GÖZDEN IRAK, GÖNÜLDEN DE IRAK

Son zamanlarda hangisi daha zor bilmiyorum. Eğitim hayatımda çıkan sıkıntılar mı, kendi benliğimi keşfetme maceralarım mı, yoksa insanlarla olan iletişimim mi? Hangisi daha çok canımı sıkıyor, kafamı kurcalıyor ya da beni üzüyor emin değilim. Emin olamıyorum da. Hepimiz çok zor dönemlerden geçiyoruz, orası tartışmasız. Nasıl aşacağımızı bilmediğimiz, doğan güneşin bize ne getireceğini tahmin edemediğimiz günler… Hal böyleyken insan ne kadar pozitif kalabilir? Ne kadar mutlu uyanabilir?

Eve kapandığımız bu günlerde hiç geçmişi düşündün mü? Geçmişteki bir şeye, bir kişiye özlem duydun mu? Ben birini ya da bir şeyi özlemedim ama çok düşündüm. Geçmiş dediğim zaman dilimine dünü de kattım mesela, söylediklerimi, davranış biçimlerimi, bakışlarımı, hareketlerimi; kısacası her şeyimi düşündüm. İnsanları düşündüm, onların söylediklerini ve bana karşı tepkilerini. Bazı noktalarda kendimi çok saçma sapan hareketler yaptım diye suçladım, ama bazı noktalarda da kendimden asla beklemediğim olgunluğu gösterdiğim için kendimle gurur duydum. Asıl beni gururlandıran şey, geçmişte kalan herhangi bir şeye özlem duymamam oldu.

Evde kaldıkça kendi içime döndüm, benliğime. Geçmişime, şimdiye ve geleceğime. Kendimi sorguladım, kendimi yargıladım ve kendime destek oldum. Normalde bunları düşündüğümde kesinlikle eskide kalmış bir şeyi veya bir insanı özlediğimi farkeder, onun peşinde koşardım. Bir arkadaş, bir sevgili, çöpe attığım giysilerden biri, okuyup başkasına verdiğim bir kitap, ya da çok önceden bitirmiş olduğum bir dizi. Bunlardan en az birinin bende yarattığı duyguyu inanılmaz özlerdim. Fakat, bu sefer öyle olmadı. Bu sefer hiçbir şeyi özlemedim, hiçbir şeyi geri elde etmeye çalışmadım. Bu benim için bir başarı aslında. Geçmişte kalmış bir şeyi illaki şimdiye taşımaya çalışırdım. Geçmişten kopamazdım, izlerini hep yanımda taşırdım. Ama bu durum artık değişti. Geçmişteki olayları orada bırakabilmeyi öğrendim. Bunu yapmak zor oldu biraz ama sonunda yapacak cesarete ulaştım.

Whatsapp mesajlarını siliyor musun hiç? Biri ile konuşmayı kestiğinde, arkadaşlığın bittiğinde, sevgilinden ayrıldığında o an direkt ona ait her şeyi silebiliyor musun? Ben bunu yapamıyordum açıkçası. Yıllar önce konuştuğum insanın mesajları da, fotoğrafları da dururdu telefonumda. Silme gereği duymazdım, hatta bazen sıkıldığımda açıp eski mesajları okur, fotoğraflara bakardım. Ama ne fark ettim biliyor musun? Böyle yaptıkça o insandan, o şeyden kopamıyorum bir türlü. Geçmişten kendimi alamıyorum. Baktıkça, merak ediyorum. Aklıma takılan sorular oluyor, aradan aylar geçse de onlara cevap bulmaya çalışıyorum. Bir gece otururken fark ettim, bunun sonu yok. Sonsuza kadar 7 sene önce gerçekleşmiş bir olay için üzülüp, ağlayamam. Bir şeyleri düzeltmeye çalışamam. Tam bu noktada asla yapmadığım bir şeyi yapıp, kurtulmak istediğim ne varsa ona dair her şeyi sildim. Kıyıda köşede sakladığım ne varsa kurtuldum hepsinden. İnan bana, öyle bir rahatlama geldi ki… Yıllardır sırtımda taşıdığım yükten kurtulmuş oldum. İlkokulda öğretmenimiz her gün bize tonlarca kitap taşıttırırdı, her kitabı okula götürmek zorundaydık. Zaten küçücük bir şeydim, bir de 10 kilo çanta taşıyordum her gün. Eve döndüğümde o çantayı yere atardım böyle, sırtım bir rahatlardı, bir gevşeme, bir ferahlık gelirdi. Hah, aynen öyle bir rahatlama geldi geçmişten kalanlardan kurtulduğumda.

Artık canım sıkıldığında okuyacağım mesajlar yok. Açıp baktıkça hüzünleneceğim fotoğraflar yok. Özlediğimde arayacağım numaralar yok. Bu aslında şimdiye odaklanmama o kadar yardımcı oldu ki. Artık önüme bakabiliyorum. Geçmişteki yüklerden kurtulunca şimdiye konsantre olabildim. Anın tadını çıkarıyorum, bunca zamandır kör olduğum için göremediğim her şeyi artık görebiliyorum. Ayrıca, insanları da bu şekilde kolayca unutabiliyorum. Unutmak eylemi hiç bu kadar basit bir hale gelmemişti benim için.

Aylardır konuşmadığın kişinin mesajları, fotoğrafları, numarası vs. hala telefonunda duruyorsa, bence artık onları silmenin tam sırası. Geçmişi yine geçmişte bırakmak en doğrusu. Hayatının bir köşesinde ufacık bir şey bile kalsa, o seni geçmişe döndürmede yeterli olacak çünkü. Geçmişe döndükçe ne şimdinin tadını çıkarırsın, ne de geleceğine odaklanırsın. Hayatını sürekli birilerini özleyerek, onlara ulaşmaya çalışarak harcama. Eskiler aklına geldiğinde soğukkanlılığını koru, bırak geçsin gitsin.

Leave a Reply

4 comments

  1. Anonim

    Eşyaları, mesajları yok etmek yetiyor mu tam nasıl yapabiliyorsunuz?

  2. Dilara Ayraç

    Unutmak istediğim bir olayla veya bir kişiyle ilgili her şeyi gözümün önünden kaldırdıkça, o kişiyi/olayı daha az hatırlamaya ve özlemeye başladığımı fark ettim. Numarasını unutursam arayamam ya da bana o olayı hatırlatan bir eşyayı görmediğim sürece kolay kolay o olay aklıma gelmez. Böyle yaptıkça bir süre sonra bu konuyu daha az düşünmeye, daha az duygu hissetmeye başladığımı gözlemledim. Bunun yanında, insanın bir şeyleri aşmak için dikkatini, ilgisini başka yerlere vermesi gerekiyor bana göre. Unutmak istediğimiz şeyleri gözümüzün önünden kaldırıp başka şeyleri görmeye gayret edersek zamanla unutma eyleminin gerçekleştiğini tecrübe ettim ben. :)

  3. Anonim

    Güzel demişsiniz :) Hem insan nelere alışmıyor ki istemeden, isteyince yapamayasın.

  4. Dilara Ayraç

    Teşekkür ederim. :) Çok haklısınız!