Seyyahların İstanbul’u denildiğinde aklınıza nasıl bir İstanbul tasviri gelir bilinmez ama Pitoresk İstanbul dediğimizde bir zamanlar rüyaları süsleyen, şiirler yazdıran ve gündüz düşlerine sürükleyen büyüleyici şehre yapılacak bir yolculuktan bahsediyoruz. Gökdelenler arasında sıkışıp kalmış ruhuna ağıtlar yaktıran, şarapnel parçalarının yara bere içinde bıraktığı hüzünlü İstanbul’u bir kenara bırakıp bir zamanların el değmemiş İstanbul’una yolculuk biraz da. Veyahut gençliğinde çok güzel olduğunu bildiğiniz ama elden ayaktan düşmüş bir kadının eski fotoğraflarına bakıp nostalji esintileri eşliğinde o günleri yâd ediyormuş gibi hissetmek belki. İşte Pitoresk İstanbul sergisi bunların hepsinden birer parça ihtiva ediyor.
Pitoresk kelime anlamı olarak “resmedilmeye değer” demek. Yüzlerce milletin kültür mirasını içinde barındıran İstanbul ise belki de dünyada bu sıfatı en çok hak eden yerlerden bir tanesi. Bu pitoresk şehri konu edinen serginin içeriğinden bahsetmek gerekirse sergi, İstanbul’un tarihinde iz bırakan 6 ressam seyyahın eserlerini içeriyor. Bu seyyahlar Antoine Ignace Melling, Joseph Schranz, Thomas Allom, William Henry Bartlett, John Frederic Lewis ve Ivan Ayvazovski. Onları bir araya getiren en önemli ortak noktaları ise İstanbul’a olan büyük aşkları ve bu şehre olan hayranlıklarını renklerle, çizgilerle buluşturmuş olmaları. Bu kısa İstanbul yolculuğuna başlamadan önce bu 6 isim hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz böyle buyurun.
Bizim bu 6 isimle beraber unutulmaz bir yolculuğa çıkmamıza sebebiyet veren asıl isme gelecek olursak bu kişi serginin genel yönetmeni Bülent Özükan. Bülent Özükan sergiyi tanımlarken “resmi, müziği ve edebiyatı teknolojiyle harmanlayarak yeni bir haz ortaya çıkardık” ifadesini kullanıyor. Ayrıca Pitoresk İstanbul her ne kadar dijital sergi olarak anılsa da sergide dijital eserlerin yanında sanatçıların orijinal eserleri de sizleri bekliyor. Sergiyi gezmeye 6 farklı seyyah için bölümlere ayrılmış ve orijinal gravürlerden/tablolardan oluşan kısımdan başlıyorsunuz. Sonrasında ise bu yol sizi 5 metrelik tuvallerle bezenmiş bir odada 35 dakikalık bir CodexArt deneyimiyle buluşturuyor. Sizi 19. yy İstanbul’una götüren büyüleyici atmosferi soluyacağınız yer işte tam olarak burası. Bahsedilen 6 seyyahın orijinal eserlerindeki objelerin codexart tekniği ile hareketlendirilmiş olması serginin dijital sıfatıyla anılmasının başlıca sebebi elbette. Bu bağlamda ortaya çıkan eserler için dijital seyahatnameler ifadesini kullanmak da oldukça yerinde görünüyor.
Pitoresk İstanbul bir senelik hummalı çalışmaların ürünü olan oldukça kapsamlı bir sergi. Hatta proje kapsamında serginin de ötesinde 1 roman ve bunun dışında 10 ayrı kitap yayımlanmış. Sergi müzikleri ise müzik yönetmenliğini piyanist Anjelika Akbar’ın yaptığı bir ekip tarafından hazırlanmış. Sergi müziklerini oluşturan eserler arasında hem Anjelika Akbar’ın kendi besteleri hem de dönem müzikleri yer almakta.
Bu haliyle Pitoresk İstanbul, misafirlerine kesinlikle eşsiz ve alışılmadık bir sergi deneyimi sunuyor. Genel yönetmenliğini Bülent Özükan’ın, müzik yönetmenliğini Anjelika Akbar’ın, sanat yönetmenliğini ise Murat Öneş’in yürüttüğü Pitoresk İstanbul eylüle kadar ziyaret edilebilir. Serginin 22 Mayıs’ta bitmesi planlanmışken eylüle kadar uzatılmış olması fırsatını kaçırmayın derim! İstikamet Beşiktaş’ta yer alan İstanbul Deniz Müzesi!