Hani çok duyduğumuz bir hikaye vardır: Genelde ölen anne babanın arkasından çocukları anlatır, “son görüştüğümüzde kavga etmiştik, keşke güzel ayrılsaydık” diye. İşte David Lynch’in ölümü adeta böyle bir etki bıraktı bende. Öncelikle kendisi çok uzun süre film yapmayıp en son Inland Empire (2006) filmini ekrana taşıdı. Kendisinin çok büyük bir hayranı olarak söylemeliyim ki bu filmini hiç beğenmemekle beraber çok ağır eleştiriler yapmıştım. O yüzden açıkçası pişmanım. Sanki hep yanımda, hiç gitmeyecekmiş biri gibiydi David Lynch benim için. O yüzden ölüm haberini aldığımda hem şok oldum hem de suçlu hissettim.
Bilmeyenler için, David Lynch, Hollywood tarihinin en değerli yönetmenlerinden biri. Son zamanlarda oldukça popüler olan Dune serisini 1984 yılında ekrana ilk uyarlayan isim aynı zamanda. Kendisinin popüler yapımları arasında Fil Adam (Elephant Man), Kayıp Otoban (Lost Highway), İkiz Tepeler (Twin Peaks) ve elbette bir başyapıt olan Mulholland Çıkmazı (Mulholland Drive) var.

David Lynch’i bu kadar özel yapan şey ise sinemadaki alışılagelmiş hikaye anlatıcılığı sınırlarının dışına çıkmakla kalmayıp adeta o sınırları yeniden çizen bir yönetmen olması. Filmlerinde giriş-gelişme-sonuç adeta birbirine girer ve hatta bazılarında hiç yoktur. Bunu yapmak normal şartlarda bir yönetmen için hem çok zor hem de çok risklidir çünkü doğru yapılmadığı takdirde hüsranla sonuçlanır. Örneğin Lost Highway filminin ilk ve son sahnesi aynıdır ve yönetmen bunu o kadar güzel yansıtır ki izleyicide tüyleri ürperten bir his bırakır.

Kendisi bu sıra dışı tarzı sebebiyle birçok kez eleştirilerin odağı olmuş fakat çizgisini bozmamıştır ve onu seyirci için özel yapan şey de budur. Bunun en güzel örneği, Lynch’in imza filmi Mulholland Çıkmazı’nın gelişim sürecidir: Twin Peaks dizisinin başarısının ardından televizyon için yeni bir dizi yapmaya hazırlanan Lynch, Mulholland Dr. için bir pilot bölümü çekerek ABC Studios’a bölümü gösterir ve stüdyo projeden adeta nefret eder. David Lynch’in, stüdyonun zaten birlikte çalıştığı ve kendini kanıtlamış biri olmasına rağmen reddedilmesi de ilginç bir durum. Bunun üzerine projeyi filme çevirmeye karar verir ve film bugün kendisini hiç bilmeyenlerin bile duyduğu bir şaheser olur. 2001’de vizyona giren film, Oscar adaylığının ve aldığı ödüllerin yanı sıra, 2016 yılında BBC tarafından yapılan bir seyirci anketinde 21. yüzyılın en iyi filmi seçilir. Filmi izlemediyseniz ve bu yazıyı okuduktan sonra izlemeye karar verirseniz peşin peşin söylemeliyim ki filmi pek anlamayacaksınız ama emin olun, kimse ilk izlediğinde anlamadı. :)

David Lynch külliyatı ve mirası, ucu bucağı olmayan hayal gücünün ve geleneksel anlatımı reddetmenin gücüne bir kanıttır. Filmleri, izleyicileri bilinçaltlarının derinliklerini keşfetmeye davet ederken, algıları zorlayıp derin bir düşünme fırsatı sunar. Lynch’i hatırlarken sinema dünyasını dönüştüren ve ardında gelecek nesillere ilham verecek eserler bırakan bu büyük ustayı kutluyoruz.
Ayrıca diğer yazar arkadaşlarımın Twin Peaks ve Mulholland Drive ile ilgili yazılarına da göz atabilirsiniz.
Görseller IMDB ve Letterboxd sitelerinden alınmıştır.