Farkında olmadan yaptıklarınızla yüzleşmeye hazırsanız Dövüş Gecesi’ne bekleriz.
Beklerdik aslında çünkü DOT Tiyatro Dövüş Gecesi oyunuyla geçen hafta 3 gün boyunca Ankaralı tiyatro severlerle buluştu. Cuma, cumartesi ve pazar günü CerModern’de seyirciyle buluşan oyun farklı tarzı ve duruşuyla dikkat çekti.
Ekim 2005’de kurulan Dot Tiyatro her yıl üç, dört farklı oyun sahneye koyuyor ve her koyduğu oyun çok konuşulanlar ve mutlaka izlenmesi gerekenler listelerine giriyor. In Yer Face akımının en başarılı uygulamacılarından olan Dot’un 2014 Mart ayında sahneye koyduğu Dövüş Gecesi kısa sürede beğeni kazandı.
“Modern seçim sisteminin çetrefilli yapısını ve tuzaklarını keşfetmeye çalışan oyun ‘neye göre oy veririz?, bizi belli bir adaya oy vermeye iten şey nedir?, şeçmen ve adaylar arasındaki ilişkinin derininde ne yatar?’ gibi şeçim sürecine dair kritik sorulara cevap arıyor.”
Oyun tanıtım kartının üzerinde yazan bu sözler oyunun minik bir özeti. Oyun 6 adayın bir şeçim sonucunda galip gelmeleri ya da kaybetmeleri üzerine kurulu.
Girişte seyircilere verilen butonlar interaktifliği sağlayan en önemli etmenler. Seyircilere yöneltilen sorulara butonlardaki şıklara basarak yanıt vermek hem oldukça keyifli hem de heyecanlıydı. Cevabınızın ekrana yansıyıp ya “çoğunluğu” ya da “azınlığı” temsil etmesi…
Aslında oyunun en temel iki noktası da işte burada. Azınlık olup yenildiğini düşünmek ya da çoğunluk olup ezileni ezmek… Zamanı manidar olan bu oyun izlerken farkında olmadan çoğunluğun içine düştüğünüzü far ediyorsunuz. Yarışmacıların birbirlerini ya da seyirciyi kışkırtarak oy beklemesi düşündürücü… Farklı kategorilerle yarışmacılar tek tek eleniyor. Her elenen kişinin ya daha önce yüksek oy aldığı ya da çoğunluğun zevklerini yansıttığı durumu ise çok korkunç. İnsanlar seçecekleri insanları gerçekten nasıl ve neye göre belirliyorlar? Biz oylarımızı nasıl veriyoruz? Etkili bir konuşma olmazsa olmazı bu işin. Artı bir de hayatın gerçeklerinden dem vurup, isyana teşvik etmek var. Boğulduğunuzu hissettiğiniz anda haykırma seçeneği öylece durur. Cesaretiniz varsa sessizliği yırtıp bağırabilirsiniz. Yalnız bağırdığınızda düşündüğünüz gibi altın kafesler değil karanlık, yalnız ve tutsak olduğunuz yerlerde bulabilirsiniz kendinizi…
Ece Dizdar, Gizem Erdem, İbrahim Selim, Mert Öner, Pınar Töre, Serkan Altunorak ve Tuğrul Tülek’in yer aldığı oyun Murat Daltaban tarafından yönetilmiş. Orjinal hikaye Alexander Devriendt’e çeviri ise Melisa Kesmez’e ait. Yeni sezonda devam edecek oyun belki tekrar bir Ankara çıkarması yapar.
Cermodern’e alternatif tiyatroları davet ettiği için tekrar teşekkürler. Yalnız rahat koltuklarda oyun izlemeye alışmış bünyeler pek de rahat olmayan sandalyeler üzerinde oyunu izlerken çok mutlu olamadı. Belki de oyunun ciddi ve sarsıcı havası için en ideali buydu. Gene de hem fiziksel hem zihinsel yorucu bir deneyim olduğunu söyleyebilirim Dövüş Gecesi’nin.
Çok fazla kafa yormadığımız şeyler üzerinde, düşünmek içinse çok gerekli bir alternatif…
Tavsiyem ya gelirse diyerek takipte kalmanız.
Yakalarsanız, şimdiden iyi seyirler…