(The English version of the interview is followed by the Turkish version.)
Avustralya, doğası ile benim için bambaşka bir ülkedir. Özgürlük hissi veren doğası, derinlemesine incelediğim zaman bana huzur veriyor. Avustralyalı sanatçı Mitch Gobel’in resimlerini görmeden önce, böylesi bir hissin yalnızca doğa fotoğraflarının verdiğini sanıyordum. Fakat; o muhteşem resimleri ve tarzını gördüğüm zaman tüm algım değişti. Resim olduklarına inanamadım, adeta doğa fotoğraflarına bakıyor gibiydim. Dokunsanız hareket edecekmiş gibi duran resimleri ilgimi çekmeye başladı. Kendisini takip ettiğim andan bu yana hayranı olduğum sanatçı, özgür ruhu ve çevreci yönü ile takdir ettiğim sanatçılar arasında. Güzel sanatlar öğrencisi olarak dürüst olmalıyım ki; kendisi kesinlikle ilham aldığım kişiler arasında! Oluşturduğu muazzam renkler ve detayların ince ince işlendiği resimleri ile birçok kişiyi kendine hayran bırakan sanatçı, aynı zamanda resimlerinden kazandığı gelirin bir kısmını bağışlıyor. Her şey ;ilham aldığı doğayı ve canlıları korumak için. Sanatı böylesi anlamlı bir şey için kullanmak, sanatçıyı diğerlerinden daha farklı ve özel kılıyor. Sanatı hakkında merak ettiklerimizi sorduk, kendisi de tüm samimiyeti ve sevecenliği ile cevap verdi.
GazeteBilkent: Özgeçmişiniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Adım Mitch Gobel. 24 yaşındayım ve Avustralya, Victoria, Mornington Peninsula’da yaşıyorum. Bir sanatçı olarak, kendi kendime öğreniyorum ve iki yıldır sanatıma dair pratik yapıyorum.
GazeteBilkent: Sanatçının sanatı, onun kişiliğini yansıtır. Nasıl bir kişiliğe sahipsiniz?
Rahat ve açık fikirli olduğumu düşünmeyi seviyorum. Hayatta kısıtlı olmayı sevmiyorum ve bunu soyut olan eserlerimde de görebilirsiniz. İşimin ve hayatımın sınırları, sadece zihnim tarafından belirlenir.
GazeteBilkent: Sanatınız ve projelerinizle gezegeni korumak için gayret gösteriyorsunuz. Bize projelerinizden bahsedebilir misiniz?
Kısa zaman önce ben ve takımım Avustralya Hayvanat Bahçesi Derneği, Vahşi Doğa Savaşçıları projesine 25,000 dolar bağışladık. Bu proje, 8 aydır çalıştığımız bir projeydi. Aynı zamanda, Dünya’nın en büyük okyanus koruma şirketlerinden biri olan Sea Shepherd ile birliktelik oluşturduk. Son işimden sağladığım gelirin tamamını, Antarktika’daki balina avcılığına karşı çalışan Sea Shepherd’a bağışlayacağım.
GazeteBilkent: Çalışmalarınız Ebru sanatını andırıyor. Daha önce Ebru sanatı hakkında bilginiz var mıydı? Kullanılan malzemeler benzer gözüküyor. Kim ve neler bu tarzi oluşturmanızda etkili oldu?
Daha önce bazı Ebru çalışmalarını gördüm ve bayıldım. Ebru sanatı, ilgimi çeken bir şeye dönüştü; ancak benim kullandığım araçlar ve teknik fazlasıyla farklı. Benim tarzıma yakın tarza sahip olan Miertje Skidmore’den ilham aldım. Kendisinin işleri, ilk gördüğümde aklımı başımdan aldı ve nasıl yaptığını anlayamadım; böylece kendi işimi ilerletme ve kendi tarzımı oluşturma ihtiyacı duydum.
GazeteBilkent: Resimlerinizi incelediğim zaman, okyanusun farklı görünümlerini izliyor gibi hissediyorum. Ayrıca; renkler arası hareket, dinamiklik ve harmoni insana sonsuz bir enerji veriyor. İzleyicilerinize vermeye çalıştığınız duygular nelerdir?
Eserlerimin çoğu doğa ve manzaradan esinlenir; ama görsel olarak tatmin edici şeyler yaratmaya odaklıyım. İnsanlar çalışmama baktığı zaman sadece gördüklerine değil, gördüklerinin temsil ettiklerine de odaklansınlar istiyorum. Bu, bizim korumaya çalıştığımız şey ve işimin değerini belirleyen faktördür.
GazeteBilkent: Resimlerinizi yapmadan önce plan yapıyor musunuz yoksa gidişat ruh halinize mi bağlı oluyor?
Genelde renk paletim, sanat eserimi yapmadan önce kafamda belirlidir; ama tasarım sürecim atölyede, boş tuvallere baktığımda şekillenir. Yani, ruh halimden etkilendiğimi söyleyebiliriz.
GazeteBilkent: Avustralya doğası ve koşulları ile özgün bir ülke. Orada yaşamak, yaptığınız resimler ve kullandığınız malzemeler açısından sanatınızı nasıl etkiliyor?
