Yıl olmuş 2013 ve Türk Milli Futbol Takımı hala işini en son maça bırakmayı alışkanlık haline getirmeye devam ediyor. Yıllardır hangi oyuncu kadroları, hangi hocalar geldiyse bunu değiştiremedi. Bir kez de çıkıp ilk 7-8 maçı kazanıp rahat rahat son maçları oynadığımız olmadı. Hep son maçlarda değiştirdik kaderimizi ya da play-off larda etkisiz kaldık ve elendik. Fakat nedense hep şansımız yanımızda ve yardım ediyor bize. Puanımız ne kadar düşük olursa olsun hep “kalan maçları kazanırsak çıkıyoruz” diyebiliyoruz.
İşte yine öyle bir milli takım var karşımızda. Yumurta kapıya dayanmış 4 maç kala ve hadi bundan sonra kazanıp gidiyoruz demişler. Fatih Terim’le birlikte girilen bu 4 maçlık maratonun 3 maçlık karnesi 9 puan ve kalemizde hiç gol görmemiş olmak. Romanya maçı dışında zaten beklenen durumlar diyebiliriz. Romanya maçı içinde kadromuza bakıldığında beklenen ama eleme grubundaki durumumuza bakıldığında beklenmeyen bir sonuç olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Asıl kader maçı diyeceğimiz maç 15 Ekim 2013 Salı günü oynanacak. Zurnanın Zırt dediği yer dersek tek cümleyle bu maçın önemini anlatmış oluruz.
Beklenen ve istenen durum, Hollanda’yı yenip play-off oynayabilmek. Bugün FIFA’nın Dünya Kupası kararı açıklanana kadar %51 kazanabileceğimiz bir maç olarak görünüyordu. Hollanda garantilemiş ve formalite icabı Türkiye deplasmanına geliyor diye düşünülüyordu. Fakat FIFA öyle kritik bir karar açıkladı ki Hollanda çıkıp Macaristan’ı 8-1’le parçaladı ve inanılmaz aç bir şekilde Saraçoğlu’na gelecek.
Karardan bahsedecek olursak; FIFA Dünya Kupası grup kuralarında ilk torbada Ekim ayı sonu itibariyle FIFA Dünya Sıralamasında ilk 8 sırada yer alan takımların bulunacağını açıkladı. 8. Brezilya Ev sahibi kontenjanında olduğu için ilk 7 takım ve 9. Takım olan Hollanda’nın ilk torba şansları var. 7. Uruguay ile 9. Hollanda arasında puan farkı az. Hollanda Macaristan’ı dağıtırken Uruguay’da Ekvador’a kaybedince bu fark iyice azaldı. Hollanda Türkiye’yi yendiği takdirde büyük bir ihtimalle ilk torbaya yükselecektir. İşte bu motivasyon Hollanda’nın Türkiye karşısında müthiş arzulu bir oyun sergileyebileceğini gösteriyor.
Peki biz ne yapmalıyız? Eğer “Hücum” diye saldırırsak gerekli cezaları ödemek zorunda kalabiliriz. Biz ilerde üstümüzdeki stresle bir şekilde gol ararken Hollanda süper hızlı kanatları ve bitirici forvetleriyle fişi çekebilir. Yapılması gereken şey güzel futbol bol gol değil, sağlam defans ve atılan 1 gol ile bu maçı almak olmalı.
Bu maçta anahtar bölgeler önce ortasahamızın ortası diğer önemli bölge de bek oyuncularımız. Muhtemel kontra ataklarda veya kanatlardan gelişen ataklarda Robben ve Lens gibi hızlı kanat oyuncuları karşısında Gökhan Gönül’ün ve oynayacak sol bekimizin performansı bizim gol yeme ihtimalimizi azaltıp artıracak etken olacaktır. Caner’in cezalı olmasından dolayı sol bek söylentilerinde adı geçen Olcan Adın’ın oynaması intihar olur. Olcan ne kadar hızlı olursa olsun defans yapmayı ve yer tutmayı yeterince bilmediği için muhtemel Robben eşleşmesinde dağılabilir. Hasan Ali Kaldırım da o maç için yeterli defans katkısını yapamayabilir. Bana göre sol bekte son Fenerbahçe maçında da fena bir oyun sergilemeyen Aykut Demir denenebilir. Aykut oynadığında ofansa katkı beklememek gerekir ama defansta da rakibini durdurma da fazla problem yaşamaz diye düşünüyorum.
Ortasahamızda oynayacak ikilinin de Mehmet Topal-Selçuk olması ama Estonya maçındaki ikilinin olmaması gerekiyor. Eğer bu ikili Estonya maçındaki gibi oynarsa orta saha kontrolünü asla sağlayamayız.
Aslında bu maçta 4-3-3 düzeni çok daha etkili olabilir. Tek forvet Mustafa Pektemek veya Burak Yılmaz ile başlayıp, kanatlara Gökhan Töre ve Arda Turan’ı yerleştirdikten sonra orta saha üçlüsünü Mehmet Topal-Selçuk İnan-Alper Potuk yapabiliriz. Bu üçlü hem ayağa pas yapabilir hem de defansif anlamda iyi bir seviyede oynayabilir. İkinci yarı oyuna girecek bir Umut Bulut hamlesiyle de önde anlık baskılarla kapılacak toplar sonrasında gol ya da goller bulunabilir.
Daha önce çok yaptığımız ve yine yapabilecek potansiyele sahip olduğumuz bir durumdayız. Özet olarak kafamızda ve kalbimizden geçen söz ise “Türkiye zoru sever”.