Albüm: In Rainbows – Radiohead

Yazar: Deniz Yavuz

Sizlerle 2021’in başından beri en çok dinlediğim albümü paylaşmak istedim. Uzun yıllardır Radiohead’i severek dinleyen biri olarak, grubun en sevdiğim albümleri arasında In Rainbows yer alıyor. Her ne kadar birçok müzik eleştirmeni tarafından en iyi albümlerinin OK Computer olduğu söylense de, In Rainbows’un OK Computer albümünden aşağı kalır bir yanı olduğunu düşünmüyorum. 2007 yılında piyasaya sürülen bu albüm toplamda 10 şarkı içeriyor. İçindeki “Nude”, “Weird Fishes/Arpeggi” ve “Reckoner” gibi şarkıları, Radiohead dinleyen-dinlemeyen birçok kişinin aklında çoktan yer etmiş olan parçalar. (Weird Fishes/Arpeggi’nin, hem albümün hem de Radiohead’in en sevdiğim şarkısı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.) Aynı zamanda Radiohead’in alışılmışın dışında sayılabilecek “Videotape” şarkısındaki piyano baskınlığıyla, In Rainbows’un grubun diskografisinde fazlasıyla önemli bir yere sahip olduğunu söylemek yanlış olmaz. Diğer albümlere nazaran daha “soft” sayılabilecek In Rainbows, özellikle bir bütün olarak dinlendiğinde, sizi tarifi mümkün olmayan bir yolculuğa çıkarıyor. Radiohead albümleri arasındaki kişisel favorim OK Computer olsa da, In Rainbows ile tepede yarıştıklarını söyleyebilirim. Umuyorum ki siz de seversiniz!

Film: The King’s Speech

Yazar: Sıla Kuren

“Zoraki Kral” olarak çevirisi yapılan film on iki dalda Oscar ödüllerinde aday gösterilen tarihsel bir drama filmi. Tahta oturan yeni kral olan VI. George’un çocukluğundan beri karşısına hep bir engel olarak çıkan kekemelik, filmde de halka hitabet açısından büyük bir sorun olarak karşısına çıkıyor. Bu sorunun üstesinden gelebilmek ve kraliyet makamının gereklerinin yerine getirilebilmesi için Avustralyalı konuşma terapisti Lionel Logue’tan yardım isteniyor. Zoraki Kral’ın konuşma bozukluğu yüzünden yaşadığı bunalım ve hissettiği güvensizlik, halk tarafından kusursuz olarak görülen kraliyet ailesinin bu şekilde halkla güçlü bir bağlantı kurmuş olması filmi ilgi çekici yapan en büyük etkenlerden biri. VI. George’un kraliyet ailesinden aldığı katı eğitim sonucu kendisine güvensiz ve içine kapanık bir birey oluşunu, filmde tıp eğitimi bulunmamasına rağmen seanslarıyla bu sorunu yumuşatmaya çalışan Lionel Logue üstleniyor. Filmin başlarında tarihsel detaylar nedeniyle oldukça durağan bir film izlenimi veren Zoraki Kral, sonunu sabırla beklemenize değecek kadar etkileyici ve duygusal bir finale sahip. Filmin son sahnesinde kullanılan klasik müzik eşliğinde yapılan konuşmanın etkisinin uzun bir süre üzerinizde kalacağına dair hiçbir şüpheniz olmasın!

Dizi: Over the Garden Wall

Yazar: A. Toprak Fırat

7 sene önce çıkmış, sadece 10 bölümlük bir mini-dizi Over the Garden Wall, Wirt ve küçük kardeşi Greg’in, kurbağaları ile beraber bir ormanda kaybolmalarını ve eve dönmeye çalışırken başlarından geçen olayları anlatıyor. Bilinmeyenin kalbine ettikleri yolculukta karşılaştıkları esrarengiz karakterler izleyiciyi diken üstüne oturtsa da dizinin çocuksu yalınlığının yarattığı kontrast dizinin cazibesine cazibe katıyor. Özellikle fantastik unsurların açık açık ortada olmadığı ve hafifçe etrafa serpiştirildiği, fantastikten çok büyülü gerçekliğe yakın bir evrenin 19. yüzyıl estetiği ile harmanlanma fikri sizi heyecanlandırıyorsa ilacınızı buldunuz. Bu kadar güzel olmasına rağmen hak ettiği ilginin sadece küçük bir bölümünü görse de her Cadılar Bayramı’nda bir araya gelip diziyi izleyen fanları da var. Ne yazık ki sadece 1 sezon olarak düşünüldüğü için yaratıcıları bir devam sezonu olmayacağını belirtmişler. İlk sezondaki karakterlerin yolculuğu tamamlanmış olsa da ikinci bir sezonda yeni karakterleri anlatan başka bir hikayenin işlenmesi için yaratıcıları zorlamaya hazırım eğer böyle bir planı olan varsa. Bütün bölümleri izlemenin yaklaşık 2 saat sürdüğü düşünülürse ve şayet animasyon seviyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken, benim de aydan aya tekrar izlediğim harika bir eser.

Leave a Reply