5 Ekim Cumartesi günü Amazonlar isimli baleyi seyretmek için Ankara Devlet Opera ve Balesi’ne teşrif ediyoruz. Daha önce operaya gitmiştim ama baleye ilk gidişim. Açıkçası izlediğim operalardan olsa gerek operayı pek sevmemiştim, bu sebeple baleye biraz temkinli yaklaşıyorum. Amazonlar Opera Sahnesi’nde oynanıyor. Dışarıda sizi, harika bir yapı, Leyla Gencer’in bir heykeli karşılıyor. İçerisi de şahane, yerlerimiz balkonda en ön.
Bale, projeksiyonun perdeye yansıttığı dalga görüntüleri ve harika bir müzik ile başlıyor. Bir gemi ve harabe sütunlar ile dekore edilmiş sahne var karşımızda. Sahneye ilk önce baletler çıkıyor, onları izler izlemez vuruluyorum baleye. Sıra balerinlere geliyor; Amazonlara. Ellerinde yaylarıyla hem narin birer balerin hem de vahşi Amazon savaşçıları onlar.
Balenin konusundan kısaca bahsetmek gerekirse; bale, Argonavtlar’ın (erkek savaşçılar) altın bir postu aramak üzere Karadeniz’de çıktıkları yolculukta Amazonların adalarında mola vermeleri ve Amazon kadınlarının nesillerini devam ettirebilmek için Argonavtlar’a kur yapıp onları kendilerine âşık etmeleri ile başlıyor. Birçoğu arasındaki ilişki sadece tensel iken Amazon kraliçesinin kız kardeşi Antiope ile kahraman Teseus arasında gerçek bir aşk doğuyor. Devamını hiç anlatmayayım, en iyisi siz gidip izleyin. Yok, gitmeyeceğim ama merak ettim derseniz Devlet Opera ve Balesi’nin sitesine bir uğrayıp konuya bakabilirsiniz.
Amazonlar‘ın en sevdiğim sahnesi (her ne kadar çok fazla ipucu vermek istemesem de) sahneye en son beyazlar içerisinde çıkıp birbirlerine sarılan iki ufaklık oluyor.
İki perdelik bu güzel balenin müzikleri Vakhtang Kakhidze’ye, koreografisi ise Nugzar Magalashvili’ye ait. Ekim ayı içerisinde üç kere daha sahnelenecek olan Amazonlar’ı kesinlikle tavsiye ederim. Gidecekler için iyi seyirler, keyifli anlar.