Hiç tartışmasız bu yıl Andy Murray’nin yılıydı. Kariyerinde hiç yaşamadığı başarılara imza atan İskoç raket, aynı zamanda dünya klasmanında 3 numaraya yükseldi. Sonuncusu Wimbledon olmak üzere 4 Grand Slam finalini de kaybeden Murray, bu sezon şeytanın bacağını da kırdı diyebiliriz. Wimbledon’da Federer’e karşı kaybeden dünya 3 numarası gözyaşlarına hâkim olamamıştı. Federer ise Murray’e inandığını ilerde birçok Grand Slam kazanacağına emin olduğunu belirtmişti ve İskoç raketten cevap gecikmedi. Amerika Açık’ta Djokovic’e karşı ilk Grand Slam şampiyonluğunu elde etti. Bu şampiyonlukla kendisinin ilk Grand Slam zaferini elde etmesinin yanında, Britanya’ya da 1936 yılından beri erkeklerde ilk Grand Slam zaferini de yaşattı. İskoç raket maçtan sonra şöyle bir açıklama yapmıştı; “Eğer bunu kaybetseydim, tarihe daha önce ilk beş Grand Slami’ni kaybetmiş ilk oyuncu olarak geçecektim’ . Sadece böyle bir kişi olmak istemedim.” Evet bu bir tenisçi için çok üzücü bir durum olurdu; ancak Murray bu durumu kendine motivasyon aracı almış olsa gerek ki çıkardığı güzel oyundan sonrasında kupayı havaya kaldırdı. Sezonun Murray için diğer turnuvalarına bakacak olursak;
Sezonun ilk turnuvası olan ATP Brisbane’i kazanarak sezona güzel bir giriş yapan İskoç raket, Londra olimpiyat oyunlarında adeta Wimbledon’ın rövanşını aldı ve finalde Federer’i geçerek altın madalyaya ulaştı. Bu şampiyonluğu da ilk Grand Slam’i olan Amerika Açık şampiyonluğu takip etti.
Bu sezonun en çekişmeli ve en mükemmel oyunu hiç şüphe yok ki Wimbledon finaliydi. Bu finalde İskoç raket kariyerinin en iyi oyununu çıkarmıştı fakat bu turnuvayı daha önce 6 kez kazanmış olan Federer’e karşı oynuyor olması onun en büyük talihsizliği olsa gerek. Daha önce finalde kaybettiğinde ‘Roger gibi ağlayabilirim ama hiçbir zaman onun gibi oynayamayacak olmam üzücü’ ifadesini kullanmıştı ama bu maçta onun kadar iyi olduğunu kanıtlamaya çok yaklaştı. Ortaya koyduğu oyun neredeyse kusursuza yakındı. Tiger Woods’un bu maç hakkındaki yorumu tüm olayı çok güzel bir şekilde özetliyor; “Murray savaştı, buna şapka çıkartmak gerek. Ancak Federer’in neden tarihin en iyisi olduğunu gördük.” Henüz 25 yaşında olan genç raket kariyerinin daha başında diyebiliriz fakat bu sezon oynadığı oyun onu bir basamak üste taşıdı ve tenis tarihinde emin adımlarla ilerlemesini sağlayacağına da hiç şüphe yok. Sezon sonunda da yaptığı açıklamada da şu sözleri paylaştı; “Bu sene oynadığım büyük maçlarda kazanmak için şanslar elde ettim ve bunları değerlendirerek önemli başarılar kazandım, bu beni çok mutlu ediyor. Hâlâ öğrenmem gereken şeyler var, mesela toplara daha sağlam vurmak, bu zamanla gelişen bir durum. Ama bu seneye dair beni en çok sevindiren şey bir takım başarılar kazanmak için rakiplerimin kaybetmesini beklemek yerine onlar için savaşmış olmam.” Önümüzde ki sezonda da çok başarılı olacağına inandığım genç raketin başarılarının devamını diliyoruz malum önünde daha çok yıllar var.