Yılın o karlı, değilse çok soğuk zamanı geliyor; fakat biz bu soğukları dört gözle bekliyoruz. Sebebi ise basit ve iki harfli: if. Her yıl şubat sonu- mart başı gibi düzenlenen dört günlük sinema festivalinden, Ankara’daki seraptan bahsediyorum elbette. Bu yıl 12.si yapılan Uluslararası Bağımsız Film Festivali, şehrimize 28 Şubat’ta uğrayacak ve dört gün boyunca bizi sinema salonlarına çekerek soğuktan koruyacak.

!f Film Festivalinin düzenli takipçilerinin bildiği gibi, festivale dair en büyük sorun, İstanbul’da neredeyse 2 hafta boyunca muhtelif sinemalarda takip edilebilecek festival, Ankara’ya  programının yarısını, yani beyazperdede izlemeyi düşlediğimiz onlarca filmi bırakıp gelmesi ve yalnızca Cepa’daki iki salona sıkıştırılması.

yaziici

Her sene kendi kendime verdiğim, programı Ankara filmleri açıklanmadan okumama sözünü, tabii ki bu sene de tutamadım. Program seçkisi bu yıl gerçekten çok iyiydi ve merakla beklediğim filmlerden oluşuyordu; fakat Marion Cotillard’ın oynadığı “De Rouille et dos”, görenlerin “gerçek sinema” dediği Leos Carax tarafından yönetilen “Holy Motors”, James Franco, Vanessa Hudgens, Selena Gomez gibi oyuncuların oynadığı “Spring Breakers”, Miguel Gomes’in yönettiği “Tabu”, John Hawkes ve Helen Hunt’ın oynadığı ve Sundance Film Festivali’nde gösterildiğinde büyük beğeni toplayan “The Sessions”, Toronto’da ödül alan Martin McDonagh filmi “Seven Psychopaths” ve çok merak ettiğim Woody Allen belgeselinin aralarında bulunduğu onlarca film maalesef Ankara’ya gelmiyor.

Şehrimize teşrif eden güzel filmler ise, Xavier Dolan’ın “bugüne kadarki en iddialı filmi” olarak değerlendirilen “Laurence Anyways”, “Celeste and Jesse Forever”,  Zac Efron ve Nicole Kidman’lı Cannes filmi “The Paperboy”, Jack Kerouac’ın aynı isimli müthiş romanının uyarlaması, Kristen Steward’lı “On The Road”, Lena Dunham’ın da yazarlarından olduğu “Nobody Walks”, “Berberian Sound Studio”, “Bernie”, “Safety Not Guaranteed”, “The Imposter”, James Dean’in hayatını “hayallerimizdeki gibi” anlatan “Joshua Tree 1951: A Portrait of James Dean”.

Bilet satışları MyBilet’te başladı, kendinize merdivende değil koltuklarda yer bulabilmek istiyorsanız, bir an evvel biletlerinizi almanızı tavsiye ederim.

Leave a Reply