tekrardan ayağa kalktı hem de inanılmaz bir şekilde. Her ne kadar geç bir yaşta keşfedilse de yine de o yaşta bile Arsenal’in sembol isimlerinden biri oldu. İşte karşınızda Ian Wright.
Ian Edward Wright 3 Kasım 1963’te Woolwich’te doğdu. Ailesi çok önceden Jamaika’dan ayrılıp daha iyi bir hayat sürmek için İngiltere’ye göç etmişti. Ian daha 18 aylık iken babası ailesini terk etmiş ve Ian acımasız bir üvey baba ile büyümek zorunda kalmıştı. Nefretin içinde büyüyen Ian disiplinden uzak, fazla özgüvenli ve öfkeli bir çocuk olmuştu. Bundan dolayı hep dışlanıyordu. Ancak Ian bu karanlığın içinde boğulmadı, aksine hocası Sydney Pigden onu o karanlığın içinden çıkaran ışık oldu. Ian’a okuma ve yazma öğretti ayrıca ona yol göstererek hayatta bir amaç kazanmasını sağladı. Bunların ışığında Ian 14 yaşında hayatının belki de en önemli kararını vererek futbola doğru yönelmeye başladı.
Ancak işler Ian’ın istediği gibi gitmedi ve birçok kulüp tarafından geri çevirdi. Aldığı bu kötü haberlerden sonra futbol ile ilgili tüm umutlarını yitirmişti ve 16 yaşında okulu bıraktıktan sonra kendini tuğla döşeme ve sıvama konusunda geliştirmeye başlamıştı. Hayatının böyle olacağını düşünürken yaşadığı kırılma noktası ile bir anda hayatı değişmişti. İki arabaya sahip olan Ian bu arabalarının sigortalarını yaptırmadığı ve vergilerini ödemediği için suçlu olmuştu. 14 günlüğüne Chelmsford hapishanesine gönderilmişti. Parmaklıkların ardında geçen bu hayat onu motive etmiş, düştüğü yerden kaldırmaya yetmişti. Bu hücre deneyiminin ardından futbola hiç olmadığı kadar sarılmıştı.
Amatör olarak Bermondsey merkezli Pazar lig kulübü olan Ten-em-Bee’de top koşturmaya başladı. Oradaki başarısından sonra 1985’te yarı profesyonel olarak Greenwich Borough’a geçti. Greenwich’te inanılmaz bir performans sergileyerek dikkatleri üzerine çekmişti, ilk profesyonel sözleşmesini aynı sene Crystal Palace ile yaparak başarı merdivenlerinde inanılmaz bir ivme kaydetmişti. Ian artık büyükler ligindeydi. Hiç kimsenin onun gibi bir futbolcudan umudu yokken o herkesi yanıltmıştı. İlk sezonunda Crystal Palace ile sergilediği inanılmaz performans ile herkesi kendine hayran bırakmıştı ve 1991-92 sezonunda gol kralı olarak da ismini İngiltere futboluna altın harfler ile yazdırdı. Bir sonraki sezon Arsenal formasını terletmeye başladı. Gösterdiği inanılmaz performanslar ile Arsenal’in sembollerinden birisi olmuştu, Ian kariyerinin zirvesini de Arsenal ile 1997-98 sezonunda lig şampiyonu olarak taçlandırdı.
Bu zirveden sonra 1998-1999 sezonunda West Ham United’a transfer oldu. 1999 yılında kiralık olarak Nottingham Forest’ta top koştururken, 1999-2000 sezonunda tekrardan bir transfer gerçekleştirerek İskoçya’nın önde gelen futbol takımlarından biri olan Celtic’e transferi gerçekleşti. Orada da aradığını bulamayan Ian 2000 yılında Burnley’e transfer olup burada jübilesini gerçekleştirdi. Ian’ın kariyeri hiç hafife alınacak bir kariyer değil. Zorlu bir çocukluktan, gelecek planları olmayan bir gence, oradan da parmakların arkasına düşen bir adama evrildi. Pes edebilirdi ama o zor olanı seçti ve tutkusunun peşinden gitti, yaşadığı bu gelişimin son noktasında Arsenal’in bir sembolü oldu. Yaşadığımız zorlukların bizi yıldırmaması gerektiğini aksine onlara birer dersmiş gibi yaklaşmamız gerektiğini gösterdi Ian Wright.
Kaynakça
Kapak resmi LWOS’dan, diğer resimler sırasıyla 90MIN, BBC NEWS, THE 42, Mirror, IL CALCIO A LONDRA’dan alınmıştır.
https://lifebogger.com/tr/ian-wright-%C3%A7ocukluk-hikayesi-art%C4%B1-anlat%C4%B1lmam%C4%B1%C5%9F-biyografi-ger%C3%A7ekler/
https://tr.wikipedia.org/wiki/Ian_Wright
Geç Yaşta Parlayan Futbolcular serisinin diğer yazıları için;