Evet, bir tenis sezonunu daha geride bırakmış bulunmaktayız. Bu sezonu çoğu tenisçi adına yükseliş dönemi olarak değerlendirebiliriz. 2011 sezonunda inanılmaz bir galibiyet oranı yakayalıp; 3 grand slam kazanan Novak Djokovic, bu sezon aynı başarıyı gösteremese de 2012’yi geçen yıl olduğu gibi dünya sıralamasının zirvesinde kapatmayı başardı. Dünya klasmanında 1 numara olarak başladığı sezonda kısa bir süreliğine de olsa sırasını Roger Federer’e kaptırsa da geri almasını da bildi. Bu yüzden 2012 sezonunu Sırp raket için de iyi bir sezon olarak nitelendirmek mümkün. Gerek sergilediği oyun gerekse kazandığı şampiyonluklarla adından sıkça bahsettirdi.
Sezona bir Grand Slam şampiyonluğu ile merhaba diyen Sırp raketi durdurabilene aşk olsun. Avustralya Açık şampiyonluğunu, Miami Masters kupası takip etti. Daha sonrada sırasıyla Kanada, Beijing, Şanghay ve son olarak ta ATP sezon sonu kupasını evine götüren Djokovic, bu sezon toplamda 6 şampiyonluğun altına imzasını attı. 12920 puanla liderliği bırakmaya hiç niyetli olmayan 25 yaşındaki genç raket şampiyonluklarının yanı sıra diğer 2 Grand Slam’de de yarı final oynayarak ne kadar güçlü bir raket olduğunu bir kez daha kanıtladı diyebiliriz.
Sadece şampiyonluklar olsa iyi, bu sezon Novak Djokovic aynı zamanda 2 ödüle de layık görüldü. Erkekler tenisinin 2012 yılı seçimlerinde 2 ödülü evine taşıyan Sırp raket çıkardığı sezondan bir hayli mutlu. ATP Dünya Turu 1 numaralı raketi seçilen genç tenisçi bunu sonuna kadar hak etti diyebiliriz. Bunun yanında birde “Arthur Ashe İnsanlık Ödülü” nü kucaklayan Djokovic’in keyfine diyecek yok. Geçen seneye göre ritmini tam olarak yakalayamasa da ortaya koyduğu sezon onu hala 1 numarada tutmaya yetiyor, bir süre de yetecekmiş gibi duruyor. Biz de başarılarının devamını diliyoruz. Malum 2013 sezonu kapıda sayılır