Finaller bitti, tatille birlikte “acaba ne yapsam?” soruları da ortaya çıkmaya başladı. Aslında soruların başında da “ne izlesem?” sorusu geliyor belki de. Benim de kendime bu soruyu yöneltmem sonucunda uzun bir aradan sonra bir Türk dizisine başladım: Fi! Aslına bakarsanız etrafımda pek çok kişiden bu diziyi izlediklerini duyuyordum fakat hem yeni bir diziye zamanım olmadığından, hem de olsa da başka öncelikle izleyeceğim diziler olacağından diziye başlayacağımı sanmıyordum. Ama finaller bitince iş değişti ve ben kendimi ilk bölümü izlerken buldum.

Az çok duymuş olsanız da önce diziyle ilgili biraz bilgi vermek iyi olacaktır. Pek çoğunuz dizinin Azra Kohen’in Fİ, Çi, Pi kitaplarından ekrana uyarlandığını biliyorsunuzdur, yine pek çoğunuz dizinini televizyonda değil bir internet dizisi olarak yayınladığını biliyorsunuzdur. Dizinin senaristi Nükhet Bıçakçı, yönetmen koltuğunda ise Mert Baykal oturuyor. Başrollerde ise yine pek çoğumuzun bildiği Ozan Güven, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsür, Berrak Tüzünataç gibi isimler var. Şimdiye kadar her biri yaklaşık 1 saat 10 dakika olan dokuz bölüm yayınlandı.

Dizi için belli bir konu tespit etmek zor, aslında kişilerin hayatları üzerinden giden bir örgü söz konusu. Ozan Güven tarafından canlandırılan Can Manay televizyonda program yapan bir psikiyatr, Duru (Serenay Sarıkaya) ve Deniz’in (Mehmet Günsür) yaşadıkları evin karşısına taşınıyor çünkü kendisi Duru’yu ilk gördüğü anda deyim yerindeyse büyüleniyor. Duru dizide azimli bir dansçıyken, Deniz müziğe aşık bir üniversite hocası. Dizide gizem yaratan bir karakter olan Özge (Berrak Tüzünataç) bir gazeteci ve tek amacı Can Manay’ın geçmişinde olan bir sırrı ortaya çıkarıp bunu haber yapmak.

Diziye başlama sebebim aslında Ozan Güven’di desem yalan olmaz, kendisi beni haksız çıkarmadı ve her bölümde müthiş oyunculuğunu sergiliyor. Dizide de oldukça değişik biri ve sürekli gergin bir ortam yaratıyor, hatta bunu belki de çok seviyor. Öte yandan dizideki merak unsuru kesinlikle Can Manay’ın geçmişinde neler olduğu, bunun henüz beş bölüm izlemiş olmam sebebiyle açığa çıkıp çıkmadığını bilmiyorum ama öğrendiğimizde çok şaşıracağımızdan eminim. Öte yandan dizide bölümler boyunca kişiler arasındaki değişik bakışmalardan ya da diyaloglardan daha önceden aralarında bir şeyler geçtiğini anlıyoruz fakat bunları dizi şu aşamada açıklamıyor. Bölümler ilerledikçe bunlar da açığa çıkacaktır.

Gelelim diziyle ilgili düşüncelerime, uzun bir aradan sonra başladığım bir Türk dizisiyle ilgili benim izlenimim açıkçası güzel oldu. Özellikle dizinin müziğini çok övebilirim, oldukça başarılı olmuş ve diziye o gergin atmosferi belki de o katıyor. Öte yandan dizide aslında karakterlerin davranışları üzerinden çok çıkarım yapmak mümkün, bu da insana izlenim yapma fırsatı veriyor. Bir diğer güzel şey de dizinin süresinin diğer Türk dizilerine oranla daha kısa olması, elbette görece yabancı dizilere göre çok uzun fakat bu epey umut verici bir gelişme! Yaz tatilinde vaktiniz varsa izlemenizi tavsiye ederim. İyi seyirler!

Leave a Reply