Avustralya’da farklı malzemelere erişebildiğim için şanslıyım ve dünyanın dört köşesinden ithal edilen malzemeleri kullanıyorum. Ülkenin doğası benim çalışmalarımı fazla etkilemiyor, tüm dünyadan görseller kullanıyorum ve bu benim renk paletime ve tasarımıma ilham veriyor.
GazeteBilkent: Gelecekte gerçekleştirmeyi düşündüğünüz yeni projeler var mı?
Var. Her zaman yeni ortak çalışmalar ve bağış etkinlikleri üzerine çalışıyoru;z ama bunun hakkında şu an pek fazla bir şey söylemeyemem, sosyal medya kanallarımızdan takip edebilirsiniz:
Instagram: “Mitchgobel_resinart”
Facebook: “Mitch Gobel Resin Art”
GazeteBilkent: Güzel sanatlar öğrencilerinize tavsiye verebilir misiniz?
Eğer sanatı bir kariyer olarak düşünüp bundan para kazanmak istiyorsanız, ona tam anlamıyla bağlılık göstermelisiniz ve işinizi sürekli ilerletmeli ve özgün şeyler yaratmayı denemelisiniz. Eğer çalışmanızı tutkulu olduğunuz bir şeyi dile getirmek için yaparsanız; ki bu benim için çevreyi korumaktır, yaptığınız işte büyük değer bulacaksınız.
Australia, with its nature is a special country for me. Its nature which awakes my feeling of freedom gives me a sense of peace when I look deeply. Before meeting paintings of Mitch Gobel, I had assumed that only photographs or videos that are about nature can give me that feeling. However, when I saw his paintings, my all perception has changed. I could not believe that they were paintings, they seemed like photographs. His paintings seem about to move when touched always called my attention. I am his fan since I started following him and I appreciate his free spirit and environmentalist character. As a fine art student, I should be honest that he is one my favourite artists that I inspire! He impresses people with enormous colours that he forms and details in his paintings. Also he donates some part of his earnings from paintings. Everything is for saving mother nature and creatures which give inspiration to him. Using art in such a meaningful way makes him different and special from other artists. We ask questions about his art, he answered all sincerely and kindly.
GazeteBilkent: Can you give us brief information about your background?
So, my names Mitch Gobel. I’m 24 and I live on the Mornington Peninsula in Victoria, Australia. As an artist, I’m self-taught and I’ve been practising my art for about two years now.
GazeteBilkent: The art of an artist reflects his personality. What type of personality do you have?
I like to think I’m pretty laid back and open minded. I don’t like being restricted in life and you can definitely see that in my work, as it’s abstract. The possibilities for my work and my life are only limited by my mind.
GazeteBilkent: You are giving effort to save the planet via your art and your projects. Can you tell us your projects?
A short time ago, my team and I donated $25,000 to the Australia Zoo charity, The Wildlife Warriors. This was a project we had been working on for about 8 months. We’ve also just started collaboration with one of the world’s largest oceanic conservation companies, Sea Shepherd. I’ll be donating 100% of profits made by my latest artwork to Sea Shepherd, going towards their effort in anti-whaling in Antarctica.
GazeteBilkent: Your paintings resemble the Turkish art of marbling (Ebru) a lot. Did you have knowledge of the Turkish art of Marbling (Ebru) before? The materials you use seem very similar. Who or what influenced you in terms of forming this style?
I have seen some Ebru work before, I love it. Initially Ebru was something I was interested in but the mediums I use now are very different. I was initally inspired by an artist who does a similar style to mine now: Miertje Skidmore. When I first saw her work, I was blown away and couldn’t understand how she did it, which is what lead me to advance my work and in doing so I’ve created my own original style.
GazeteBilkent: When I examine your paintings, I feel as if I am watching several views of the ocean. Also the movement, dynamism and harmony between the colours give an endless energy to a person. What feeling are you trying to give to the spectator?
A lot of my work is inspired by nature, landscapes but I’m more focused on creating something that’s visually pleasing. When people look at my work, I don’t just want it to be visual, I want people to look at my work and appreciate it because of what it represents which is our conservation efforts, that’s what I think gives my work value.
GazeteBilkent: Do you plan your paintings before making them or do you act towards your instant mood?
I’ve usually got a colour pallet in mind before I do an artwork but the design is something that comes to me when I’m in the studio, staring at a blank canvas, So I guess you could say it reflects my mood yes.
GazeteBilkent: Australia is a unique country with its natural conditions and habitat. How does living there affect your art? In terms of material you use, type of paintings you make etc.
I’m lucky in Australia to be able to access as many different materials as I can and I use materials that are imported from all over the world. In relation to the landscape I don’t really think it affects my work at all, as with my materials, I use images from all over the world to inspire the colour pallet and designs of my artwork.
GazeteBilkent: Do you have new projects that you want to realize in the near future?
We do, we’re always working on new collaborations and charity events but I can’t say too much about that right now, you’ll have to keep an eye out on our social media channels:
Instagram: Mitchgobel_resinart
Facebook: Mitch Gobel Resin Art
GazeteBilkent: Can you give some advice to the students of fine arts?
If you want to take up your art full-time and make a living out of it, you need to stick with it, keep advancing your work and try to create something original and if you can use your work as a voice for something your passionate about, as I do with my conservation, then you’ll find a lot more value in it.