Uçağa alınmayan yavru kanguru videosunun yapay zeka üretimi olduğu ortaya çıkınca gerçeği yapaydan ayırma özgüvenimize hep birlikte büyük bir darbe yemiştik. O videoya kandığımdan beri sosyal medyada kaydırmak bile meşakkatli oldu. Bir şeye gülmeden önce iki kez düşünmeyi, işin içinde AI var mı diye yorumları okumayı adet haline getirdim. Ne var ki bu titizliğime rağmen yapay zeka beni hazırlıksız yakalamayı başardı.

Sıradan bir cuma sabahı, staj yaptığım bilgisayarlı görü firmasında aktif düşünme gerektirmeyen bir veri etiketleme işi yapıyordum. İşimi daha az sıkıcı hale getirmek için arka planda çalacak bir şeyler ararken Youtube’da karşıma çıkan ilk videoya tıkladım. Anadolu Rock dinlemeyi sevdiğimi bilen Youtube algoritması bana “Kum Saati” diye bir albüm önermişti. Albümün kapağında AI üretimi bir görsel olmasına aldırmadım çünkü nerede yoktu ki? Murat Boz’un yapay zeka ile ürettiği şu klibi düşününce bu kapak doğal bile sayılabilirdi. Anadolu Rock gibi altın çağlarını 1960 ve 70lerde yaşamış bir müzik türünün yapay zeka ile yan yana gelmesine imkan vermiyordum. Bu yüzden eski şarkıları derlediklerini ve yapay zekayı sadece albüm kapağı üretmek için kullandıklarını düşündüm.

Gelgelelim, albümdeki parçaların ve sanatçıların hiçbirini daha önce duymamış olmam kafamı kurcalayınca dönüp videonun açıklamasını incelemeye başladım. Yeni bir sanatçı ismi bulacağımı zannederken “Bu grup tamamen kurgusaldır ve geçmişteki herhangi bir grupla bağlantısı yoktur.” yazısıyla karşılaşınca şok yaşadım. Nasıl yani? Yapay zeka beni yine mi kandırmıştı, üstelik yapay zeka eğitmek için veri etiketlerken? Şimdi bakınca albümde yapay zeka kullanıldığı gün gibi ortada. Sanırım o gün darbe hiç çalışmadığım, beklemediğim yerden gelmişti. Yapay zekanın mekanikliği bir pop şarkıya değil, Anadolu’nun doğallığından köklenip psychedelic ruhla beslenen, hayattaki asıl yerini hatırlatıp insanın ayağını yere bastıran Anadolu Rock’a karışmıştı.

Biraz daha dikkat edince başta kulağa efsunlu gelen şarkı sözlerinin hakikatte bir anlam ifade etmediğini fark ettim, şarkılarda büyük büyük laflar ediliyor ama Anadolu Rock motiflerindeki gibi anlamlı bir yerlere dokunmuyor. “Aşk, şarap, can, gönül, yalan dünya” gibi kelimelerden bol bol serpiştirilmiş. Mesela şarkılardan birinin sözleri şöyle:

Evrenin nefesiyle döner dünya
Sonsuzluk bir sırdır saklıdır rüyada
Yıldızların sesi, göklerin yazısı
Var olur her şey sonsuz bir ezgide

Evren, yıldızlar, gökler, en çok da sonsuzluk gibi büyük kelimeler sarf edilince insan ulvi bir şeyler duyacağını zannediyor, ama yakından bakınca yapay zekanın elinin değdiği pek çok şey gibi ambalajı güzel ama içi boş sözler olduğu anlaşılıyor. Her neyse, bu ilk buluşum ve aydınlanmamdan sonra biraz sakinleştim ve aslında dikkat kesilirsem (ve tabii kabak gibi AI ile üretilmiş albüm kapaklarına dikkat edersem) benzer bir şey yaşamayacağıma ikna oldum.

