Buz Adam Ötzi’yle Beraber Bakır Çağı’na Aralanan Pencere

Tirol’ün Buz Adamı olarak da bilinen Buz Adam Ötzi, geçmişten bugüne gelerek dünyayı büyülemeye devam eden tarihi bir figürdür. 1991 yılında Avusturya ve İtalya sınırına yakın Ötztal Alpleri’nde yürüyüşçüler tarafından keşfedilen bir mumya olan Ötzi, Bakır Çağı (yaklaşık MÖ 3300-1300) ve Alpler’deki tarih öncesi toplulukların yaşamları hakkında günümüze değerli bilgiler sağladı.

Ötzi’nin bedeni, Alpler’deki soğuk iklim sayesinde olağanüstü bir şekilde korunmuş durumda. Yapılan Karbon 14 testleri, Ötzi’nin MÖ 3300 civarında öldüğünü ortaya çıkardı ve bu da onu dünyanın en eski ve en iyi korunmuş mumyalarından biri haline getirdi. Bilim adamları, bu eşsiz keşif sayesinde Ötzi’nin boyu, kilosu ve fiziksel durumu hakkında bilgilere ulaştı. Ayrıca, Ötzi’nin kıyafetleri, yanında taşıdığı alet ve silahlar da ayrıntılı bir şekilde incelenerek tarih öncesi çağlardaki yaşama dair önemli çıkarımlar yapılmasını sağladı.

Bütün bunlar, Ötzi’nin keşfini arkeologlar ve antropologlar için bir hazine değerine getirdi. Onun kalıntıları, hâlâ insanlık tarihine ışık tutarak, o dönemdeki sosyal yapıları, yaşam tarzlarını ve teknolojik becerilerini anlamamıza ışık tutmaktadır.

Mumyanın yeniden canlandırılmış görseli

Baştan başlamamız gerekirse, Eneolitik veya Kalkolitik dönem olarak da bilinen Bakır Çağına dönmeliyiz. Bakır Çağı, önemli teknolojik ve sosyal değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. Bakır ve bronz alet ve silahların kullanılması, insan uygarlığında büyük bir ilerlemeye işaret ediyordu. Ötzi’nin yanında bulunan araç ve gereçler, Bakır Çağı’nda yaşamış Avrupalıların diyeti, sağlığı ve yaşam tarzının yanı sıra kullandıkları malzeme ve teknikler hakkında da değerli bilgiler vermektedir. Yanında bulundurduğu iyi kullanılmış bir bakır balta, çakmaktaşından bir hançer, bir ok kılıfı ve bir yay ile yetenekli bir avcı ve zanaatkâr olduğu ileri sürüldü. Ayrıca yanında küçük bir ateş yakma aleti, içinde kuru yemişler bulunan deri bir kese ve içme suyu için bir kap da taşıyordu. Dönemin bakır kaynağının Macaristan’ın Tisza bölgesinde olmasından dolayı bu eserler Bakır Çağı’nda bir tür uzun mesafeli ticaret veya mübadeleler yaşandığını gösteriyor. Ötzi’nin üzerinde bulunan kıyafetler ise Bakır Çağı teknolojisi ve ticareti hakkında fikir vermekte. Dokuma çim ve hayvan derisinden giysileri, soğuk dağ iklimine dayanıklı olması için özel olarak yapılmış. Bu buluntular, ölümünden 5.000 yıl sonra adeta Ötzi’nin gündelik yaşamına bir bakış sunuyor.

Ötzi’ye ait taştan yapılmış bir ok başı. Bilenme ve tamir izleri taşıyor.

Ötzi’nin keşfi, Bakır Çağı’nın sosyal ve ekonomik yapıları hakkında da önemli bilgiler sağlamıştır. Vücudundaki çeşitli dövmeler, onun bir sosyal grubun üyesi olduğunu ve o grupta belirli bir rolü olabileceğini düşündürmektedir. Yanında bulunan araç ve gereç çeşitliliği, bir işbölümü olduğunu ve farklı insan gruplarının farklı uzmanlık becerilerine sahip olduğunu gösteriyor. Mide içeriğinin analizi, ölümünden saatler önce yediği son yemeğin dağ keçisi eti, tahıl ve meyveden oluştuğunu gösteriyor. Diyeti, dişleri ve DNA’sı üzerinde yapılan araştırmalar sonucu Ötzi’nin avcı-toplayıcı olduğu sonucuna varılmıştır.

