Elazığspor, 29. haftanın son maçında Gaziantepspor’la karşılaştı. Maç öncesinde Serdar Özkan’ın kadro dışı kalmasıyla taraftarlar gibi ben de şaşkına dönmüştüm. İstikrarlı olmasa da gayet başarılı maçlar çıkaran Serdar, takımda da önemli bir yere sahipti. Maçtan önce ilk 11 açıklanana kadar Serdar’a bir alternatif düşünememiştim, fakat Okan hoca düşünmüş. Gaziantepspor tarafına bakarsak ligdeki önceki maçlarında çok gol yiyen bir profilleri var. Özellikle ligin 2. yarısı gereken çıkışı yapamadılar sonuç olarak karşılaşmadan Elazığspor istediğini aldı.
Elazığspor, İrfan Saraloğlu’nun dediği gibi, yüksek kalitede bir oyun oynamadı sadece yapması gereken şeyleri yaptı. Karşısında savunma hassasiyeti olan bir takım vardı ve Elazığspor’da başarılı hücum organizasyonlarıyla birçok pozisyon buldu ve sonucunda iki gol attı. Ben bu başarılı atakları birçok sonuca bağlıyorum, ama en önemlisi bence Mehmet Nas faktörü oldu. Geçen yazılarımda yazdığım gibi Mehmet Nas takımın bel kemiği, bu maç gerek defansif gerek ofansif olarak takımı toplayan isimdi. Elazığspor Serdar Özkan ve Serdar Gürler’in varlığında oyunu kanatlara yıkmaya çalışıyordu, fakat Gaziantep’e karşı kanattan merkeze oynadı ve başarılı oldu. Gaziantepspor’un hücum hattı tamamen kopuktu. İleride çoğalamadı. Özellikle Cenk Tosun yok gibiydi. Onun etkisiz oyunu sayesinde, Elazığspor savunması özellikle ilk 45 dakika çok rahat bir oyun oynadı. Bilica, Çağlar ve Tanju ataklara fazlasıyla katkı verme fırsatı buldu. Tahsin Tam’ın Cenk’i oyunda tutma ısrarı Elazığspor’un ekmeğine yağ sürdü.
Elazığspor altın değerinde bir üç puan aldı, fakat istikrar sağlanmak zorunda. Elazığspor’un geri kalan maçları çok önemli hem Beşiktaş hem Galatasaray’la oynayacak olması umut kırıcı olabilir ama ben bu altı puandan en az 2 puan alınabileceğine inanıyorum. Son hafta oynanacak Çaykur Rizespor maçı iki takımın kaderini belirleyebilir.