Yanıldım. O günden sonra farklı platformlarda daha pek çok yapay zeka destekli Anadolu Rock grubu karşıma çıktı ve çıkmaya devam ediyor, üstelik çoğu ilk deneyimimden kat be kat daha gerçekçi ve başarılılar. Bu grupların yapay zekadan faydalanma oranları birbirinden farklı, hatta aynı grubun farklı şarkılarında bile yapay zeka farklı amaçlarla ve miktarlarda kullanılmış. Bu yüzden eserleri tümüyle yapay zekaya atfedip insan emeğini görmezden gelmek doğru olmaz, dipnotunu geçelim.

Gördüğüm en popüler gruplardan birisi, ismiyle içeriğini biraz ele veren “Anatolian Pysch Rock Lab”. Bu grubun Spotify’da aylık dokuz yüz bin dinleyicisi var, diğerinin aksine bu grup özgün şarkılar üretmek yerine var olan Anadolu ezgilerini ve Alevi deyişlerini psychedelic tarzla harmanlıyor.

En popüler şarkıları olan Acem Kızı’nın açıklamasında, şarkının müziğini SUNO 4.5+, son rötuşlarını ise BandLab ile yaptıklarını, bunları yaparken de ChatGPT-5’e danıştıklarını yazmışlar. Müziğin yapımında kullanılan SUNO gerçekçi vokaller çıkarmada oldukça başarılı olduğu için Acem Kızı’nı bir insan mı yoksa yapay zeka mı seslendiriyor kestiremiyorum. Açıkçası bu kestirememe hali de sinirimi bozuyor, yapay zekanın iki lafı bir araya getiremediği günleri çok özlüyorum.

Bir de “Nikbinler” var, diğer ikisinden açık ara daha popüler olan bu grubun Spotify’da aylık üç milyon dinleyicisi var. Özellikle “Eylülzede” isimli şarkıları epey sükse yaptı. Ben bu şarkıyı, ablamın “Süper bir müzik grubu buldum.” demesi üzerine dinlemiş ve deneyimlerimden kaptığım şüphecilikle “Bu yapay zeka olabilir.” diyerek ablamın hevesini kursağında bırakmıştım. Biraz araştırınca gördüm ki tek şüphelenen ben değilmişim, bu konu üzerine ATV’de bir haber yapmışlar.

Müjdemi isterim! Bahsettiğim haberde şarkının aranjörü söz, müzik ve vokalin insanlara ait olduğunu, sadece şarkının düzenlenmesinde yapay zeka kullanıldığını söylüyor. Volkan Samet Altuntaş isimli bu bey, yukarıda bahsettiğim “Anatolian Psych Rock Lab”ın da düzenleyicisiymiş aynı zamanda. “Eylülzede”yi dinlediğimde “bu yapay zeka” dememi sağlayan da aranjörün tarzından kaynaklanan benzerlik olabilir. Bu benzerliği yakaladığıma göre gerçek ile yapay olanın arasındaki sınırlar tümüyle silinmiş değil.

Peki siz müzikte ve daha genel kapsamıyla sanatta yapay zeka müdahalesini ne ölçüde kabul edilebilir buluyorsunuz? Yapay zekanın her delikten çıkması değişen dünyanın doğal bir sonucu mu sizin için? Anlaşıldığı üzere, ben bu tarz konularda daha tutucu kalıyorum, bizzat bilgisayar mühendisliği okumama rağmen yapay olanın sanata karışması beni rahatsız ediyor. Özellikle Anadolu’nun doğallıkla, yalınlıkla özdeşleşmiş kültüründeki örüntülerin çözülüp taklit edilebilmesi, arkasında bir insan emeği olsa dahi soğuk ve distopik geliyor bana.

Gelin hepsini bir kenara bırakalım. Sizi sıcacık ve gerçek bir şeyler dinlemeye davet ediyorum! Gerçek Anadolu Rock şarkılarını, gerçek artistler tarafından üretilmiş illüstrasyonlarla sunan “Anatolian Rock Revival Project”i en az benim kadar seveceğinize eminim. Çünkü içeride gerçek birileri var!

Favori şarkılarımdan biri olan “Ay Osman”ı buraya bıraktım, sağlıcakla kalın!

Leave a Reply