Antibiyotikler modern tıbbın hayati önem taşıyan elementlerinin başında gelmektedir. 1940’ta penisilinin bulunmasının ardından, bakteriyel enfeksiyonlara bağlı ölümler hızla azalmaya başladı. Antibiyotikler günümüzde hala hayat kurtarmaya ve kanser terapisi veya organ nakli gibi olası tedaviler için kullanılmaya devam ediyor. Araştırmacılar, penisilin piyasaya düşmeden önce bile, ilaç direnişi olabileceğini tahmin ediyorlardı ve sonunda bu meydana geldi.

Bakteriler, antibiyotikler tarafından etkisiz hale getirilirken bile evrimleşip, bu ilaçlara karşı dayanıklılık kazanmaktadırlar. Artık günümüzde, bakteriler en iyi antibiyotikleri dahi kurnazca yenmeye başladılar ve bu nedenden dolayı her yıl yeni antibiyotikler üretilmeye başlandı. Peki olası antibiyotik kombinasyonları bitince ne gibi durumlar ortaya çıkacak?

antibiotics

U.S. Centers for Disease Control and Prevention(CDS) tarafından yayınlanan rapor bize hastanelerdeki gelişmiş uygulamaların direk ve anında pozitif etki yaratabileceğini gösteriyor.

Antibiyotikler, tıpta reçetelere en çok yazılan ilaçlar olarak bilinmektedirler. Fakat maalesef ki bunların yarısına yakını gereksiz veya yanlış kullanılmakta ve bu durum da antibiyotiklerin daha fazla güçlenebilmesine olanak kılmaktadır. CDS, Amerika’da iki milyondan fazla insanın her yıl antibiyotiklere dayalı bakterilerden oluşan enfeksiyonlara maruz kaldıklarını ve sonuç olarak 23.000 insanın bu nedenden öldüğünü tahmin ediyor. Bazı araştırmalar, bu bakteri direncinin fazladan 20 milyon dolar sağlık harcamasına neden olduğunu gösteriyor. Yanlış ve gereksiz antibiyotik kullanımı, aynı zamanda Clostridium difficile enfeksiyonu diye bilinen ölümcül bir ishale neden olabilmektedir. Bu, Amerika’da 250.000 hastanede görülen, 140.000 insanın ölümüne ve aynı zamanda 1 milyon dolar fazladan sağlık harcamasına neden olan bir enfeksiyondur.

İyi haber, bu reçeteleme yöntemlerinin antibiotic stewardship isminde bir metodla geliştirilebilir nitelikte olmasıdır. Bu yöntemle antibiyotikler korunabilmektedir. Bu sistemlerinin görevi antimikrobiyal terapilerin en uygun hale getirilmesine yardımcı olmayı ve hastaların doğru antimikrobiyalleri doğru doz ve uygun zamanda almasını sağlamaktır. Araştırmalar bu programların toplam antimikrobiyal direnci ve sağlık için harcanan parayı azalttığını göstermektedir. Bu program direnci azaltmanın yanı sıra, enfeksiyonları da azaltmaktadır. Raporlara göre, sadece hastanelerdeki antibiyotiklerin reçetelenmesini yüzde beş azaltmak, Clostridium difficile enfeksiyonlarını yüzde 26 azaltmaktadır.

Stewardship, bir antibiyotik direnciyle savaşma yöntemidir ve sağlık hizmetleri ve klinikler tarafından acilen uygulanması gerekmektedir. Stewardsip programları tesisten tesise değişebilmektedir fakat her program şu temel elementleri barındırmalıdır: Program kendini adamış bir insan ile finansal ve bilgi teknolojisi kaynaklarıyla desteklenmelidir. Tek bir lider araştırmacı programın sonuçlarından ve bir eczacı ilaçla ilgili konulardan sorumlu olmalıdır. Program bu liderler tarafından düzenli olarak reçeteleme ve direnç bilgileri hakkında kliniklere rapor sunmalıdır ve bu konular hakkında klinikleri eğitmelidir.

Antimikrobiyal stewardship yatırıma ihtiyaç duyan bir proje olmasına rağmen, alternatifleri daha fazla finansal destek gerektirmektedir. Yeni ilaçlar piyasaya sürüldükçe, eğer ki reçeteleme yöntemleri değiştirilmezse, bu antibiyotiklerin etkileri kısa sürede kaybolacaktır. Yani bu yöntemin hayata geçirilmesi antibiyotik direnci açısından büyük önem taşımaktadır.

[box_light]Kaynak[/box_light]

ScientificAmerican

Leave a Reply