Galatasaray Mersin İdman Yurdu deplasmanında, ligin sonuncu takımlarından biri ile oynuyor ve yeniliyor. Semih Kaya’nın ‘yokluğu’, takımın berbat formu ve benzeri unsurlar bu kadro içinde kısa sürede telafi edilebilir eksikler, ama aslında çok erkenden gelmiş bir hamleyle takım sahada haftalardır 10 kişi her santra: Umut Bulut…

Usta mimarlar ve çok koşan dinamitler...

Usta mimarlar ve çok koşan dinamitler…

Bazen sözler eksik kalır anlatımlarda, o duyguyu yaşamak bambaşka bir şeydir. Şu an Galatasaray taraftarının yaşadığı duyguyu tarif etmek –aynı şekilde– imkansız. Dizilimin en ilerisine koyulan, ceza sahasına girdiğinde sizi heyecanlandırmasını istediğiniz, 9 numarayı giymesine izin verilen bir insan eğer rakip takımın stoperlerinden daha iyi bir stoperlik (!) performansı gösteriyorsa, her başlattığınız atağı uzaklaştırıyor, topu eskaza kontrol edebilse de ustalıkla bu tehlikeyi de uzaklaştırıyorsa rakip kaleden; o insanın giydiği formayı hak edip etmediğini artık sorgulamak gerekir. Sahada koşarak pres yapmak, bu takımın forveti olacak bir futbolcunun yegane yeteneği olamaz. Antrenmanda çok çalışkan olup ‘süper’ performans göstermek ilk 11’de olmak için yeterli değildir. Geriye kalan çoğu takım arkadaşı bu kadar emek verip, bu armaya yaraşır bir performans ortaya koymak için elinden geleni yaparken; kendisinin böyle bir performansa artık yaklaşamayacağının farkında olan bir insan; teknik adam kendisini oynatmak istese bile sahaya çıkmak istemez –kimi zaman sakatım bile der. Aslında konunun bu boyutu hakkında söylenecek çok daha sert sözler bulunmakta; ancak bu değerlendirmeyi Galatasaray taraftarına bırakıp, işin sportif yanına geri dönmek istiyorum.

Eğreti: sıfat; uyumsuz, yakışmamış. zarf; iyi yerleşememiş. Örn. Eğreti durmak (TDK)

Eğreti: sıfat; uyumsuz, yakışmamış. zarf; iyi yerleşememiş. Örn. Eğreti durmak (TDK)

Sözleşmesinin otomatik olarak uzamasına en çok üzüldüğüm, koca Spor Toto Süper Lig’deki takımlardan herhangi birinde 9 numara giymesine artık anlam bile vermediğim, tribündeki bir taraftarın bile kendisinden daha iyi oynayacağına emin olduğum bir oyuncu Umut Bulut. İster geçmişinde Real Madrid gibi devlere gol atmış, ister ligde 100 gol barajını geçmiş olsun; 32 yaşındaki Umut Bulut artık Galatasaray’ın forveti olamaz. Kendisine forma veren teknik adamlardan tutun, kendisini takımda tutan yöneticiye kadar herkes bu vebalden mesuldür. Çünkü Umut (hele hele Podolski gibi elit bir hücumcu dururken) Galatasaray’ın 9 numarasını giymektedir, ilk 11’de forvet oynamaktadır. Kendisinin dünkü maçta –70 dakika boyunca– kaleye çektiği şut bulunmamaktadır. Bu durum Galatasaray tarihine el birliğiyle yazılmış kara bir sayfadan başka bir şey değildir.

Mustafa Denizli bu hastalığa acı reçeteyi kesecek, kesebilecek gibi görünmüyor.

Sözlerimden bütün başarısızlığı 9 Numara’nın üstüne yığdığım da zannedilmesin, teknik kadro da bu felaketten az veya çok sorumludur. Mustafa Denizli’nin transferler hakkında yetkisinin olmadığı herkesin malumu ancak maça çıkardığı kadro bariz bir şekilde uyumsuz, yaptığı seçimler gördüğümüz gibi hatalı. Göreve gelirken ‘Kariyerimi riske attım’ demiş olması, bana nedense Louis van Gaal’in şu anki durumunu hatırlatıyor. İkisi de büyük ihtimalle ‘son’ kontratlarını imzalamışken kariyerlerini tehlikeye atmış olmaları gerçekten hayranlık uyandırıcı (!). Kendisinin yönetimi altında Galatasaray için parlak bir gelecek ne yazık ki pek görünmüyor diyorum, sezon sonunda yanılmış olmam ümidiyle.

Aslında bu durumun en kötü yanı Galatasaray takımının taraftarına ‘biz bitti demeden bitmez’ dedirtememesi, bunu kaybetmeye başlaması. Bunun yanı sıra UEFA’dan gelecek bir men cezası artık kesin gibi ve Çin pazarı çoğu futbolcuya oldukça cazip gelirken Galatasaray’ın daha kötü bir hale düşmesi, yani forvetsiz kalması ne yazık ki mümkün. Tribünlerin çoğu bu durumun vehametinin farkında. Galatasaray kısa ve orta vadede önceden yaşadığı Pino’lu, BAM (Barış – Ayhan – Mustafa Sarp) üçlülü karanlık yıllara geri dönme tehlikesiyle karşı karşıya. Dolayısıyla artık taraftara düşen, sesini bazı şahıslara karşı daha da yükselterek –gerçekten– Galatasaray’a sahip çıkması, kulübünü iç ve dış tehlikelere karşı ‘baştan başlayarak’ korumasıdır.

Not: Resimler twitter.com/GalatasaraySK ve ntvspor.net sitelerinden alımıştır.

Leave a Reply