mezunlar

 

Bilkent Üniversitesi Mezunlar Merkezi çok yakın bir zamanda mezunlara kampüs içindeki yoğun güvenlik önlemleri ile ilgili bir mail atmış ve mezunların akşam 23.30’dan sonra kampüse giremeyeceklerini belirtmişti. GazeteBilkent’in değerli eski genel yayın yönetmenlerinin bu konu ile ilgili bildirisini yıllarca emek verdikleri GazeteBilkent’te yayınlayarak bu konu ile ilgili düşüncelerinin üniversite yönetimimize, mezunlarımıza ve Bilkent öğrencilerine ulaşmasına vesile olmak istedik.

 

Üniversite yönetimimizin mezun öğrencilerin Bilkent kampüsüne girişlerini 23.30’dan itibaren kısıtlama kararını kendisi de bu karardan kampüsün kapısından döndürülerek haberdar olmuş Ali Uygur Selçuk’un (HF ‘11) sosyal medya paylaşımıyla, sonrasında da kendisinin paylaşımının gördüğü ilgi karşısında yapılmaya mecbur kalındığı anlaşılan kısa ve muğlak e-posta ilanıyla öğrendik.

GazeteBilkent’i 2010 yılında kurarken sırtımızı özgür düşüncenin gücüne dayayarak yola çıktık. Her görüşün, her fikrin özgürce ifade edileceği bir alan yaratmayı üniversitemizin, toplumumuzun, ülkemizin aydınlık geleceğine yapabileceğimiz katkıların en küçüğü saydık. Geride kalan 6 yılımızın her anını elden ele taşıdığımız bu inancı yaşatmaya ve büyütmeye çalışarak geçirdik; bayrağı bizden devralan arkadaşlarımızın başarılarını övünçle seyrettik.

Bu bilinç ve bizimle omuz omuza vermiş okuldaşlarımıza, mezunlarımıza ve öğrenci arkadaşlarımıza duyduğumuz sorumlulukla kendimizi GazeteBilkent’in geçmiş dönem genel yayın yönetmenleri olarak bu yazıyı kaleme almaya mecbur görüyoruz.

Ne mezunlara, ne öğrencilere danışılmaksızın alınmış böylesi bir kararın kampüs yaşantısına, okul ruhuna ve mezunların aidiyet hissine ciddi zarar vereceğinden kaygılıyız.

Bilkent Üniversitesi yalnızca bir yükseköğretim kurumu değil, adını verdiği semtin de can damarı. Başkent Ankara’nın en aktif kültür ve yaşam merkezlerinden birisi. Hala Bilkent’te veya çevresinde oturan mezunları için üniversite kampüsü şehir hayatına bir korugan, başta kütüphanesi olmak üzere sağladığı imkanlarla pek çoğuna kendi başımıza erişimimiz mümkün olmayan kaynakları barındıran erişebildikleri bir özgürlük alanı. Bu yüzdendir ki sözkonusu kararın Bilkent mezunlarını erişmeyi en tabii hakları saydıkları bu imkanlardan mahrum bırakacağından kaygılıyız.

Sözkonusu uygulamanın ilanında, “ülkemizde yaşanan bazı üzücü olaylar”a dair muğlak bir bahisle, başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerindeki terör ve asayiş olaylarının böylesi bir kararı zorunlu kıldığı imasında bulunuluyor. Ve fakat benzer koşullarla karşı karşıya kalmış başka okullarda, sözgelimi 11 Eylül gibi tarihin en yıkıcı terör eylemlerinden birini yaşamış New York’un pek çoğunun kampüsü şehirle iç içe üniversitelerinin veya Amerika’nın suç oranı en yüksek kentlerinden New Haven’daki Yale Üniversitesi’nde mezunların kampüse erişimini kısıtlayan bu tip uygulamalar bulunmadığını da iyi biliyoruz. Mezunu olduğu Columbia Üniversitesi’yle sıkı bağlarını hala koruyan Mütevelli Heyet Başkanı’mızın ve dünyayı yakından takip ettiğini iyi bildiğimiz rektörümüzün bu durumdan habersiz olduğuna ihtimal vermiyoruz.

Nitekim mevcut uygulamanın TCK’nın 109. Maddesi başta olmak üzere kişi özgürlüklerinin sınırlandırılması hakkındaki ilgili kanun hükümlerine aykırı nitelikte olduğunu düşünüyoruz. Anayasa’nın 13. Maddesinde sözkonusu özgürlüklerin yalnızca yasa marifetiyle sınırlandırılabileceğinin açıkça belirtildiğini göz önünde bulundurarak, böylesi bir kararı Senato kararıyla uygulamaya koyma keyfiyetinin üniversitemizi ciddi yasal sorumluluklarla karşı karşıya bırakacağından kaygılıyız. Dahası, tam da bu çelişkiler sebebiyle, üniversite yönetimimizin dile getirdiği “güvenlik” endişesinin ülkemizin giderek muhafazakarlaştığı bir dönemde kampüs yaşantısı üzerinde tesis edilmekte olan bir ahlaki denetim aygıtının bahanesi olmadığına güven duyamamaktan kaygılıyız.

