YazarSu Avcıoğlu

Trajedinin Ötesinde Tutku Dolu Bir Ses: Amy Wınehouse

Son zamanlarda, özellikle Amy Winehouse’ un hayran kitlesi tarafından yoğun eleştiriye maruz kalan ‘Back to Black’ adlı biyografik filmin fragmanının yayınlanmasıyla ikonik şarkıcının adı tekrardan gündeme oturdu. Henüz on sekiz yaşındayken sesini yıllardır enstrümanı haline getirmiş usta bir sanatçı gibi kontrol edebilen, yaşanmışlığını mikrofonunun ötesinde dinleyiciye dokundurabilen bu unutulmaz isim; çoğu seveninin yorumuna göre yüzeysel
Devamı

Benliğimizdeki Veba: Dr. Jekyll ile Bay Hyde

İyi ve kötü, aşk ve şehvet, yaşam ve ölüm tek bir insanın bedeninde buluşabilir mi? Buluşsa da uyum içinde mi yaşar, ikiye mi bölünür? Yoksa hepimizin içinde bu ayrılıklar var da her gün yanından geçip gittiğimiz, yolda görünce gülümsediğimiz insanların her biri benliğinde bu iki karşıt tarafın savaşını mı veriyor? Peki ya kazanan bir taraf
Devamı

Herkesin Her Şeyle ve Her Şeyin Herkesle Olan Bağlantısı

Geçenlerde bir film arayışındayken, belki de biraz geç keşiflerimden, 1998 yapımlı ‘Run Lola Run’ filmi dikkatimi çekti. Film, Tom Tykwer’ın yönetmenliğini yaptığı aslında konu bakımından bir o kadar sıradan gözüküp insanı nokta atışı tekniklerle içine çeken ve vermek istediği mesajı net bir şekilde aktarabilen bir yapıt. Kısaca konusundan bahsedelim biraz.  Berlinde geçen film, ana karakter
Devamı

İçimizden Biri: Mihri

İlk ressamlarımız denilince zihninizde kimlerin adı canlanıyor? Cevabınızı tahmin edemem ama sanırım çoğunuzun aklına gelmeyecek birini tanıyorum: Mihri. 1886 yılında, İstanbul’da dünyaya gelen bir abhaz kızı. Babasının II. Abdülhamid’in sağlık bakanlığını yapmasıyla varlıklı bir aileye sahip olan Mihri, sanatçı kişiliğinin tohumlarını ekecek bir ortamda büyür, resim, müzik, edebiyata ilgi duyar ancak resim yönü her zaman daha ağır basar. Eserlerinin dikkat çekmesiyle saray ressamı
Devamı