Ötzi’nin vücudundaki dövmeler derideki bir kesiye kömür ve bazı otların karıştırılması ile yapılmıştı.

Bunların yanında kırk yılı aşkın bir süredir zorlu bir ortamda hayatını sürdüren Ötzi’nin çokça sağlık sorunu da bulunmaktaydı, böylelikle dönemin şifacılarının tıbbi uygulamalarına da ışık tutmuştur. Kendisinin yaşarken osteoartrit, diş çürümesi ve Lyme hastalığı gibi bir dizi sağlık sorunu vardı. Ayrıca elindeki enfekte olmuş bir yara da muhtemelen ölümüne katkıda bulunmuştu. Evcilleştirilmiş hayvanlara yakın yaşadığının bir göstergesi olarak ise vücudunun kurt ve benzeri parazitlerle dolu olduğu ortaya çıktı.

Osteoartrit, eklemlerine dayattığı acıyla her hareketini zorlaştırıyor, hastalıkla savaşırken dişleri bile dayanıklılığını koruyamıyordu. Enfekte yarası ise, belki de onu sonsuz uykusuna götüren son darbeydi. Ancak Ötzi, hastalıklarına, vahşi doğanın acımasız oyunlarına rağmen hayatta kalmıştı. Mücadele etti, avlandı, hayatta kalmak için savaştı. En ilkel içgüdümüz olan yaşam hırsının kapsamını gözler önüne seren Ötzi, böylece insanlık tarihindeki direnişin de çarpıcı bir örneği olmuştur.

Ötzi’nin vücudundaki izlerin yarattığı spekülasyonlar ise sonunun acılı bir ölüm olduğuna işaret etmekte. Yapılan otopside, başının arkasına darbe aldığı ve sol omzunda bir ok başı bulunduğu ortaya çıktı. Bilim adamları, onun bir ok yarasıyla öldürüldüğünü belirlemekle birlikte şiddetli bir kavgaya karışmış olabileceğini düşündüren bir dizi başka yara izi de ortaya çıkardılar. Bütün bunlar, Ötzi’nin kaçarken öldürüldüğünü akla getiriyor. Bazı araştırmacılar, Ötzi’nin belki de sınırlarını aşmış olabileceğini, başka bir avcı grubuyla çatışmaya girmiş olabileceğini öne sürdüler. Elindeki ok, korkunç bir mücadele resmi çiziyor. Belki de kaçarken arkasından ok yağmuruna tutuldu ve sonunda bir yorgunluk ve çaresizlik anında hayatını kaybetti.

Ötzi’nin bedeni birçok hikaye anlatsa da yaşamı ve ölümü, binlerce yıl sonra bile gizemini koruyor. Bu çok yaşlı adamın ormanın derinliklerinde koşuşturan bir avcıyken birdenbire hayatının sona erdiği koşulları incelemek, bizi adeta tarihin başından beri taşıdığımız, süslenmiş ve unutulmuş insanlığımızın bütün çıplaklığıyla karşı karşıya getirmekte.

Alpler’de bulunan Ötzi ve eşyaları (sağ üst)

Bugün Ötzi’nin mumyalanmış bedeni, ziyaretçilerin Bakır Çağı’ndakı dünya hakkında daha fazla bilgi edinebileceği İtalya’daki Güney Tirol Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. Keşfi, Bakır Çağı ve Alpler’deki tarih öncesi toplulukların yaşamları hakkındaki anlayışımıza büyük ölçüde katkı sağladı. İyi korunmuş bedeni o dönemin beslenme, sağlık, ticaret ve hatta sosyal dinamikleri hakkında bilgiler sundu. Uygarlık tarihinde iz bırakan Ötzi; arkeoloji, antropoloji ve tarih alanlarında önemli bir araştırma konusu olmaya devam ediyor. Sürdürdüğümüz keşif ve analizlerimizle birlikte insan türü olarak günden güne kendi tarihimizi daha iyi çözümlemeye yaklaşıyoruz.

Kaynakça

https://arkeofili.com/buzadam-otzi/

https://www.nationalgeographic.com/history/article/tzi-the-iceman-what-we-know-30-years-after-his-discovery

https://www.iceman.it/en/the-iceman/

Fotoğraf: Robert Clark, Nat. Geo. Image Collection

Fotoğraf: Wierer et al.(2018)

Fotoğraf: Marco Samadelli

Fotoğraf: https://www.sueddeutsche.de/panorama/gletschermumie-oetzi-lebt-1.3164885

Leave a Reply