Taraf Olmak, Dibe Vurmak, Bölünmek !

fft104mm2093454

Bu yazımda yine değişmeyen şeyler, alınamayan puanlar ve oynanamayan futbolu konuşmak zorunda kalıyorum ne yazık ki… 8 haftadır kötü gidişe dur diyemeyen bir Elazığspor izlemek zorunda kalıyoruz, fakat Elazığ’ın tek sorunu ne yazık ki puan kaybı değil. Futbolumuzdaki çoğu takım gibi Elazığspor da yıllardır süregelen, fakat sonuçlarını şimdilerde gördüğümüz sıkıntılarla boğuşmakta ve ne yazık ki yönetim hiçbir çözüm getirememekte ısrarcı davranıyor. Bu kötü gidiş yakın bir tarihte ziyaret ettiğim Elazığ’da futbolseverleri bir hayli rahatsız etmekte.Aslında benim dışarıdan gördüğüm iki büyük problem var:
Taraftar değil taraf olmak.
Bizi daha çok bu problem ilgilendiriyor. Çoğumuz gibi taraftar grupları da isimlerinin aksine taraflaşmış gruplar olarak göze çarpıyor. Taraflaşmaktan kastım şudur ki, öncelikle bir gruba destek vermek anlamına gelen taraftarlığı yanlış algılıyor, bu desteği verememenin yanında karşı tarafa kin ve nefret besliyoruz. Sadece bununla kalmıyoruz kendi renklerimiz içinde de bölünüyoruz. Örneğin; eğer bizim destek vermediğimiz biri yönetimdeyse  yuhalıyor, görevini yerine getirmediği hakkında atıp tutuyoruz, ama bir çoğumuzun yapmadığı bir şey var ki durumun ne kadar kötü olduğunu bize o gösteriyor; “Taraftar” olarak geçinen gruplar futbolumuzun kanayan yarasıdır maalesef… Tribün liderleri bize hep çok ateşli taraftarlar olarak gözükmesinin aksine parayla çalışan, fakat kontrolden çıkmış memurlardır aslında. Eğer aldığı parada bir memnuniyetsizliği varsa desteğini çok çabuk çekerler ve arkalarında bağırıp çağıran kitleleri de yanlarında sürüklerler. Taraftar gruplarının tek kötü yanı bu değil aynı zamanda grup olmanın verdiği cesaret ve hırs ile küfürler, kavgalar artarak devam ediyor tribünlerde. Kayseri Erciyes maçında Elazığspor tribünlerinden yükselen “Kayseri” tezahuratlarını duymuş yada okumuşsunuzdur. Kesinlikle başarısızlıkla alakalı bir durum olduğuna inanmıyorum.Diğer probleme gelecek olursak.
Maddi açıdan çok zayıf !
Elazığ şehri dış piyasada var olabilen bir şehir değil haliyle dışardan herhangi bir para akışı olan bir şehir de değil. Bütün para memurlar ve marketler arasında gidip geliyor. Bu durum Elazığspor’un kaynaklarının çok kısıtlı olmasına sebep oluyor. Takım değeri ligde dipte olmakla birlikte bu hal bile kulübü zorluyor.
Spor Toto Süper Lig Kulüp değerleri şöyle:
Akhisar Belediyespor – 34.000.000 TL
Beşiktaş – 245.000.000 TL
Bursaspor – 140.000.000 TL
Çaykur Rizespor 43.000.000 TL
Elazığspor 27.500.000 TL
Eskişehirspor 96.000.000 TL
Fenerbahçe 360.000.000 TL
Galatasaray – 380.000.000 TL
Gaziantepspor 64.000.000 TL
Gençlerbirliği 84.000.000 TL
Kardemir Karabükspor 60.500.000 TL
Kasımpaşa 110.000.000 TL
Kayserispor 96.000.000 TL
Kayseri Erciyesspor 55.000.000 TL
Medical Park Antalyaspor 90.500.000 TL
Sivasspor – 79.500.000 TL
Torku Konyaspor 38.000.000 TL
Trabzonspor 160.000.000 TL
Duyduğum dedikodular geçen seneden bari maaş alamamış oyuncular bulunduğu yönünde.Bu durum oyuncuları huzursuz etmekte. Başında Adem Alkaşi’nin bulunduğu bir grup takımın oyununu sabote etmekte. Yönetimse bu olanları izlemekte ve sadece uyarı vermekle yetinmekte. Adem maç esnasında takım arkadaşlarına teknik direktörün talimatlarını hiçe sayarak fırça atma cesaretini de buradan alıyor sanırım… Hatta iş öyle bir hal almış ki yedek oyuncular devre arasında ısınmayı dahi reddetmektedir. Benim temennim yönetimin kendine gelmesi ve Elazığspor’u ligde tutabilecek bir çözümü derhal bulmasıdır. Ayrıca bu futbolculuk karakterinden uzak insanlarıda kulüpten bir an önce göndermek mecburiyeti doğmuştur.

Leave a Reply