Maurice Halbwachs kişilerin toplum baskısı altındayken hafızalarını yeniden yapılandırdığını ifade eder. Bu durumu bizler günlük yaşantımızda ve kendimize bizzat uygularken fark edemesek de ailelerimizdeki yaşlıların anılarını iler tutar bir şekilde ele aldığımız takdirde bu durumu daha iyi kavrayabiliriz. Toplumda oluşan bu baskı genellikle iktidarlar tarafından bizlere ‘tahsis edilmiş’ yeni bellek yüklemeleri olarak da algılanabilir.

İktidarlardan bir yenisinin de bizlere ‘tahsis etmek’ üzere bulunduğu bir bellek yıkımı ve onun üzerine gecekondu bir bellek inşa etme çabasını ne yazıktır ki ‘korunması gereken kültür varlığı’ Bomonti Bira Fabrikasının binaları Diyanete ‘tahsis edildi’ haberlerinden anlayabiliriz.

Mekanlardan ve belleklerden yeni bir Türkiye inşası sürecinde Bomonti ve benzeri durumlardan gizli ya da farklı anlamların çıkarabilecek durumlarla karşı karşıya değiliz. Yapılan ve tepki gören bellek katliamları tek bir açıklamayla tartışmaya kapalı bir şekilde önümüze sunuluyor. Bir mekânı çaktırmadan, sürece yedirerek değil de alenen yıkımının hükmü veriliyor. Bomonti Bira Fabrikasının Diyanete tahsis edilmesi son derece net bir duruş ve bu durumdan birden fazla anlam çıkartamıyoruz. Ne olduğunu bilmek için komplo teorilerine yer verecek kadar bile bir uç açıklığı yok.

Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni görmüş, birçok dinden ve etnik kökenden insana mesken olmuş, sakinlerinin birdenbire değil uzun bir zaman diliminde orayı önce kişisel belleklerine sonra kent belleğine kattıkları, ruhu olan, çıkış noktası olan sanayiden zamanla sanatla anılmaya evrilen bir yerin bir anda haksız yıkım kararı verildi.

Mekanın çevresiyle olan uyumu ve zamanla kent belleğini etkilemesi.
Görsel kaynağı: http://bianet.org/biamag/print/212717-bomonti-bira-fabrikasi-hafizamizdan-silinmeyecek

Çok uzun zamandır var olmasından dolayı zamana ve yeni sakinlerine ayak uydururken geçirdiği değişimler 50 sene öncesinden çok farklı görüntüler ortaya koysa da hiçbir zaman oraya kendini ait hisseden kişilere belleklerini yaralayacak bir değişime izin vermemiş ve etrafıyla sokaklarıyla uyum içerisinde olup ruhunu zenginleştirmiş olan Bomonti ve çevresi mekânın politik yüzünü bir kere daha gözlerimizin önüne sermiş oldu.

Mekân üreticileri, mimarlar, iç mimarlar, kent planlayıcıları olarak mekâna dair çalışmaların kent görüntüsünün, belleğin bu kadar ucuz bir şekilde yitirilmesini makalelerden okumaktansa pratikte her gün görüyor. Ve bu meslek gruplarının da pratikte şu sıralar ne yazık ki yapabildikleri tek şey bu olsa gerek. Bomonti gibi önemli görüntülerin toplumdan bir parça olduğu düşünülürse ki öyle, gözlerimizin önünde ‘tahsis edilen’ toplumun kendisinden bir parça ve belleklere atanan bir kayyum.

 

Kaynakça

Maurice Halbwachs, On Collective Memory

http://bianet.org/biamag/print/212717-bomonti-bira-fabrikasi-hafizamizdan-silinmeyecek

Kapak Görseli: http://bianet.org/biamag/print/212717-bomonti-bira-fabrikasi-hafizamizdan-silinmeyecek

Leave a Reply