Bilkent Üniversitesi’ne 2018 yılında başladım. Başladığım senenin ağustos ayı içinde de Türk Lirası hızla değer kaybetmişti. Bir krize girmiştik, birçok kişi de iş daha kötü olacak diyordu ama şu an içinde bulunduğumuz durumu yaşamak bambaşka. Benim de akranlarımın da hafızalarında daha büyük bir kriz yok. Bu yazıyı şunun için yazıyorum: Dört sene önce günümüze kıyasla ekonominin üzerimizdeki negatif etkileri bu kadar yoğun değildi. Ancak o zaman bile hiddetle ve haklı olarak hükümetin ekonomi politikalarını eleştiriyorduk, heterodoks politika adı altında alınan saçma kararlara da karşı çıkıyorduk (en azından bazılarımız). Bu dört sene boyunca ekonomi gittikçe daha da kötüleşti ve alınan yanlış kararlardan hiçbir zaman vazgeçilmedi. Dört sene içerisinde üç tane merkez bankası başkanı ve üç tane de maliye bakanı değişti; bu maliye bakanlarından biri Cumhurbaşkanı’nın damadıydı. Fakat tüm olanlara rağmen kesinlikle ‘artık alıştık’ tavrına asla bürünmemeliyiz. Hiçbir insan göz göre göre, seneler boyunca böylesine rezil bir kriz içerisinde yaşamayı hak etmez. Bağırışlarımız duyulmadı ve önemsenmedi; işler kötüleşti de kötüleşti. Bu ülkenin, hatta başka ülkelerin en önde gelen iktisatçıları yapılan hataları açık açık belirttiler. Yine de bugün buradayız. Dört sene önce ne olacak bu iş diye sorduğumuz soruların cevabını almış bulunuyoruz, almaya da devam ediyoruz.

Mutlak gücün beceriksiz, yozlaşmış ellerde ne felaketlere yol açtığının tarihte sayısız örneği vardır. Bu ülkedeki mutlak güce sahip olanlar da ellerinden gelen felaketleri layığıyla sunmuşlardır. Ülkemizdeki belli kesimler bu mutlak gücün sarhoşluğunu yaşayıp meyvelerini yerlerken, geriye kalanlarımız da felaketlerin enkazlarında neşeli günlerin hayalini kuruyoruz. Tabii ki durum kötü deyip bırakmayacağım, her zamanki gibi göstereceğim durumun daha kötü olduğunu. Hem gündemde en çok geçen hem de içinde bulunduğumuz durumu çok güzel gösteren bir gösterge ile başlayalım; enflasyon. 2018 Eylül ayında yıllık enflasyon %24.52’yken 2022 Eylül ayında bu rakam, resmi rakamlarla, %83.45 olmuş durumda. 2018 Eylül ve 2022 Eylül TÜFE rakamlarını karşılaştırdığımızda %268.10 oranında bir artış olduğunu görüyoruz. Bu sırada 2018 Eylül ayında 242.09$ olan asgari ücret, 2022 Eylül ayında 302.20$ olmuş durumda, bu artış da %124.8’e karşılık geliyor. Reel anlamda gelirin azaldığını gözlemliyoruz. Türkiye’de yaşayan insanlar daha fakir olmuş durumda. Gıda, konut, su, elektrik, gaz, ulaşım gibi çok sepetin çoğunluğunu oluşturan tüketim gruplarında gerçekleşen enflasyon artışı daha ortalama enflasyondan yüksek, yani tüketici sepetinin çok büyük bir kısmı bu gruplardan oluşan alt gelir gruplarının enflasyondan daha fazla etkilendiğini görüyoruz. Özel olarak kira ve konut fiyatları da ciddi bir artış içindeler. Eylül 2018’de Türkiye ortalaması, metrekareye 13.95 lira kira düşerken, Eylül 2022’de bu fiyat 53.65 liraya çıkmış durumda. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde bu fiyat artışı çok daha yüksek. İstanbul’da metrekare kirası 20.81 liradan 90.59 liraya; Ankara’da ise 10.02 liradan 43.49 liraya çıkmış durumda (endeksa.com).

Günlük hayatın her noktası pahalılaşmış, günlük yaşam da dolayısıyla zorlaşmış durumda, ne üretici ne de tüketicinin durumu iç açıcı değil. Buna rağmen hala günü kurtarmak için alınan kararların daha baskın olduğunu görüyoruz, birçoğumuzda eğer düzgün kararlar alınmaya başlanmazsa, ki bunun olmayacağından eminiz, durumun giderek kötüleşeceği düşüncesi var. Beklentilerin ekonomiyi ciddi derecede etkilediğini göz önünde bulundurursak, beklentilerimizin de kötüleşiyor olması hiç iyiye işaret değil. Kredi risk primi gibi finansal göstergeler de durumun giderek ‘kötüleştiğine’ işaret ediyor. Merkez Bankası ve Hazine’nin aldığı her karar açıkca durumu öncekinden daha kötü bir hale sokuyor.

Aslında birkaç cümlede söylenebilecek bir durumu iyice uzatmaya da gerek yok. Durum belli, geçtiğimiz dört senedir yaşadığımız kriz boyunca hükümet uygun politikalar konusunda başarılı değildi, ileride de olacaklarını sanmıyorum. Dünya’da da çeşitli krizler derinleşirken, milyonlarca insanın iyiliği için uygun olan hareketleri yapmamak bir utançtır. Yaşadığımız dönem de rezilliği açısından, geçmiş rezaletlerin yanında da yerini alacaktır. Günümüzde geldiğimiz noktada artık rezil durumumuza şükretmeyi bir kenara bırakmamız lazım, göz göre göre acı içinde yaşamak bir marifet değildir, hele ki yaşanan acıların çözümü varsa.

Kaynaklar

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Elektronik Veri Dağıtım Sistemi (EVDS | Anasayfa (tcmb.gov.tr))

Türkiye İstatistik Kurumu (Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) (tuik.gov.tr))

Endeksa (Emlak Değeri, Emlak Endeksi, Kiralık & Satılık, Danışmanlık – Endeksa)

Leave a Reply