“A man can work from sun to sun a womens work is never done.” Jean Little

Marx emeği artı değer üretme eylemi olarak tanımlar, emeği üreten işçi, emek sömürüsünü gerçekleştirense kapitalizmdir. Ev hanımlarının artı değer üretmediği yanılgısı onları işçi özne yoldaşlığından çıkartırken aynı zamanda patriyarkanın temel dayanaklarından biri haline getirir.

TÜİK verilerine göre 2022 yılında 10 milyon 172 bin ev hanımı tespit edildi. İşsiz kadın ifadesi yerine ev hanımının özel olarak belirtilmesi ev hanımlarının fiziksel ve mental emeğinin tanındığı izlenimi verse de toplumsal olarak bu hane içi emeklerinin maddi bir karşılığı yoktur.

Görünmeyen emek aile içinde kadınlar tarafından yapılan ve karşılığı ödenmeyen işler bütününü ifade eder. Bu işler genellikle çocuk ve yaşlı bakmak, yemek, çamaşır, bulaşık ve temizlik yapmayı kapsar. Karşılığı ödenmez çünkü bu iş tanımlandırılmamış, saatlendirilmemiş ve toplumun en özüne işleyen cinsiyet rolleriyle içselleştirilmiş ve normalleştirilmiştir. Ev hanımlığı olarak adlandırılan bu ömür boyu süren mesaiden kadınlar ne emekli olabilir ne bir kazanç elde edebilir ne de sendikalaşıp haklarını arayabilir. Kadın olmanın beraberinde getirdiği sorumluluklar olarak sunulan bu emek sömürüsü tamamıyla görmezden gelinir ve normalleştirilir. Kadının bütün gününü alan bu mesai emek olarak görülmez, kadın olmanın yatkınlaştırdığı asılsız bir biyolojik determinizmle aklanmaya çalışılır.

Bu kavramı tanımlamanın zorluğunun sebeplerinden biri de ev içinde yapılan işlerin hangi raddeye kadar hizmet etmeye zorlanma, hangi raddeye kadar biriyle gönülden hayatı paylaşma olduğunun belirlenmesinin güçlüğüdür. Ev hanımlarına addedilen işsiz, bütün gün evde oturan, aileye bir katkısı olamayan imajı harcanan sonu gelmez mesaiyi görmezden gelir. Marksist feminist Maria Mies, ev işinin değerli ve dolayısıyla eşit ücrete değer bir insan emeği olarak değil doğal bir kaynak olarak görülmesine itiraz eder. Yaşamlarını kocalarının verdiğiyle idame ettiren ev hanımlarının emeklerinin karşılığını böylelikle aldıklarını söyleyenler çıkabilir ama bu karın tokluğuna çalıştırılan köle emeği tanımından farklı değildir (Savran). İş veren kocadır, emeği sömürenle duygusal ilişki kurulması ise pek çok zaman kadının sömürü düzenine itiraz etmesini zorlaştırır. İşçi ve sermayeder arasındaki uzlaşmaz çelişki ve çatışmayı kocasıyla yaşayan ev hanımları patriyarkanın hanedeki temsilcisiyle aynı yastığa baş koymak zorunda kalır.

Tam zamanlı işinden dönen bir kocanın bir de ev işlerine karışması söz konusu bile olamaz, ona düşeni yapmıştır ve şimdi hizmet görme sırası ondadır. Mesai saatleri belirli olan erkek kalan zamanını kullanmakta özgürdür, sosyalleşebilir, siyasi ve kültürel toplantılarda var olabilir. Emeğine el konulan kadınsa evde emek harcadıkça toplumun beklentilerini karşılamış fakat toplumun bir üyesi olmaktan dışlanmış olur. Emeğini kocasının “satın aldığı” kadın bu köhne düzene mahkum kalır ve bağımsızlaşamaz. Evdeki bu güç dengesizliği, çiftin dinamiğini eşitlerin ilişkisinden çıkarır ve kadını ele bakan güçsüz zayıf taraf olarak konumlandırır. 

Ev içerisinde erkeğin sıfatları bellidir, çalıştığı saatler, alacağı maaş, titri açıktır ve tanımlanmıştır. Kadının rolü ise bir o kadar belirsiz ve silik çizgilere çerçevelenmiştir, ondan eş, anne, hizmetçi, aşçı, temizlikçi, terapist, hemşire olması beklenir, mesai saatleri, istifası, tazminatı olmayan bu işte bütün gün evde oturuyor diye mimlenir. Sonu gelmez ev işleriyle meşgul edilen kadının emeği son gününe dek sömürülür, çünkü temizlik her gün yapılmalıdır, yemek her gün pişmeli çocuklar her gün ilgi istemektedir, bulaşık her gün yıkanmalı, çay her akşam demlenmelidir, ataerkil bir Sisyphus lanetine çarptırılan kadından kayayı her gün sırtlanması beklenirken eşi iş gücü piyasasını da erkek egemen kılmış ona var olacak tek bir alan dahi bırakmamıştır.

Öyleyse yapmamız gereken omuzlarımızda evlerin ağırlığıyla bizi köleleştiren, toplumun görmezden geldiği tüm işleri bizim sırtımıza yüklerken bizi toplumun bir parçası görmeyen bu patriyarkal düzene evlerde, fabrikalarda, devlet dairelerinde sömürülen eşit işi yapıp eşit ücret almayan tüm kadınlar adına baş kaldırmaktır. Dünyanın tüm ev hanımları birleşin, günlerde örgütlenin, emeğinizin hakkını alın ve bağımsızca var olun!

Kaynakça

Kadınlar EV işiyle meşgul!. (2022, November 26). https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/kadinlar-ev-isiyle-mesgul-2006509 

Marksi̇st Emek DEĞER Kurami ve Emperyali̇st Dönemde Kapi̇tali̇st Sömürü. (n.d.). http://www.yildirimkoc.com.tr/usrfile/1401701915b.pdf 

Sarıaslan, K. Z. (2021, October 10). Ev Kadını. FeministBellek. https://feministbellek.org/ev-kadini/ 

Savran, G., & Tura, N. (1992). Kadının Görünmeyen emeği: Maddeci Bir Feminizm üzerine.    

Leave a Reply