Başta mezunlar olmak üzere pek çok Bilkentli’yi yakından ilgilendiren böylesi bir kararın tüm paydaşların katıldığı açık ve saydam bir müzakereyle değil “ben yaptım, oldu” kabilinden bir buyurganlıkla alınmış ve uygulanıyor olmasından, başta Mezunlar Derneği ve Öğrenci Dekanlığı olmak üzere ilgili paydaşların, Bilkent toplumunu doğrudan ilgilendiren böylesi karar süreçlerine ne etkinlikle katılabildiğinden kaygılıyız.

Sözkonusu kararın yalnızca Bilkent’lilere danışılmadan değil mezun arkadaşımızın beyan ettiği ve Bilkent’in son on yılına tanık olmuş kimseler olarak bizim de yaşanmadığına güven duyamadığımız, hoyratça bir tavırla uygulanıyor olması ihtimalinden ise en çok kaygılıyız.

Mezun arkadaşımızın beyanını esas alarak hatırlatmak isteriz ki Bilkent Üniversitesi bir özel mülk veya şahıs şirketi değil öğrencileri, mezunları ve mensuplarıyla sayısı bugün yirmi bini aşan bir ailenin ortak mülkiyetidir; tapusu ise gururla taşıdığımız diplomalarımızdır. Aksi bir anlayışın sahiplerini bu gözle görülen bir mezunun Bilkent’e veya çalıştığı işte, okuduğu okulda karşılaştığı bir Bilkent’liye ne kuvvette bir aidiyet duyacağını düşünmeye davet etmeyi bir borç biliriz.

Üniversite yönetimimizin Bilkent ailesinin iyiliğini, güvenliğini ve çıkarlarını azami kollamak niyetinden şüphemiz yok. Bu sebeple, sayın rektörümüzün şahsında üniversite yönetimimizi gelişigüzel alındığı her halinden belli bu karara dair kaygılarımıza kulak vermeye ve üniversitemizin tüm paydaşlarının katılımıyla, ifade ettiğimiz endişeleri karşılayacak ortak bir aklın tecellisine destek olmaya çağırıyor; yanlış hesabın Bağdat’tan döneceğini umuyoruz.

Selim C. Sazak (GB’ 10-11), H. Hakan Kahraman (GB ’11-12), Esin Batak (GB ’12-13), H. Caner Batak (GB ’13-14), Yasemin Öztemür (GB ’14-15).

Leave a Reply

5 comments

  1. Can

    Hayir benim anlamadigim mezun birisi gecen 12 den sonra kampuse girip ne yapacak?

    Sahsen ben 30 yasindayim bos zamanlarimda hadi bu gece kampuse gideyim diye bir sey hic dusunmedim.

    Bu yasak niye cidden anlamadim. Ama bu yaygara niye onuda anlamadim

  2. Mutlu

    Yıllarımızı verdik, pek çok güzel arkadaşlıklar, dostluklar kurduk. Hayatımızın en dinamik yıllarını burada geçirdik. Evimiz dedik. Sonucu terörist muamelesi görmek olmamalıydı. Her gün bir öncekinden daha da kötü yönetilmeye başlandı okul. Anılarımız var orada. Anılarımızı rahat bırakın bari.

  3. ilkim

    Kampüs içinde yaşayan arkadaşları/tanıdıkları olabilir. Acil bir durum ya da sadece keyif için onlarla görüşmek istiyor olabilir. Bir tez üzerinde çalışıyor olabilir ve bu yüzden Bilkent’in kaynaklarından yararlanmak istiyor olabilir. Kısaca insanların ne yapacağından çok böyle bir kararın neden çıktığına odaklanılmalı bence…
    Sadece özgürlüklerin kısıtlanmasına bile karşı çıkabilirisin şu noktada ama ne işi var gecenin o saatinde kafası nedir?

  4. Ahmet

    Maksat okula girmek degil, zaten mezun kac kere okula gidiyor da, aksam girise kısıtlama gelince ayaga kalksin. Burada konu su, sana yasaklama getiriyorlar, bu yasaklamayi getirenler senin gurur duyarak mezun oldugun okulun yonetimi, elinden sanki bir hak alinmis gibi hissetmiyor musun?
    Ben odtuye bile gece vakti girebilirken mezun oldugum okula giremiyorum. Onu gectim mezunlar potansiyel terorist midir yani guvenlik gerekcesiyle diyorsun. Ustumuze bomba mi bagliyacagiz. Sen kapida ne arama yapiyorsan onu mezuna da yap gecir, guvenligi saglayamayacak birimin var ise git onlari kuvvetlendir yonetim olarak. Guvenlik birimi guvenligi sagliyamiyor, kalkip mezunun girisini engelliyorsun. Sonra da .ezunlar hosgeldiniz partisiymis, yok bulusma yemekleriymis, yok yeni ogrencilerle kariyer gunleriymis, is istihdami saglayinmis. Kampuse adam gibi guvenlik alin guvenligi sagliyamiyorsaniz, bu ciddi bir konudur

  5. Can

    Ben 29 yaşındayım ve 23:30’dan sonra kampusu yolum kisalsin diye kullandigim oluyor.