5 yaşındaki bir çocuğun ağzından dökülüyor bu sözler. Ağaç kesenlere kızgınız diyen babaya cevap oluyor. “Polise haber versenize”. Güler misiniz, ağlar mısınız? Yoksa tepkisiz mi kalırsınız? Seçim elbette sizin. Fakat limon ve solüsyon başta olmak üzere, akşam beşte Kuğulu Park’ta ekmek arası domates peynir, gece saat üçte çay, şafak vaktinde poğaça paylaşan, yani yaklaşık bir haftadır dayanışmada çığır açan biz Türk gençliğine, içimizdeki birikmişliğe ve suskunluğa gelemeyişimize azcık saygınız varsa; ne için savaşıldığını anlayabilirsiniz. Ne A partisi ne de B partisi üstlenmesin bu uyanışı. Türk gencinin, yaşlısının; Galatasaraylısının, Fenerbahçelisinin; sağcısının, solcusunun hareketidir bu. Üstlenme girişimleri bu uyanışı haksız çıkarmaktan başka hiçbir işe yaramamaktadır. Bu hareketten çıkacak tek pay, Atatürk’ün gençliğinin olacak ve korunacaktır. Yukarıdaki fotoğraf o derece içime dokundu ki, bir saniye o sarı zeybeğin aramıza geri döndüğünü ve direnişe liderlik ettiğini sandım, öyle bir dünyaya attım kendimi ve bu satırları döktüm içimden.
Konuya dönmek gerekirse bu noktadan sonra tedbirli ilerlemek çok önemlidir. Yönetim şeklini değiştirme çabaları gerçeğe döndüğü takdirde ülkede oluşabilecek kaos gayet açıktır. Nettir. 80 sonrası iç denetimini tam anlamıyla sağlayamayan silahlı kuvvetlerin olağanüstü hal ilan etmesi(ya da etmek zorunda bırakılması) ile başlayabilecek bir süreç, direnişin susturulması, demokrasi adına sorgusuz gözaltıların yapılması ve aranan çizginin tamamen kaybolması anlamına gelebilir. Yurt dışında bulunan başbakanımızın otoriter tavrı, ayırıcı sözleri ve Osmanlı sevdası; kimsenin düşünmediği bu ihtimali doğurabilir. Atılacak adımlarda insaniyet kavramından nasibini almamış kişiler dışında kimsenin hedef alınmaması meşru olacak ve bizleri haklı çıkaracaktır.
Ölümünün üzerinden 70 yılı aşkın geçmiş bir lider, 11 yıldır yönetimde olan bir liderden daha çok saygı görüyorsa, yönetimde oluşan baskı ve gerici zihniyet zaten kanıtlanmış demektir. Ülke sınırları dışında külleri aranan Osmanlı devleti yerine, alevi bağrında cayır cayır yanan Türkiye cumhuriyeti’ne hizmet etmek boynumuzun borcudur. Evlerde zorla tutulan insanlar bizim kardeşimizdir, düşmanımız değil. Öte yandan kışkırtma yapmak mahalle ağzına ait olmaktan başka hiçbir şey değildir. Lider kavramı bünyesinde birleştiriciliği barındırmadığı sürece nasıl bir işlev kazanabilir ki? Kazanıp kazanmadığı da tartışmalıdır. Bu yüzdendir, az önce Kuğulu Park’ta toplanan kalabalık, heykelin altını kandil simitleriyle doldurup, şu pankartı astı: “%50 + %50 = %100”
Bu zor anlarda Atamın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha görüyorum: “Türk milleti zekidir!”